İngiltere, 47 yıl önce katıldığı Avrupa Birliği'nden Türkiye saatiyle 02:00'dan itibaren resmen ayrılıyor. Peki Brexit sürecinde son 4 yılda neler yaşandı? İngiltere, AB'den ayrıldığında değişecek ve değişmeyecek şeyler neler?
Brexit'e saatler kala İngiltere bayrağı, Brüksel'deki AB kurumlarından da indiriliyor.
İngiltere'de sokaklara çıkan Brexit yanlılarından bazıları AB bayrağı yaktı
İngiltere'yi AB'den koparan süreç nasıl gelişti?
İngiltere'de, AB'nin atası Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) 1973'te üye olunmasından itibaren, üye ülkelerin siyasi ve ekonomik bütünleşmesi ile gücün, Brüksel'deki bürokraside toplanmasından şikayet eden bir kesim oluşmuştu.
AB'nin Schengen ve ortak para birimi gibi temel kurumlarının dışında kalmasına karşın İngiltere'de “Avrupa şüphecileri” diye adlandırılan grubun şikayetleri azalmadı, aksine arttı.
Özellikle Doğu Bloku ülkelerinin AB'ye üye olmasıyla artan göç ve 2008 ekonomik krizi, bu düşüncelerin ülkede yaygınlaşmasına yol açtı.
Aşırı sağ siyasetçi Nigel Farage’ın liderliğindeki AB karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi'nin (UKIP) 1990'lardaki 100 bin oyluk tabanını 2010'da 920 bine, 2015'te de 3 milyon 890 bine taşımayı başarması da ülkedeki ana akım siyaseti baskı altına aldı. Parti Avrupa Parlamentosu seçimlerinde kazandığı başarıyla çok sayıda milletvekili çıkararak, Brexit'i Avrupa gündemine taşıdı.
'Brexit' kavramı nereden çıktı?
Bu siyasi konjonktürde, düşünce kuruluşu British Influence’ın (Britanya'nın Nüfuzu) eski başkanı Peter Wilding’in 2012'de yayımladığı makalede kullanmasıyla dolaşıma giren “Brexit” kelimesi, ülkenin önündeki 8 yılına damga vuracak popülerliğe ulaştı.
Wilding, makalesinde, İngiltere’nin AB içinde liderliğe oynaması gerektiğini savunuyor ve bunda başarısız olunması halinde işlerin “Brexit”e doğru kayacağı uyarısında bulunuyordu, öyle de oldu.
İngiltere'nin son 8 yılına damga vuran tartışma, ülkenin AB içinde ve lider rolünde olması gerektiğine inananlar ile AB bürokrasisinin boyunduruğundan kurtulup, “bağımsız” İngiltere'yi “yeniden büyük” yapmayı isteyenler arasında geçti.
Referandum sözü
Ülkeyi saran Brexitçi atmosfer, 2013 yılında dönemin başbakanı David Cameron'ı AB üyeliğini referanduma götürme sözü vermeye itti. Seçmen tabanını UKIP'e kaptırmaktan endişe eden Cameron, bu vaadin de etkisiyle 2015’te yapılan genel seçimde az farkla ama tek başına iktidar olmayı başardı.
Kendisi AB üyeliğinden yana olan siyasetçi, 2016 yılı başında, AB'nin “siyasi bütünleşme” hedefini eleştirerek ve bazı tavizler almak amacıyla bir dizi diplomatik girişimde bulundu. Cameron, görüşmelerin sonunda AB’den ulusal parlamentonun egemenliği, ekonominin yönetimi ve göçün sınırlandırılması konularında “istediğini kopardığını” ilan etti.
Referandum
Referandum için 23 Haziran 2016 tarihini belirleyen İngiliz Başbakan, AB’den kopardığı tavizlere göre yeniden şekillenecek üyeliğin devamı için kampanyaya başladı.
Brexit yanlısı kampanyada ise öne çıkan iki isim Nigel Farage ile Boris Johnson oldu.
Brexit yanlısı kampanya, İngiliz parlamentosunun Brüksel'deki atanmış bürokratlar karşısında egemenliğini yeniden elde etmesi, ülkenin AB bütçesine yaptığı katkının başta sağlık sistemi olmak üzere kendi iç sorunlarının çözümünde kullanılması ve göçe karşı “sınırların kontrolünün yeniden sağlanması” gerekliliği üzerine kuruldu.
AB üyeliğinden yana olanlar ise Birliğin, İngiltere’nin en büyük ticari ortağı olduğuna işaret ederek, Brexit’in ülke ekonomisini küçülteceğini savundu.
Son ana kadar başa baş giden referandum yarışından yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit cephesinin galip çıkması üzerine Cameron görevinden istifa etti.
'Brexit Brexittir'
Yerine, kabinede İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Theresa May seçildi.
“Brexit Brexittir” sloganıyla görevine başlayan May, referandum sonucunu hızla hayata geçirme sözü verdi.
May, 29 Mart 2017'de AB'ye yazdığı mektupla 2 yıl sürmesi öngörülen Brexit müzakerelerini resmen başlattı. İngiliz Başbakan amacını, bu 2 yıl içinde hem ayrılık koşullarını hem de yeni bir serbest ticaret anlaşmasını müzakere edip sonuca bağlamak olarak ilan etti.
Ancak tablonun May'in dilediği kadar basit olmadığı kısa zamanda ortaya çıktı.
Brexit karşıtları ve yandaşlarının yanı sıra siyaset “katı Brexitçiler” ve “ılımlı Brexitçiler” olarak da bölündü.
Seçim hezimeti kriz getirdi
Muhafazakar Parti milletvekilleri içindeki bölünmeler, May'i hem parlamentoda hem müzakere muhatabı AB karşısında zayıf bir konumda bıraktı. May, bu sorunu, erken genel seçime gidip güçlü bir parlamento çoğunluğuyla yeniden hükümete gelerek çözmeyi denedi.
Fakat 8 Haziran 2017’de gidilen erken genel seçimde Muhafazakar Parti tek başına hükümet kuracak sayıda milletvekili çıkaramadı. Kuzey İrlanda’nın aşırı sağdaki Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) desteğiyle ancak bir azınlık hükümeti kurulabildi. Bu, Brexit kamplaşması içinde onlarca bakanın görevi bırakmasına ve May’in 24 Temmuz 2019’daki istifasına giden sürecin de başlangıcı oldu.
May, belirlenen süre içinde AB ile bir Brexit anlaşmasına varmayı başardıysa da anlaşmayı parlamentodan geçirmeyi başaramadı. Bunda, Avrupa Adalet Divanı'nın İngiltere’nin Brexit’i tek yanlı iptal edebileceğine hükmetmesiyle, AB yanlısı kesimlerin süreci durdurmak için ümidinin artması da rol oynadı.
Brexit parlamentoya takıldı
May'in Brexit anlaşması milletvekilleri tarafından büyük farklarla 3 kez reddedildi. Brexit 29 Mart 2019’dan önce 12 Nisan’a, sonra da 31 Ekim’e ertelenmek zorunda kaldı.
Ülkede 22 Mayıs'ta yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Muhafazakar Parti'nin 5'inci sıraya gerileyerek tarihinin en büyük seçim yenilgisini almasının ardından Theresa May'in üzerindeki istifa baskısı arttı.
May'in istifasını ilan etmesinin ardından başlayan liderlik yarışını, kabinedeki Dışişleri Bakanlığı görevinde önceki yıl Brexit politikasını yeterince katı bulmayarak istifa eden Boris Johnson kazandı.Johnson devri
Başbakanlık görevini 24 Temmuz'da devralan Johnson, parlamento dengelerinin Brexit sürecini dilediği gibi yönetmesine izin vermeyeceğini görerek, parlamentoyu 5 hafta tatil kararı aldı ancak bu karar, Anayasa Mahkemesinden geri döndü.
Johnson, bunun üzerine AB ile yeniden müzakereye başlayarak Brexit anlaşmasında daha önce itirazlara yol açan bazı maddeleri değiştirmeyi başardıysa da parlamento çıkardığı yasa ile katı Brexitçi siyasetçiyi AB'den yeni bir erteleme istemeye mecbur bıraktı.
AB'ye 28 Ekim'de imzasız bir mektupla erteleme talebini ileten Johnson, 29 Ekim'de muhalefet partilerini erken genel seçime ikna etmeyi başardı.
Seçim galibiyeti Brexit'in önünü açtı
Seçim kampanyasını “Brexit'i ne pahasına olursa olsun gerçekleştirme” vaadi üzerine kuran Johnson, 12 Aralık'ta sandıktan 365 milletvekili çıkarmayı başardı. Böylece Johnson'ın önünde 650 sandalyeli Avam Kamarasında dilediği düzenlemeyi geçirmesi için engel kalmadı.
Brexit anlaşmasına ilişkin tasarı, ocak ayı içinde parlamentonun her iki kanadından hızla geçti ve 23 Ocak'ta Kraliçe'nin onayıyla yasalaştı.
İngiltere, 31 Ocak Cuma günü 23.00'te (TSİ 02:00) AB'den resmen ayrılacak.
Bunu, ülkenin fiilen AB üyesi kalacağı ama Birliğin karar süreçlerinde yer almayacağı bir geçiş dönemi izleyecek.
11 ay olarak öngörülen geçiş döneminde taraflar, başta kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması olmak üzere gelecekteki ilişkilerinin alacağı şekli müzakere edecek.
Peki bu süreçte ve sonrasında neler değişecek, neler aynı kalacak?
- 1. Avrupa Parlamentosu'ndaki İngiliz milletvekilleri koltuklarını kaybedecek
Brexit Partisi lideri ve İngiltere'nin AB'den ayrılmasının mimarlarından Nigel Farage, Avrupa Parlamentosu üyeliğini kaybedecekler arasında.
Bunun nedeni, İngiltere'nin AB'den ayrıldığı anda, Birlik'in siyasi kurum ve ajanslarıyla bağını yitirecek olması.
Geçiş sürecinde İngiltere'nin AB kurallarına uyacak olmasına ek olarak, AB kanunlarının yerine getirilmesi ile ilgili konularda karar mercii olan uluslararası Avrupa Adalet Divanı, yasal anlaşmazlıklarda son sözü söyleyecek.
- 2. AB zirvelerine katılım bitecek
İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın, gelecekte AB Zirvesi'ne katılan liderler arasına girmek istemesi halinde, özel olarak davet edilmesi gerekecek.
İngiliz bakanlar da artık düzenli olarak AB toplantılarına katılarak, örneğin balık avlanmaya ilişkin sınırlamalar hakkında karar veremeyecek.
- 3. Ticaret konusu çok konuşulacak
İngiltere malların ve hizmetlerin alım-satımına ilişkin olarak dünya çapındaki diğer ülkelerle pazarlıklara başlayabilecek.
İngiltere AB üyesiyken, ABD ve Kanada gibi ülkelerle resmi ticaret müzakereleri yürütmesine izin verilmiyordu.
- 4. İngiliz pasaportlarının rengi değişecek
Mavi renkteki pasaportlar, şu anki bordo pasaportlarla değiştirildikten 30 yıl sonra geri dönecek.
- 5. Brexit bozuk paraları
İngiltere'de Brexit'i anmak için 31 Ocak tarihini taşıyan ve “Barış, Refah ve Bütün Uluslarla Dostluk” yazılı 3 milyon adet 50 penilik bozuk para basılacak. Paralar dolaşıma girdi.
Ancak bozuk paralar da halkı böldü, AB'de kalınmasından yana olan bazı kişiler bozuk parayı kabul etmeyeceklerini açıkladı
- 6. İngiltere'nin Brexit ekibinin görevi sona erecek
İngiltere-AB müzakerelerini ve anlaşma olmaması ihtimaline yönelik hazırlıkları yürüten ekip, Brexit'in gerçekleşeceği gün görevlerinden ayrılacak.
- 7. Almanya suç işleyenleri İngiltere'ye geri gönderemeyecek
Bazı zanlıların Almanya'ya kaçmaları halinde İngiltere'ye geri gönderilmeleri mümkün olmayacak. Almanya Anayasası, başka bir AB ülkesi olmadıkça vatandaşlarının sınır dışı edilmesine izin vermiyor.
Şimdilik neler değişmeyecek?
Geçiş dönemi Brexit'in hemen ardından başlayacağı için, pek çok şey aynı kalacak – en azından 31 Aralık 2020'ye kadar.
- 1. Seyahat
Uçaklar, tekneler ve trenler her zamanki gibi çalışmaya devam edecek.
Pasaport kontrole gelindiğinde geçiş dönemi boyunca İngiliz vatandaşları, AB vatandaşları için ayrılan bölümlerde sıraya girmeye devam edecek.
- 2. Ehliyetler ve evcil hayvanların pasaportları
Geçerli oldukları müddetçe, kabul edilmeye devam edilecekler.
- 3. Avrupa Sağlık Sigortası Kartı (EHIC)
Bu kartlar İngiliz vatandaşlarına, bir kaza sonucu meydana gelebilecek hastalıklarda resmi kuruluşlarda tedavi imkanı sağlıyor.
Herhangi bir AB ülkesinde kullanılabilirler (İsviçre, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn'da da geçerliler) ve geçiş döneminde de geçerli olacaklar.
- 4. AB'de yaşamak ve çalışmak
Geçiş döneminde hareket serbestisi devam edecek, böylece İngiltere vatandaşları şu an olduğu gibi bu süreçte de AB'de yaşayıp, çalışmaya devam edebilecek.
İngiltere'de yaşamak ya da çalışmak isteyen AB vatandaşları için de aynı koşullar geçerli.
- 5. Emeklilik maaşı
AB'de yaşayan İngilizler devletten emeklilik maaşlarını ve yıllık zammı almaya devam edeceler.
- 6. Bütçeye yapılan katkılar
İngiltere geçiş döneminde AB bütçesine para ödemeye devam edecek. Bu, AB tarafından fonlanan projelerin devam etmesi anlamına gelecek.
- 7. Ticaret
İngiltere-AB ticareti ek ücretler ya da denetimler gerekmeden devam edecek.
Euronews ve BBC Türkçe