Kalkışa hazırlanan uçağın pistte kayması, fırtına nedeniyle uçakların başka havalimanlarına yönlendirilmesi, taksi yolunun çökmesi ve son olarak uçağın kuş sürüsüne çarpması İstanbul Havalimanı hakkındaki iddiaları yeniden gündeme getirdi. Ekoloji uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı, uçakların özellikle yüklüyken sıcak havada yokuş aşağı giderken fren yapmak zorunda kaldığını belirterek, “Fren yaptıkça da tekerlekler ısınıyor. Bu iniş takımlarında yangına sebep olabilir. 3. havalimanı bir kara delik gibi sivil havacılığı eritecek. Zor duruma sokacak bir yatırım. Türkiye’ye yapılmış bir kötülük olarak tarihe geçecek” dedi.
Kantarcı, açıklamasının devamında bütün havayollarının yerden geçen süreyi minimuma indirmek istediğini çünkü uçağın havada kaldığı sürenin verimli olduğunu belirterek, “THY’nin son açıkladığı rakamlar dediklerimizi doğruluyor. Kârlılık yüzde 70 azalmış. 3. havalimanı bir kara delik gibi sivil havacılığı eritecek. Zor duruma sokacak bir yatırım.Türkiye’ye yapılmış bir kötülük olarak tarihe geçecek” ifadesini kullandı.
“Rüzgâr yönleriyle uçakların iniş-kalkış yönleri uyumlu değil”
Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’in haberine göre, ekoloji uzmanı Kantarcı, İstanbul Havalimanı arazisindeki incelemelerin yetersiz olduğuna dikkati çekti. Pistlerle hâkim rüzgâr yönlerinin uyumlu olmadığını söyleyen Kantarcı, “Hâkim rüzgârlar genellikle poyraz yıldız ve karayel yönlerinden kuvvetli olarak esmektedirler. Rüzgâr yönleri ile uçakların iniş, kalkış yönlerinin uyumlu olmaması çok önemli ölçüde sıkıntı yaratmaktadır. Havalimanında üst materyal kazılıp kaldırıldığı ve yükselti 40 m kadar düşürüldüğü için, alan çevresindeki arazi içinde ‘at nalı’ gibi alçakta kalmıştır. Kuzeybatıdan ve kuzeydoğudan esen yer rüzgârları alçak araziyi çevreleyen yamaçlarda dönerek alan üzerinde anaforlar oluşturmaktadırlar. Bu anaforların hortumlara dönüşme olasılığı da vardır” diye konuştu.
“Hem yer seçimi yanlıştır hem de arazi incelemeleri yetersizdir”
Taksi yollarında meydana gelen yolların da sebeplerini açıklayan Kantarcı, şunları anlattı:
“Pistin beton kalınlığı 1 metre olup, alttaki kil materyalin kaya olmayışının pistin esnemesine sebep oluyor. Yapılan dolgunun uzun bir süre oturmasını da beklemek gerekirdi. Betonun esnekliği azdır. Uçakların konuşundaki basınç pist yüzeyinin kısa bir süre sonra dalgalı bir yapıya (ondülasyon) dönüşmesini sağlayacaktır. Taksi yollarında ve diğer alanlarda çökme olayları olağandır. Sonuç olarak İstanbul 3. havalimanı hem yer seçimi yanlıştır hem de arazi incelemeleri yetersizdir. Bu yanlışlık ve yetersizlik mühendislerin gayretleri ile giderilemeyecek ölçektedir.”
Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı, “Yer havalimanı yapımına uygun değil” demişti
ÇED raporuna göre, havalimanının inşa edildiği bölge yılın 107 günü kuvvetli rüzgârlı, 65 günü ise yoğun bulutlu geçiyor. Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Sıtkı Erduran 2015 yılında yaptığı bir açıklamada, mevcut veriler itibarıyla yerin havalimanı yapımına uygun görünmediğini söylemişti.