İsviçreli bir firmaya, 10 bin ton ağırlığında 326 konteyner külçe bakır yerine, kaldırım taşı gönderen 14 kişilik şebekenin mahkemede verdiği ifadelere ortaya çıktı. Şüphelilerden biri “Böyle bir olayı yapacak ne maddi gücüm ne de zekam vardır” dedi.
Hemen her ülkede, dış ticaret işlemlerinde zaman zaman sahteciliklerin olabildiği bilinen bir gerçek. İstanbul Mali Polisi’nin hafta başında yaptığı operasyonla ortaya çıkan yöntem ise bugüne kadarki, ‘En zekice kurgulanmış dolandırıcılık’ olarak kayıtlara geçti. İstanbul, Çorlu, Tekirdağ’da kurulu bir dizi firmanın da kullanıldığı olayda, cirosu 120 milyar doları bulan Mercuria Energy şirketine, 36 milyon dolarlık bakır yerine, bakır rengine boyanmış kaldırım taşları gönderildi. Ambarlı Limanı’ndan, Mercuria’nin Çin’deki tesisine 2 gemi halinde kaldırım taşı gönderen şebekenin Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorguları ise, soruşturmaya ilişkin önemli ayrıntılar ortaya koydu.
Beyin takımı 3 kardeş
Soruşturma dosyasına göre, şüpheliler bu süreçte birkaç firma kullandı. Kimi aracılık yaptı, kimi malın tedarikini üstlendi: kimi sahte poliçe düzenledi kimi de satışı yaptı. Dosyaya göre, işin beyin takımında ise Sinan Ç. (41), Dursun Ç. (37) ve Soner Ç. (36) kardeşler yer aldı. Mercuria ile yazışmaları Soner Ç. yaptı. Şüpheliler denetimden kaçınmak için ilk olarak konteynerlara gerçek külçe bakır yükledi. Sahada denetim yapan firma görevlileri, bir anormallik görmeyince işleme onay verildi. Denetim firması görevlileri sahadan ayrıldıktan sonra külçe bakırlar indirildi; yerine, önceden hazırlanmış kaldırım taşları konuldu. Taşlar özenli bir biçimde bakır rengine boyanmıştı. Kaldırım taşı yüklü olan konteynerları açan firma yetkilileri şok üstüne şok yaşasa da iş işten geçmişti.
“Bu işe zekam yetmez”
Hürriyet’te yer alan habere göre, şüphelilerden Muammer K. (35) ifadesinde, kaldırım taşları için fiyat teklifleri aldığını söyledi. K., bu talebin, satışı yapan Bietsan Bakır’ın sahibi Hasan K.’den (38) geldiğini söyledi. “Eşyaya göz ucuyla baktım” diyen Çağrı K. ise “Bakır mı dediler ben de ‘bakır’ dedim” diye konuştu. Orhan M. (27) ise “Muammer Bey bana kaldırım taşına ihtiyacı olduğunu söyledi. Böyle bir olayı yapacak ne maddi gücüm ve ne de zekâm vardır” dedi.
“İçeride baskı görür”
Dolandırıcılık işleminde hesabı kullanılan Ramazan Ö. (52)’nin avukatı ise dikkat çekici bir savunma yaptı. Avukat Recep Çakır savunmasında, “Müvekkilimin, asıl faillerle cezaevine girmesi durumunda baskı ve tehditlerle karşılaşacağından endişe etmekteyiz” dedi. TIR şoförlerinden birinin olay yerinde gördüğünü söylediği Uncular Metal’in sahiplerinden Soner Ç. ise hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Bir diğer şüpheli Tayfun G. ise, “Evraklara bakmadan imzaladım” dedi.
11’i ev şartıyla serbest
Tutuklanmaları istenen şüphelilerden Ferhat U., Başak Y. Sedat U., adli kontrol şartı olmadan serbest kaldı. Ramazan Ö., Çağrı K., Dursun Ç., Hasan K., Soner Ç., Sinan Ç., Muammer K., Tayfun G., Orhan M., Ufuk Ç.. ve Bora İ. ise ev hapsi şartı ile serbest kaldı. Bu arada, şüphelilerden Ferhat U.’nun ağabeyi Vedat U.’nun ise firari durumda olduğu öğrenildi. Şüphelilerin tamamının serbest kalmasına ilişkin İsviçreli firma yetkilileri ise karara şaşırdıklarını kaydetti.