Karar gazetesi müellifi avukat Figen Çalıkuşu, “15 Temmuz Yargısı ve mağdurları, bu devrin en yakıcı gerçeklerinden ancak 15 Temmuz Yargısı konuşulmuyor, yazılmıyor. İktidarın baskı ve algı jargonu ile yarattığı ‘bize ne derler’ kaygısından, mağduriyet değil kimlik ile meşgul olunuyor maalesef.” görüşünü savundu.
Çalıkuşu yazısında, “Kumandanının ‘benim rastgele seçtiğim kişidir, ben kefilim’ dediği, buyruk komuta ile hareket eden asker ağırlaştırılmış müebbet cezası alıyor fakat kumandan hâlâ vazifesinin başında. Asıl beni delip geçen, düğününe yirmi gün varken tutuklanan gencin “bir de müddetnameye ölünceye kadar yazmışlar, mühlet yok bizde, sayacak gün de yok, evvel Allah’a sonra size güveniyorum” cümleleri oluyor. Yargılama sonrası, infaz kademesi da farklı bir hukukî zulüm üzere maalesef. Cezasını çekenler için yeni bir eşitsizlik ve adaletsizlik süreci, kontrollü hürlük ve kaideli salıverme etabında devreye giriyor çünkü. 15 Temmuz Yargısı arkasında ağır bir enkaz, ağır bir hukuk kırımı bırakarak yürüyor. Daha evvel de yazmıştım; masumlar için hukuk ve adalet karlı bir günde uzaktan ışıkları görünen sıcak bir yuva üzeredir. Bu konuta bir gün kesinlikle ulaşılır...” sözünü kullandı.