Karar gazetesi müellifi Akif Beki, “Çok mu zordu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis üzere çıkıp yangın söndürmedeki zafiyetlerden ötürü halktan özür dilemek? Sorumluluğu üstüne almamak için bin dereden su getirmekten daha mı güç yahu!” niyetini lisana getirdi.
Beki yazısında, “AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, orman yangınlarıyla uğraş ederken muhalefetin çıkardığı fitne yangınlarıyla da gayret ettiklerini söyledi. Daha ağır da konuşabilirdi. İktidar propagandası ve medyası, muhalefeti nelerle suçlamadı ki! PKK’nın çıkardığı yangını körüklemekle mi suçlanmadı muhalefet? ‘PKK yaktı, bunlar destekledi’ hezeyanları mı savrulmadı? Nedeni, muhalefetin ‘söndürme uçaklarımız nerede, hazırlığımız niçin yok’ diye sormasıydı. Yangınlara aktif müdahale edilememesini kim eleştirdiyse, süratli söndürülememesinden de o sorumlu tutuldu. Zira iktidarı, kendilerinin yaktığı fitne ateşini de söndürmekle uğraştırmışlar. İktidarın bir kusuru, sorumluluğu yok olağan. Yangın bölgelerinde kundakçı avını tahrik eden, linç teşebbüslerini kışkırtan, insanların can güvenliğini tehlikeye atan fitne, güya muhalefetin eleştirileriydi.” sözünü kullandı.
Beki şunları kaydetti:
“Söndürme uçakları nerede’ diye sorulması, ateşe akaryakıt dökmüş üzere. Halkı dolduruşa getiren, sorumluluğu iktidardan uzaklaştırmak için uydurdukları savunma değildi dersiniz. Dış güçler bırakmadı, teröristler fırsat vermedi, kundaklama ve sabotaj olmasa iktidar aslında çok başarılı söndürecekti, başarısızlığın nedeni atak yapıtı olması yani… Bu kurguda yangını çıkaran dış güçleri, resmen yardıma çağırmış olmamız da rahatsız etmiyor.Söndürme uçağı gönderen AB mi, ABD mi vardı yangınların gerisinde? Neresinden tutsanız dökülen bir tutarsızlık…
Çok mu zordu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis üzere çıkıp yangın söndürmedeki zafiyetlerden ötürü halktan özür dilemek? Sorumluluğu üstüne almamak için bin dereden su getirmekten daha mı sıkıntı yahu! Ordu söndürme helikopterlerinin hazırlık ve bakımlarından sorumlu Yunan Hava Kuvvetleri Kumandanı Kumentakis bile istifasını verdi. Bizim envanterimizde söndürme uçağı da helikopteri de yok. Cumhurbaşkanı talimatıyla alım çalışmalarına başladıklarını, Bakan Pakdemirli açıklamıştı. Sorumlusunun istifayı düşünmesi çok mu sıkıntı? Söndürme uçağı filosuna sahip Yunanistan’da hükümet, yetersizliğini itiraf edebiliyor. Bizim yerlilik ve ulusallık şuurumuz mi buna mani?
Yunan hükümeti, ‘zavallı ve aciz görünürsek görünelim, kâfi ki fazladan bir karış orman yanmasın’ diye bakıyor. Komplekse kapılmıyor, gururuna yediriyor, tenezzül problemi yapmadan Türkiye’nin de yardımını kabul edebiliyor. Bizim devleti ve hükümeti aciz göstermemeye verdiğimiz hayati ehemmiyeti, devleti ve hükümeti acze düşürmemeye vermemiz çok mu sıkıntı? Fazladan bir karış ormanın daha yanmaması için, gerekirse Yunan’dan yardım almayı izzet-i nefsimize yedirmemiz çok mu güç? Yanarsa hepsi yansın, kuyruğu dik tutmak uğruna bütün ormanlarımızı küle çevirmeyi tercih eder lakin ölürüz de Yunan yardımı almaz mıyız?
Kim ki onlar bizim imdadımıza yetişecek, hadlerine değil mi bize yardım teklif etmek? ‘Fakir fukara’ görünmeyelim, vaziyeti çaktırmayalım, günü kurtaralım, ‘güçlü Türkiye’ algımız bozulmasın, içeride millete sattığımız imaj çizilmesin, gerçeği aşikâr etmeyelim, gerisi önemli değil mi? Yunan demokrasisinin bizimki kadar olamadığı şeyler de sıralayabiliriz elbette. Ancak başarısızlığı üstlenmek, hesap vermekten kaçmamak üzere bahislerde, idare anlayışımızın onlarınki kadar olup olamadığı ortada.”