KESK Eş Genel Lider Mehmet Bozgeyik, Bütçe Kanunu görüşmelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı ve birçok vakfa ayrılan parayı eleştirerek, “Bir ayağı da tarikatlarda olan pek çok dini vakıf ve derneğe, toplumu biçimlendirme konusunda oynadıkları rolün bir karşılığı olarak aktarılan meblağ artmaktadır” dedi.
KESK, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2022 Yılı Merkezi İdare Bütçe Kanunu Teklifi’nden beklentilerini bugün düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Tüm-Bel Sen Genel Merkezi’ndeki toplantıda konuşan Mehmet Bozgeyik, Diyanet İşleri Başkanlığı’na 7 bakanlıktan daha fazla bütçe ayrılmasını eleştirdi. Diyanet bütçesinden TÜGVA, TÜRGEV, İlim Yayma Cemiyeti üzere vakıflara kaynak aktarıldığını savunan Bozgeyik, “Siyasi iktidara hizmet eden paralel dinsel-eğitim sistemi gitgide daha fazla beslenmektedir” diye konuştu.
“Yandaş müteahhitlere milyarlar ayrılacak”
Kamu Özel İşbirliği (KOİ) projelerine 2022 bütçesinden 42 milyar TL ayrılmasını da eleştiren Bozgeyik, “Toplumun ‘garantili kamburuna’ dönüşün projeler aracılığıyla yandaş müteahhitlere milyarlar ayrılacak” dedi. Bozgeyik, şunları kaydetti:
“Eğitime, sıhhate, yatırıma, istihdama kâfi hisse ayrılamayan bütçede aslan hissesinin en büyük ortağı tekrar sermayedir, büyük işverenlerdir, beşli çete olarak bilinen yandaş müteahhitlerdir. Her yıl gitgide artarak, adeta bütçeyi yutan bir kara deliğe dönen vergi harcaması bunun en büyük ispatıdır.
KÖİ ismi altında yürütülen ‘müşteri garantili’ projelere 2019 bütçesinde 9,7 milyar TL, 2020 bütçesinde 18,9 milyar TL, 2021 bütçesinde 34,5 milyar lira ayrılmıştır. 2022 bütçesinden ise en az 42 milyar TL ayrılması bekleniyor. En az diyoruz, zira döviz kurundaki artışın önümüzdeki günlerde nasıl seyredeceğini bilemiyoruz. Münasebetiyle döviz üzerinden müşteri garantisi verilen bu projelere bütçede öngörülenden çok daha fazla bir kaynak aktarılması ihtimali artmıştır.
“Diyanet, ideolojik bir aygıta dönüştü”
Bütçeden aslan hissesinin kıymetli bir ortağı ise toplumu, bilhassa gençleri mevcut rejime uyumlu hale getirme konusunda siyasal iktidar nezdinde gitgide vazgeçilemez bir ideolojik aygıta dönüşen Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Tekrar bütçeden, ortalarında TÜGVA, TÜRGEV, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, Hizmet Vakfı, İHH üzere bir ayağı da tarikatlarda olan pek çok dini vakıf ve derneğe, toplumu biçimlendirme konusunda oynadıkları rolün bir karşılığı olarak aktarılan fiyat artmaktadır. Merkezi bütçeden ve bakanlıklara ilişkin bütçelerden cari transferler ile vakıf ve derneklere ilişkin okullara, kurslara, yurtlara kaynak aktarılmakta; böylelikle büsbütün siyasi iktidara hizmet eden paralel, dinî eğitim sistemi gitgide daha fazla beslenmektedir.
“Bu talepler yalnızca bizim değil milyonların talepleridir”
Bütçe hakkımız önündeki pürüzlerin kaldırılmasını; yıllardır ‘satış sözleşmeleri’ ile oluşan mali kayıplarımızın, yaşanan gerçek hayat pahalılığı ve yoksulluk hududunda yaşanan artış temel alınarak telafi edilmesini; halktan, emekten, barıştan yana bir bütçe istiyoruz.
Özcesi yarattığımız bedellerin, oluşturduğumuz kaynakların, insanca bir hayat, çalışma şartları ve iş teminatı, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Bu talepler yalnızca bizim değil milyonların talepleridir. Bu nedenle başta kamu işçileri olmak üzere, yıllardır yok sayılan, pandemi şartlarında muhafazasız bırakılarak işsizliğe, yoksulluğa terk edilen milyonları taleplerine sahip çıkmaya, halktan emekten yana bir bütçe, insanca ömür uğraşında omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”
