CHP, Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çubuk ilçesinin Akkuzulu Köyü'nden saldırıya uğramasına ilişkin rapor hazırladı. Raporu kamuoyuna açıklayan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, olayda 22 karanlık nokta bulunduğuna dikkat çekerek, “Bunlar aydınlığa kavuşturulmadan bu ülkede hiç kimse kendini güvende hissedemez” dedi. Özkoç ayrıca somut delillerin saldırının planlı olduğunu gösterdiğini kaydetti.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu'na Çubuk Akkuzulu Köyü'nde yapılan saldırının ardından oluşturdukları komisyonun raporuna ilişkin, bazı komisyon üyeleriyle TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Kendisinin başkanlık ettiği komisyonun hazırladığı “21 Nisan 2019 Çubuk Linç Girişimi Raporu”nu gösteren Özkoç, komisyon olarak, olay yerindeki bütün görüntü kayıtlarını, fotoğraf ve tanık ifadelerini incelediklerini, devlet töreni yönetmelik, yönerge ve teamüllerini araştırdıklarını, mevcut tablo ile olması gerekeni karşılaştırdıklarını anlattı.
“Planlı bir linç girişimi”
Özkoç, süreçteki tutarsızlıkları, aksaklıkları, yanlışları ve kast taşıyan noktaları ortaya koyduklarını, raporda ayrıca profesyonel olarak hazırlattıkları Adli Bilirkişi Raporu'na, Sosyal Medya Raporu'na, ele başı olarak öne çıkan 47 şüphelinin ifade tutanaklarına ve hukuki değerlendirmeye yer verdiklerini söyledi.
Rapor çalışmalarına paralel olarak da Kılıçdaroğlu'nun tören alanına girdiği andan, evden çıkarıldığı dakikaya kadar her adımını kesit analizleriyle ortaya koyan bir belgesel hazırladıklarını belirten Özkoç, “Rapordaki somut delil ve tespitler ile belgeseldeki açık görüntüler, Genel Başkanımıza yönelik planlı bir linç girişiminin gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır.” dedi.
“Şüphelilerden 15'i Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde şoför”
AA'nın aktardığı bilgiye göre, Özkoç, Yener Kırıkçı için cenaze namazının, 20 Nisan'da, ikindi namazını müteakip Çubuk Merkez Camisi'nde kılınmasının kararlaştırıldığını, daha sonra Valilik tarafından cenaze namazının garip bir tesadüf oluşturacak şekilde İstanbul Maltepe’deki “Halk Buluşmasıyla” aynı gün ve saate, 21 Ağustos günü öğle namazına çekildiğini, yerin de Merkez Camisi'nden 3 bin nüfuslu küçük bir köy olan Akkuzulu Köyü’ne alındığını belirtti.
CHP'li Özkoç, 10 binden fazla insanın katıldığı cenaze töreni için Ankara’nın çeşitli merkezlerinden taşıma yapıldığını, gözaltına alınan şüphelilerden 15'inin Ankara Büyükşehir Belediyesinde şoför olarak görev yapmasının, taşımayı kimlerin, ne şekilde organize ettiğini gösterdiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu dahil, bakanların, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, emniyet genel müdürü ve çok sayıda milletvekilinin katılacağı bilinen bir cenaze töreni için yönergelerde bulunması gereken güvenlik koridorlarının oluşturulmadığını ifade eden Özkoç, Kılıçdaroğlu'nun cenaze törenine katılmasıyla başlayan provokasyona, imamın defalarca cemaate çağrı yapmasını gerektirecek açık tabloya rağmen müdahale edilmediğini, cenaze namazının bile zorlukla kılınabildiğini savundu.
“700’den fazla güvenlik görevlisinin 1,5 saat müdahalede bulunmaması açıklanabilir tablo değil”
Kılıçdaroğlu'nun, koruma ekibine çizilen güzergahı takip ettiği, açık bir şekilde kontrolsüz kalabalığın içine sürüklendiğini, Kılıçdaroğlu'nun yönlendirildiği güzergahta ve top arabasının arkasında hiçbir güvenlik koridorunun yer almadığını belirten Özkoç, “Hem kitapta hem belgeselde açık bir şekilde görüleceği üzere; Genel Başkanımız kalabalığın içine itildikten sonra aynı yüzler, belli bir organizasyon içinde; kortejin önünde kol kola girerek basınç yaratmak, işaretle birbirlerine genel başkanın yerini göstermek, duvar üzerinde birbirlerini yönlendirmek yoluyla linci gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Taş ve sopalar da görüntülerde açıktır.” dedi.
Özkoç, Kılıçdaroğlu ve beraberindekilerin sığındıkları eve, savcılık kayıtlarına göre bölgede bulunan 700’den fazla güvenlik görevlisinin 1,5 saat müdahalede bulunmamasının, evin etrafında güvenlik çemberinin dahi oluşturulamamasının, hiçbir şekilde açıklanabilir bir tablo olmadığını belirtti.
“Hâlâ iddianame yok”
Özkoç, dönemin Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın olaydan bir gün sonra verdiği röportajda, jandarmanın evin önündeki kalabalığa müdahale etmediğini ve kendisinin devreye girmek zorunda kaldığını belirttiğini anımsattı.
Olay günü çok sayıda suç işlendiğini vurgulayan Özkoç, “Bu açık tabloya rağmen bugün Genel Başkanımıza yönelik linç girişimiyle ilgili yargılama sürecinde, tutuklu tek bir sanık yoktur. Yumruk atan Osman Sarıgün dahil. Çubuk Cumhuriyet Başsavcısına tüm şüphelilerin tutuklanması talebiyle başvuruda bulunduk. Sonuç alamadık. Hakimler Savcılar Kuruluna şikayette bulunduk. Sonuç yok. Olay günü görevli İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü ve tüm görevlilerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Hala bekliyoruz. En önemlisi, sorunun, toplumsal gerilimin zeminini yaratan söylemleri nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için suç duyurusunda bulunduk. Halkı kin ve nefrete alenen tahrik gerekçesiyle yaptığımız suç duyurusuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yanıtı, ülkemizin içinde bulunduğu tablonun özeti niteliğindeydi. Bu yanıtı Anayasa Mahkemesine götürdük, bekliyoruz. 6 ay geçti ortada iddianame yok, bekliyoruz” dedi.
“25 bin tane bastırdık”
Özkoç, faillerin tarih önünde hesap vereceğini ifade ederek, “Şehitler bizimdir, onların cenazelerinde, ailelerinin yanında yer almak ödevimizdir. Bizi bundan hiçbir alçaklık geri döndüremez. ” dedi.
Özkoç, “Ortaya koyduğumuz bu rapor, masumiyeti linç etmeye çalışan, kardeşliğimize, birlik ve beraberliğimize, ulusumuza, devletimize ve demokrasimize kasteden alçaklığın, sorumluları, azmettiricileri ve tetikçileri, hukuk önünde cezalandırılıncaya kadar olayın peşini bırakmayacağımızın en açık dayanağıdır. Raporda altını çizdiğimiz 22 karanlık nokta aydınlığa kavuşturulmadan bu ülkede hiç kimse kendini güvende hissedemez.” diye konuştu. Özkoç, raporun, Türkçe olarak 25 bin basıldığını, yurt dışına da gönderileceğini, İngilizce ve Fransızca çevirisinin yapıldığını, belgesel çekimlerinin de tamamlandığını bildirdi.
Rapora göre karanlıkta kalan noktalar şöyle:
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın aktardığına göre, raporda karanlıkta kalan noktalar şöyle sıralandı:
1. Şehit cenazesinin yeri ve zamanı neden değiştirildi?
2. Savcılık kayıtlarına göre bölgede görevli olduğunu bildiğimiz Jandarma İstihbaratın, Akkuzulu köyündeki gerilim ve hazırlığa yönelik bir duyumu, tespiti olmadı mı? Neden soruşturma dosyasında İstihbarat Tespit Tutanaklarına yer verilmedi?
3. Şehit cenazesine kimlerin katılacağı bilindiği ve protokol düzeni buna göre oluşturulduğu halde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu neden Kemal Kılıçdaroğlu’nun cenazeye katılacağının bilinmediğini söyledi?
4. Kılıçdaroğlu’nun tören alanına girişinde başlayan ve cenaze namazının kılınmasına dahi engel oluşturan gerilimin, neden ilk safhada önüne geçilmedi? Durum tespiti yapıldıktan sonra neden güvenlik tedbirleri artırılmadı?
5. Şehit cenazeleri için devlet töreni yönetmelik, yönergeleri ve teamüllere göre top arabası arkasında yürüyüp şehidi son kez selamlaması gereken protokol, neden erkenden, tam ters istikamette tören alanından ayrıldı?
6. Kılıçdaroğlu ve kurmayları, neden top arabası arkasına yönlendirildi? Yalnız bırakılan Kılıçdaroğlu ve kurmayları neden neden hiçbir güvenlik önleminin bulunmadığı bir kalabalığın içine itildi?
7. Yönetmelik ve yönergelere göre top arabası arkasında, yol güzergahında ve makam araçları çevresinde bulunması gereken güvenlik koridoru neden oluşturulmadı?
8. Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi başlatıldığında hemen yanında yer alan İl Jandarma Komutanı, neden bölgede görevli bulunan yüzlerce jandarmayı harekete geçirmedi?
9. Linç girişimine müdahale eden ve Kılıçdaroğlu’nun köyden çıkarılması sürecini yöneten Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, 17 Temmuz 2019 tarihinde neden, hangi gerekçeyle görevden alındı, Bakanlık müşavirliğine çekildi?
10. Kılıçdaroğlu’nun evde mahsur kaldığı 1,5 saat boyunca camların kırılması, çatıdan, pencereden ve arka kapıdan eve girmeye çalışanların bulunması, kalabalık içinden “evi yakın” feryatları yükselmesine rağmen neden bölgede bulunan 700’den fazla güvenlik gücü saldırganlara müdahale etmedi, bölgede güvenlik çemberi yaratılmadı?
11. Tören alanından ayrılan Milli Savunma Bakanı Hulise Akar, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin ve diğerleri neden köy konağına gitti? Neden ana muhalefet liderine yönelik linç girişimini ateşlendiği ilk andan, evden çıkışına kadar geçen 2 saat boyunca köy konağından izledi?
“Organize hareket etmeleri olgusu savcılık tarafından neden dikkate alınmadı?”
12. Bakanlar, AKP Genel Sekreteri ve diğerleri neden Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu evin önüne gelmek için 1 saat 15 dakika bekledi?
13. Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, gittikleri evden neden yaklaşık 1,5 saat sonra çıkarıldı? Evin önündeki kalabalık neden dağıtılmadı?
14. Kılıçdaroğlu’nun evde bulunduğu sırada, tüm tehditlere rağmen saldırganlara yönelik hiçbir müdahalede bulunmayan güvenlik güçleri, neden Kılıçdaroğlu bölgeden ayrılırken biber gazıyla müdahale başlattı? 1,5 saat boyunca dağıtılmamış olan kalabalık nasıl olurda 5 dakika içinde dağıtılabildi.
15. Neden olaya ilişkin Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından iki ayrı soruşturma başlatıldı? Çubuk’taki soruşturma hangi gerekçeyle devredilmedi?
16. Soruşturma dosyasında köy dışından gelen saldırganları kimlerin örgütlediği ve bu şahısların kendi aralarındaki ilişkilerin boyutu neden araştırılmadı?
17. Soruşturma dosyasında yer alan 15 şüphelinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde şoför olarak çalışıyor olması neden mercek altına alınmadı?
18. Keser, demir, çubuk, taş gibi silahların bir cenaze tören alanına nereden sağlandığı, nasıl taşındığı neden incelenmedi?
19. Olaylar sırasında birçok şüphelinin el kol işaretleriyle aralarında bağlantı kurduğu, kimi şüphelilerin kalabalıkta diğerlerine Kılıçdaroğlu’nun yerini göstermeleri, birbirlerine talimat vermeleri, organize hareket etmeleri olgusu savcılık tarafından neden dikkate alınmadı? Örgüt bağı neden araştırılmadı?
20. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesindeki tutuklama sebeplerinin varlığı açıkken neden linç girişiminde bulunan faillerin hiçbiri tutuklanmadı?
21. Onlarca şüphelinin ifadesinde birebir aynı cümleler nasıl yer aldı?
22. Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı bu süreçte neden Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’na atandı?
23. Herkesin, bütün Türkiye’nin gözü önünde, kurallar, teamüller, vicdanlar çiğnenerek böyle bir saldırı neden tezgahlandı?