Opera Sanatkarı ve BirGün müellifi Güvenç Dağüstün’ün, “Günümüze baktığımızda Hürriyet Gazetesi’nin durduğu yer ortadadır. Yandaş basının rastgele bir tertibinin kıyısında köşesinde bile olmam benim için mümkün değildir” diyerek çekilmesinin akabinde pek çok ismin merasime katılmayacağı istikametinde açıklamada bulundu. Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, ödül merasimine ait kaleme aldığı, “Yanılıyorsunuz, o artık ‘Altın Kelebek’ değil şampuan ödülü” başlıklı yazısında, “Adaylıktan çekilen sanatkarların münasebetleri son derece haklı. Temelinde gazeteciliğin güvenilirliğinin kaybolması ile Hürriyet’in siyasi iktidar etraflarıyla iç içe geçen, holdingin ticari çıkarlarının önde tutulduğu yayıncılık anlayışı var” dedi.
Birincisi 1972 yılında düzenlenen Altın Kelebek Mükafatları için, “Baştan aşağı gazetecilik tertibiydi tanınan bir iş olan Altın Kelebek ödülleri… Hürriyet’in damgasını taşıyordu” diyen Bildirici, “Ama holdingleşmeyle birlikte güç odaklarıyla kurulan ilgi, Doğan Müzik Şirketi’nin (DMC) kurulması, ticari çıkarların öne çıkması ve gazetecilikteki deformasyon Altın Kelebek mükafatlarını de etkiledi” değerlendirmesinde bulundu.
“Olumsuzluklar, 2016 yılındaki 43. Altın Kelebek ödüllerinde isim değişikliğiyle kendini gösterdi. Mükafatın ismi, ‘Altın Kelebek’ olmaktan çıktı; ‘Pantene Altın Kelebek Ödülleri’ oldu. Ödüllerle ilgili haberlerde, duyurularda, reklamlarda ‘Pantene’ markası öne çıktı. ‘Kelebek’ üzere bir gazetecilik markası küçücük gösterildi, Hürriyet büsbütün silindi. Hürriyet ve Kelebek’teki haberlerde bile şampuan markası öne geçti” diyerek süreci aktaran Bildirici, aday gösterilen sanatkarların bu yılki merasimden çekilmelerini şöyle kıymetlendirdi:
Adaylıktan çekilen sanatkarların münasebetleri son derece haklı. Temelinde gazeteciliğin güvenilirliğinin kaybolması ile Hürriyet’in siyasi iktidar etraflarıyla içiçe geçen, holdingin ticari çıkarlarının önde tutulduğu yayıncılık anlayışı var.
Bu meseleler da kendini 2016 yılından itibaren bu mükafatların bir şampuan markasının kullanışlı aygıtı haline getirilmesi ile sembolize ediyor. Mükafatla ilgili tüm haberler, mükafatla ilgili her konuşma, sanatkarların fotoğrafları bu şampuan markasının reklamı için kullanılıyor. Sanat, sanatçı, gazetecilik hepsi bir araç haline getiriliyor.
Aslında buna Hürriyet üzere büyük bir gazetenin 49 yıllık itibarlı mükafatını, bir şampuan markasına sattığı gün karşı çıkılmalıydı. Doğan Grubu’nun sadece para için bu türlü bir mükafatı, “Pantene Altın Kelebek Ödülleri” haline getirmesi yanlıştan öte bir cinayetti. Ticari çıkarların yayıncılıkta bütün bedellerin önüne geçtiğinin göstergesiydi.
Demirören Grubu’nun bu türlü bir mevzuda Doğan Kümesinden farklı davranmaları aslında beklenemezdi, onlar da bu yanlış uygulamayı Hürriyet’i satın aldıktan sonra sürdürdüler. Üstelik mükafatlar, bir de AKP iktidarının istek devşirme ve kültürel iktidar olma maksadı için kullandığı bir yer haline geldi. Fakat sanatkarların bu yıl birbiri arkasına adaylıktan çekilmeleri para ve iktidar gücünün sanat- kültür alanında egemenlik getirmediğini bir kere daha gözler önüne serdi.
Hal böyleyken ve sanatkarlar durumun farkına varıp reaksiyon göstermişken gazetecilerin Altın Kelebek mükafatları “Pantene Ödülleri”ne dönmemiş üzere davranmaları hakikat değil. Bakıyorum -Murat Tolga Şen’in “Kimse aday olmak istemiyor! Şampuanlı Altın Kelebek köpürmüyor” yazısı dışında- haber ve yazılarda daima “… sanatçı Altın Kelebek ödüllerinden çekildi” başlığı atılıyor.
Bu başlıkların hepsi yanlış. O mükafatlar artık Altın Kelebek mükafatları değil, isminden de anlaşılacağı üzere o şampuan markasının mizanseni…
Yazının tamamını okumak için .
