Midyeci Ahmet olarak tanınan Ahmet Çiçek ile yakın vakit evvel boşandığı eşi Deniz Çelebi ortasında dükkân krizi yaşandı. Boşanırken Beşiktaş’taki dükkânı eşine devreden Çiçek’in “Beşiktaş’taki dükkân ile bağımız kalmamıştır. Doğacak şikayetlerden şirketimiz sorumlu değildir” açıklaması ortalığı karıştırdı. Açıklamanın akabinde konuşan Çelebi “Bu marka benim kolyem satılarak yaratıldı. Artık karşıma şube açtı” diyerek isyan etti. Eşinin açıklamalarından sonra Çiçek de hakkındaki tezlere bir görüntü çekerek yanıt verdi. Görüntüde gözyaşları içinde evvelki eşinden olan çocuğunun iki günlükken ölmesinden bahseden Çiçek, masaya yumruk atarak “Mezarı yok çocuğun” diye bağırdı.
Instagram hesabından bir görüntü yayınlayan Midyeci Ahmet, şunları söyledi:
“Bu görüntüyü yayınladığım için çocuklarım ismine çok üzgünüm. Yanlış anlaşılmak benim en son isteyeceğim şeydir. Karşınıza bu türlü çıktığım için çok üzgünüm. Biz Deniz Hanım’la 4 ay evvel boşandık ve kimi kararlar aldık. Deniz Hanım benim ikinci evliliğimdi. Birinci evliliğimi bilinçsiz bir biçimde yaptım. Deniz Hanım’la aşık olarak yoklukta evlendik ve birlikte sırt sırta çalıştık. Konuşmalarımda da kendimden çok onu yücelttim. Hiçbir vakit hakkını yemedim. Beşiktaş’taki şubeyi açarken 1 kuruş param yoktu ve onun ailesinden para istedik. 100 dolar bile dayanak alamadık. Deniz Hanım’ın ailesinden bir konserde ekipman kuracağım için otomobilini istedim. ‘Veririm ancak sabaha kadar kalmasın. O yüzden veremem’ dediler. Biz de 2-3 motor bulup onlarla gittik. Çalıştık, işler de hoş gitti. Ailesi de bizimle çalışmaya başladı. Orta sıra ailenden birilerinin bizimle çalışmasından korkuyorum demiştim. Denedik ve her şey hoş gitti.”
“Şirketin yarısını istedi”
“Para kazanmaya başladıktan sonra ailesi ve akrabalarıyla ilgili kulağıma dedikodular gelmeye başladı. Neredeyse bütün sülalesi bizimle çalışıyordu. Pandemide bütün dünya kapatırken biz yatırım yaptık. Sonra çocuklarım ve eşimle Kaş’a tatile gittik. Eşimle çocuklarla alkollü yere gitme diyerek bir tartışma yaşadık ben de sesimi yükselttim. Bu tartışma 2-3 sürdü ve ben barışmak isterken o uzatmaya devam edince barışmak istemediğini anladım. Sonra bana ‘ben markanın yarısını istiyorum’ dedi. Ben de evli olduğumuz için esasen her şeyin ortak olduğunu söyledim. Bu ortada para ve imza işleri Deniz hanım ve kardeşlerindeydi. Ben yalnızca kritik yerlerde kararlar veriyordum. Deniz kendini ekonomik olarak rahat hissetsin diye ben ona bir alan sağladım. Hak ediyordu, çok büyük emekleri var.”
“Deniz tartışmalarda çığlık atıp bayılıyordu”
“Ben şirketin yarısını isteyince kabul ederek vereceğimi söyledim. Akşamına da bana ‘ben bir şey istemiyorum, sen psikoloğa gidip tedavi ol’ dedi. Bana ‘sen narsistsin’ dedi. Ben de 6-7 seans bir psikologdan yardım aldım. Psikoloğum narsist olmadığıma karar verdi. Bir proje için çalışırken fikir uyuşmazlığı yaşadık ve Deniz ile kardeşleri beni seven, yanımda olan insanları bir bir işten çıkarmaya başladı. Deniz tartışmalarda çığlık atıp, ortalığı dağıtarak ve bayılarak reaksiyon verirdi. Ben çocuklarım için her şeye katlandım.”
“Şirketi çocuklar için değil daha çok para kazanmak için istemiş”
“Boşandıktan sonra işler mukavelelere geldi. Avukatım mukavele bir durum fark etti. Çocuklarıma kalması için bıraktığım şirket için satma ve ortak alma hakkı istemiş. Bu ortada daireler, yeni alınmış otomobil… İki gün bile kullanmama müsaade vermemişti, onu bırakıp araç kiraladım. Küçük bir otomobilim vardı onu da kızıma vermiştim. Sonra kendime büyük otomobil aldım. Satılma ve ortak alma isteğini görünce hedefin çocuklarıma kalması da değil de daha çok para kazanmak istenmesi olduğunu anladım. Bunları görünce şoke oldum ve tedbir almam gerekti. Emek verdiğim yeri neden ailesine vereyim ki? Sahip olduğumuz meskeni de ikiye bölmüştük kimse satamasın ve çocuklara kalsın diye. Hakları kabul etmediğim için dükkanı devretme işlerinde çatışmaya girdik.”