Annesi Gülistan Diken Akbaba’yla birlikte 7 aylıkken cezaevine giren Miraz bebek, cezaevinde 3 yaşını temmuz ayında doldurdu. Annesi Gülistan Diken Akbaba’nın cezası ise 2 yılın altına düşmesine rağmen siyasi hükümlü olduğu için denetimli serbestlik koşullarından yararlandırılmadı. Anne Akbaba, Adalet Bakanlığı’na bir mektup yazarak “FETÖ üyeliği” suçundan üç yıla yakın süredir tutuklu bulunan ABD vatandaşı ve NASA çalışanı Serkan Gölge’nin serbest bırakıldığını, ancak kendisinin denetimli serbestlikten dahi yararlanamadığını belirtti.
Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar‘ın haberine göre bir mektup yazan anne Akbaba, “Serkan Gölge isimli hükümlü şahıs ABD’den gelen bir talep üzerine bırakılıyor. Benim ABD’de tanıdıklarım yok diye mi içerideyim hâlâ? Cezaevinin bir çocuk üzerindeki olumsuz etkilerini yazmaya kimsenin gücü yetmez” ifadelerini kullandı. Akbaba mektubunda, cezaevinde bronşit olan ve çeşitli hastalıklar geçiren bebeği Miraz’ın cezaevinden çıkarılıp, babasına verildiği ya da babasından ayrılıp cezaevine geldiği günlerin ise bir işkence olduğunu aktardı.
Gülistan Diken Akbaba, 2012 yılında, “örgüt üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Ceza, Yargıtay tarafından onanınca tutuklanarak o dönemde 7 aylık olan Miraz bebekle beraber Bakırköy Cezaevi’ne konuldu. Bir müddet sonra ise Gebze Cezaevi’ne sevk edildi. Miraz bebek cezaevinde oldukça zor günler geçirdi. Sütünün, doğum günü pastasının verilmediği günler geçiren Miraz bebek, cezaevi koşullarında defalarca kez de hastalandı. Cezaevinde düşmesi nedeniyle ise hastaneye kaldırılan Miraz bebek 24 saat müşahede altında tutuldu. Tüm bu zorlu sürece rağmen Miraz bebeğin annesi Gülistan Akbaba denetimli serbestlikten yararlandırılmadı. Miraz bebek ise annesiyle beraber 2.5 yılı cezaevinde devirdi.
“Böyle zamanlarda bütün gemileri yakasım geliyor”
Cezaevindeki anneleri en çok zorlayan durumun çocuklarının cezaevinde hastalanması olduğuna mektubunda dikkat çeken anne Akbaba, “Miraz’dan örnekler verecek olursam defalarca kez bronşit oldu. Faranjit oldu. Geçtiğimiz kış domuz gribine yakalandı. Bir de fiziki şartlardan dolayı hastanelik olma durumu oluyor… Miraz çok hareketli. Sık sık beton zemine, ranzalara kafasını çarpıp dövüyor. Özellikle Miraz’ın kafasını çarpmaları bende travma haline geldi. Böyle zamanlarda bütün gemileri yakasım geliyor” diye yazdı.
Miraz bebeğin cezaevinden babasına verildiği süreçte çok zorlandığını aktaran Akbaba, mektubunda şu ifadeleri kullanıyor:
“Miraz’ı cezaevinin kapısına götürmeleri için gardiyanlara verirken, her defasında bana sessizce bir bakışı var ki… Dünya dumura uğruyor o çocuğun bakışlarının karşısında. Her seferinde onunla neden gidemediğimi ona açıklamanın, içinde bulunduğumuz durumun derin muhakemesiyle bir kaosa kapılıyorum. Sonra Miraz’ın yanıma gelme günü geliyor. Bu kez babasından ayrı kalmak ve onun kurduğu düzenin altüst olması nedeniye zorlanıyor. Bir iki gün aşırı agresif oluyor. Aynı şeyler tekrarlanıp duruyor. ‘Bizim bir evimiz var. Orada sadece anne, baba, bir de ben varım’ diyor. Cezaevi çocuğa böyle hayaller kurduruyor.’”