Milli Eğitim Bakanı Selçuk, 15 Şubat’ta okulları açmakla ilgili bir ilke kararı aldıklarını belirterek, “2 gün 2 gün bölmek gibi ya da belli sınıflar seviyesinde kademeli olarak açmak gibi çok farklı senaryolarımız var” ifadelerini kullandı.
Selçuk televizyonda katıldığı bir programda, 15 Şubat’tan itibaren yüz yüze eğitimin başlayıp başlamayacağına dair yöneltilen soruya, “Başlangıçta açılsın veya açılmasın gibi tartışmalar oldukça yoğundu ama şu anda açılsın noktasında ciddi bir beklenti var. Bizim asıl baktığımız yer Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kabinenin alacağı kararlarla bağlantılı” diyerek, 15 Şubat’ta okulları açmakla ilgili ilke kararı aldıklarını ifade etti.
Bakan, 15 Şubat’la alakalı olarak hangi sınıfların ne şekilde açılacağına dair söz konusu tarihten 2 hafta önce net bir tablonun karşılarına çıkacağını kaydetti.
‘İsteğe bağlılık durumu devam edebilir’
Yüz yüze eğitimin 15 Şubat’ta başlaması durumumda önceki uygulamada yer alan “isteğe bağlılık” hususuna dair ise Bakan, “Elbette böyle bir sürece girilebilir. Çünkü tümüyle kontrol altında tutulabilen bir hadiseden söz etmiyoruz. Bundan dolayı birtakım sağlık sorunları bulunan, evinde hastası olan, kronik rahatsızlıkları olan bazı ailelerimiz ve çocuklarını aynı potada değerlendirmek doğru olmaz.” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, sağlık çalışanlarının ardından eğitimcilerin aşılanmasına geçileceğini dile getirerek, bu takvimin kendilerince de olumlu olduğunu söyledi.
‘Toplu taşıma ile ilgili şu anda herhangi bir önlemimiz yok’
“Okullar kademeli açıldığında öğrencilerin ulaşımı ile ilgili bir çalışma var mı?” sorusu üzerine Bakan Selçuk, toplu taşıma ile ilgili şu anda herhangi bir önlemlerinin olmadığını söyledi.
‘Bizim kesinlikle yaklaşımımız okulların açılması yönünde’
Başından beri tavrının hem kamuoyuna karşı hem kabinedeki tartışmalar çerçevesinde okulların açık tutulması yönünde olduğunu belirten Selçuk, şunları söyledi:
“Ben özellikle annelerin çok zorlandığının farkındayım. Bu tarihi bir görev. Ülkeleri için aileleri için çocukları için yaptıkları bu katkı, bu emek o kadar kutsal ki. Artık bu yorgunluğu biraz biz alalım istiyorum. Öğretmenler olarak biz alalım bunu, biz yüklenelim ve okulların açık olması suretiyle anne ve babalar biraz nefes alsınlar. Okulun bir öğretim yeri olmaktan ziyade bir eğitim yuvası olduğunu anlamış olduk. Öğretmenlerimizin aslında nasıl bir süreci yönettiğini çok daha iyi fark ettik. Bizim kesinlikle yaklaşımımız okulların açılması yönünde”