Gaziantep'te bir kadın, para karşılığı cinsel ilişkiye girmek üzere bir erkekle anlaştı. Ancak erkeği gönderdiği yere gitmedi. Erkeğin şikayeti üzerine kadın hakkında dava açıldı ve “dolandırıcılık” suçundan bir yıl hapse mahkum oldu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da kararı onayarak cezayı kesinleştirdi.
Olayı Habertürk yazarı Yasemin Güneri köşesinde aktardı. Güneri'nin aktardığı bilgiye göre dava konusu olay şöyle gelişti:
“Gaziantep’te yaşayan Y.G. şehir merkezinde otomobili ile seyreden A.G.'yi durdurarak 40 lira karşılığında cinsel ilişkiye girebileceği teklifinde bulunuyor. A.G. de bu teklifi kabul ederek 40 lirayı veriyor. Y.G. parayı aldıktan sonra 200 metre ileride beklemesini, oraya geleceğini söylüyor. A.G. arabasını park ettikten sonra beklemeye başlıyor ancak Y.G. gelmiyor. A.G. dolandırıldığını iddia ederek polise başvurdu.
Otogarda Y.G.'yi gören A.G. polise haber verince Y.G. gözaltına alındı. Y.G. kollukta verdiği ifadede, otogar civarında cinsel ilişkiye girmek vaadiyle insanları dolandırdığını, ancak şikâyetçiyi tanımadığını söyledi.
Bir yıl hapis cezası aldı
Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı Y.G. hakkında ‘Dolandırıcılık’ suçunu işlediği iddiasıyla dava açtı. Gaziantep 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Y.G. duruşmada, akrabasıyla gezerken şikâyetçinin kendilerine 20 lira verdiğini ve bu parayla da yemek yemeye gittiklerini, dolandırmak gibi bir amacı olmadığını söyledi.
Mahkeme, dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla Y.G.'yi 1 yıl hapse mahkum etti. Mahkemenin mahkumiyet kararı kapatılan Yargıtay 23. Ceza Dairesi tarafından da onandı. Yaşanan bu duruma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti.
Yargıtay itirazı reddetti
Dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu gündemine geldi. Genel Kurul, başsavcılığın itirazını reddederek Y.G. nin dolandırıcılıktan mahkum edilmesi gerektiğine hükmetti.
Kararda şöyle denildi: ‘Şikâyetçinin zararının ahlaka aykırı isteğin yerine getirilmemesi nedeniyle değil, aksine bu isteğin gerçekleştirileceği yönündeki sanığın hileli davranışı neticesinde meydana geldiği, şikâyetçinin meydana gelen zararını talep edememesinin özel hukuk konusu olduğu ve dolandırıcılık suçunun oluşmasına engel teşkil etmediği, sanığın ahlaka aykırı bir yönteme başvurarak gerçekleştirdiği hileli davranışının somut olayda hukuki boyuttan çıkıp cezai sorumluluğu gerektiren aldatıcı nitelikte olduğu ve bu şekilde atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluştuğu kabul edilmelidir.’
“Aldatma özelliği bulunmayan basit bir yalan”
Oy çokluğuyla alınan karara muhalif kalan Yargıtay Ceza Genel Kurulu üyeleri ise, “Sanığın aldığı para karşılığı şikâyetçiyle cinsel ilişkiye girme vaadi, genel ahlaka ve hukuka aykırı olmanın yanında, yerine getirilmesi veya buna zorlanması kişilik haklarını açıkça ihlal eden bir durum olup, aldatma özelliği bulunmayan basit bir yalandır” dedi.
Karşı oy yazısında şu görüşler dile getirildi: “Yerine getirilmesi hukuka, ahlaka ve kişilik haklarına aykırı bir vaat, dolandırıcılık suçuna vücut verecek boyutta hile sayılmaz, ayrıca aldatma özelliği yoktur. Böyle bir vaadin hukuksal ve ahlaki olmadığı, bu veya fiili başka nedenlerle yerine getirilmeme ihtimalinin büyük olduğu müşteki tarafından da açıkça öngörülebilecek bir haldir. Aksinin kabulü kişilerin hukuka ve ahlaka aykırı davranışa zorlanması olur. Somut olayda sanığın, müştekinin istediği ve kendisinin de kabul ettiği hukuka ve ahlaka aykırı davranışı yerine getirmesi halinde müspet suçun oluşmayacağı sonucunu doğurur. Böyle bir sonuç yasal olmadığı gibi, insanları hukuki ve ahlaki olmayan edimleri yerine getirmeye zorlar. Yerine getirilmemesi hukuk davası konusu bile yapılamayan bir vaadin suç sayılması hukuken kabul edilemez.”
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun verdiği karar sonrası Y.G.'nin 40 TL'yi aldıktan sonra fuhuş yapmadığı için dolandırıcılıktan mahkumiyeti kesinleşmiş oldu.”