Alman biyoteknoloji firması BioNTech ile birlikte Covid-19 aşısı üreten ABD’li ilaç şirketi Pfizer, 2021 ciro beklentisini 26 milyar dolardan 33,5 milyar dolara yükselterek yıl sonu tahminini yüzde 29 oranında artırdı. Şirketin yıllık ciro beklentisini yükseltmesinin altında, bu sene içinde yapılan 2,1 milyar doz aşı anlaşması yatıyor. Şirket, eğer ek anlaşmalar sağlanırsa bu satış hedefinin artabileceğini de belirtiyor.
YÜKSEK MİKTARDA SATIŞ
Aralık ayında ilk olarak ABD’de acil kullanım onayı alan Pfizer/BioNTech aşısı, diğer aşı üreticilerinin üretim sıkıntısı yaşaması ve Johnson&Johnson gibi aşıların güvenlik endişesi yaratması sebebiyle rakipleri arasında öne çıkmıştı.
Johnson&Johnson firması, geçen hafta yaptığı açıklamada 2021 aşı ciro beklentisini 2,5 milyar dolar olarak öngörmüştü. Moderna’nın yıl sonu tahmini ise 19,2 milyar dolar.
ÜÇÜNCÜ DOZ İÇİN BAŞVURU
DW Türkçe’nin aktardığına göre, Pfizer açıklamasında, Aralık ayından bu yana 1 milyar doz aşı tedarik ettiğini, şirketin bu yıl içerisindeki üretim hedefininse 3 milyar doz olduğunu duyurdu. Ayrıca hızla yayılan Delta varyantına karşı daha etkili olacak şekilde aşının yeni bir versiyonunu ürettiklerini ve bunu Ağustos ayında test edeceklerini de belirtti.
ABD geçen hafta 18 yaş altı çocukların aşılamasında kullanılabilmesi için 200 milyon doz Pfizer/BioNTech aşısı sipariş etmişti. Pfizer’ın şu anda kârının çoğunu aşıdan elde ettiği tahmin ediliyor. Hem harcamalar hem de kar BioNTech firmasıyla yarı yarıya bölüşülüyor.
SONER YALÇIN YAZMIŞTI
Gazeteci, yazar Soner Yalçın “Kara Kutu” ve “Saklı Seçilmişler” adlı kitaplarında uluslararası ilaç ve kimya tekellerinin planlarını yazmıştı. Yalçın, kimi ilaç ve kimya devlerinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değinmişti.
Yalçın Kara Kutu kitabında, küresel ilaç şirketlerinin “kazanç” kapısını deşifre etmiş ve bilinmeyenleri ortaya çıkarmıştı.
“Yalçın’ın Kara Kutu’da Pfizer’le ilgili bölümlerinin bazıları şu şekilde:
Pfizer şirketinin tarihine baktığınızda sürekli kâr potansiyeli olan yeni ilaç peşinde olduklarını görürsünüz! 1950’de antibiyotik merhemi “Oksitetrasiklin”i (Terramycin) keşfetmesi bunun örneği. 1980 yılında iltihap-ağrı kesici “Piroxicam” (Feldene) adlı ilacı piyasaya sokarak ilk kez bir milyar dolar barajını aştılar!
Fakat 1990’larda satacakları ilaçla yılda yaklaşık 13 milyar dolar kazanacaklarını henüz hayal bile edemiyorlardı. O ilaç, kolesterol ilacı “Atorvastatin” (Lipitor) idi…
Bu nasıl gerçekleşti?”
BREH… BREH…
“Pfizer ve diğer Amerikan ilaç şirketleri için salt ABD pazarı yeterli olmazdı; dünyaya kolesterol hapı nasıl “yutturulacaktı?”
Tanınmış sporcuları reklam yıldızı yaptılar. Dediler ki: “Dünya-olimpiyat rekoru kıranların bile kolesterolü yüksek olup, kalp krizi geçirebilir!” Örneğin… Sporla ilgilenip Mark Spitz adını duymayan pek az kişi vardır. 22 yaşındaki Amerikalı yüzücü 1972 Münih Olimpiyatları’nda -dünya ve olimpiyat rekorları kırarak- yedi altın madalya kazandı. Spitz yüzme yaşamı süresince otuz iki dünya rekoru kırdı…
Keza.
1984’te dünya ve olimpiyat şampiyonu -buz pateni dalında o güne kadar kazanılmamış tam puanla altın madalyayı elde eden- İngiliz sporcu Christopher Dean…
Bu iki isim 1990’larda ilaç endüstrisinin “reklam yüzü” oldu.
Her ikisinin de kolesterolü çok yüksekti! Hele yapılan tetkikler ve araştırmalarda Mark Spitz’de yüksek kolesterol sorununun aileden kalıtımla geldiği belirlendi. Yetmedi. İki küçük çocuğundan birinin de kolesterole yatkın olduğu reklam edildi…
Uluslararası Olimpiyat Komitesi “bu salgın hastalığı” önlemek amacıyla Pfizer şirketini yardıma çağırdı! Pfizer bu büyük “sosyal sorumluluk” projesinden kaçamadı; kalp-damar hastalıklarının “en önemli riski”ni oluşturan kolesterol yüksekliğine karşı toplumsal bilinci geliştirmek amacıyla kampanyalar düzenledi. Breh… Breh…”