Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Akova, “Tam kapanma olmazsa takip eden 2-3 ay içerisinde muhtemelen çok daha şiddetli bir pandemi ile karşı karşıya kalacağız. Zaten pandeminin ortadan kalkması ancak aşı ile olacak” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Akova, korobnavirüs salgınına karşı alınan önlemler ve devam edilen aşı çalışmalarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Hem Çin menşeli hem de Alman menşeli Covid-19 aşılarının Türkiye’de gönüllü uygulamalarının koordinatörlüğünü yürüten Akova, Çin aşısının şu ana kadar 1200 sağlık çalışanı dışında 3 bin gönüllüye, Alman aşısının da 79 gönüllüye uygulandığını ve her iki aşıda da ciddi bir yan etki görülmediğini belirtti.
“Ara değerlendirmenin ardından karar verilecek”
Çin aşısının Faz 3 çalışmalarının 25 merkezde hâlâ devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Akova, şimdiye kadar yapılan aşılamalarda ciddi bir yan etkiyle karşılaşılmadığını aktarırken, etkinliğini henüz bilmediklerini kaydetti. Prof. Dr. Akova, “Henüz 500 civarında gönüllünün 2. doz aşısı tamamlandı. 2. dozdan sonra aradan 14 gün geçecek. Ondan sonra hastalanan olup olmadığına bakacağız. Bu hastalananlar içerisinde de yapacağımız ara analizde kimin aşı aldığını, kimin plasebo aldığını belirleyip, ayrı bir komite var bunu değerlendirecek. Bu ara değerlendirmeye göre ‘bu aşı etkilidir, değildir’ kararı verilecek” diye konuştu.
“Aşının herkese yetmesi mümkün değil”
Çin menşeli Covid-19 aşısının 11 Aralık’ta itibaren Türkiye’ye bir miktar gelmesinin beklendiğini hatırlatan Prof. Akova, “Aşı gelir gelmez yapılmaya başlanmayacak. Aşıların kontrol edilmesi, değerlendirilmesi için 2 haftalık bir sürenin geçmesi lazım. Aşılar bu hafta sonuna doğru gelirse, Sağlık Bakanlığı da uygun görür onaylarsa, Ocak ayı başından itibaren uygulanmaya başlanır diye düşünüyorum. Çin menşeli Covid-19 aşısı normal buzdolaplarında saklanabilir nitelikte. 2 ila 8 derecede muhafaza edildiği takdirde aktivitesinden herhangi bir şey kaybetmiyor. Dolayısıyla o ortamda muhafaza edilecektir. Aşının herkese birden yetmesi mümkün değil. Önce sağlık personeli, sonra diğer risk gruplar eldeki aşının miktarına göre aşılanacak” dedi.
“Pandeminin ortadan kalkması ancak aşı ile olacak”
Prof. Dr. Akova, aşılarla ilgili tereddütün olmasının normal olduğunu belirterek, “Tam kapanma olmazsa takip eden 2-3 ay içerisinde muhtemelen çok daha şiddetli bir pandemi ile karşı karşıya kalacağız. Zaten pandeminin ortadan kalkması ancak aşı ile olacak. Aşılar da bu kadar kısa üre içerisinde yeni hazırlanan aşılar olduğu için bir tereddüttün ve korkunun olması doğal” dedi.
Aşılarla ilgili değerlendirme yaparken eldeki bilimsel verilere bakmanın gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Akova, “Hem ‘mRNA’ aşısı dediğimiz Pfizer/BioNTech aşıları hem Çin menşeli aşı aslında farklı yöntemlerle uygulanan; ama şimdiye kadar yapılan klinik çalışmalarda hem etkinliği gösterilmiş hem de yan etkilerinin en azından denendikleri süre içerisinde ciddi boyutta olmadığı gözlemlenmiş aşılardır. Çalışmaya katılan gönüllüler uzun süre takip edilecekler. Kitlesel aşılamalar başladığı zaman 30-40 bin kişide görmediğiniz birtakım yan etkilerin milyonlarca insanı aşıladığınız zaman ortaya çıkma olasılığı var. Ama şu anda elimizde olan veriler, bu aşıların güvenli ve etkili olduğunu gösteriyor. O verilere güvenerek aşıları yapmak zorundayız; başka çıkar yol gözükmüyor” diye konuştu.
“Elde hangi aşı varsa ondan olacağım”
Prof. Dr. Akova, şu anda Türkiye’ye kısa vadede Alman aşısının gelmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını vurgulayarak, “Bence şu anda ‘o aşı mı’, ‘bu aşı mı’ düşünmekten çok elde olan bir aşı eğer güvenli ve etkili olarak gösterilmişse bilimsel çalışmalarda, bu aşıyı olmak lazım. Ben de elde hangi aşı varsa ondan olacağım. Ben üstelik hastalığı daha önce geçirdim; ama antikorum oluşmadı, belirtisiz geçirdim. Şu anda Amerika’da sağlık personelinde 2 ay, genel toplumda 3 ay öncesinde hastalık geçirmiş olsanız bile aşılama öneriliyor.