Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Geometrik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, ‘Akdeniz’de deniz taban basıncı değişimi’ adlı bilimsel çalışmasıyla 2018’den itibaren yer kabuğundaki değişimlerin artan depremlerle orantılı olduğunu gözlemlediklerini ifade etti. Kutoğlu, “Yer kabuğunu oluşturan dinamik süreçler hızlanmış durumda. Bunlar daha büyük depremlerin ayak sesleri” dedi.
‘Enerjisini boşaltamamış alanlarda deprem olması mümkün’
Dünya’nın dönem hızı, bu yer tabanının uygulamış olduğu basıncın 2018’den bu yana yükseldiğini ve bunu son iki yıldır yaşanan depremlerin artmasıyla orantılı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kutoğlu, şöyle konuştu:
‘Yer kabuğunu oluşturan dinamik süreçler hızlandı’
Türkiye’nin her tarafının faylarla dolu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kutoğlu, 2018’deki 6.6 Denizli depremiyle başlayan süreçle ülkeyi büyük depremlerin dolaştığını ifade etti.
Yer kabuğundaki dinamik güçlerin yükselme eğilimin devam ettiğini ve bunun da kendisini gelecek yılda 5 şiddetinden büyük deprem beklentisi içine soktuğunu anlatan Prof. Dr. Kutoğlu, “Bütün yer kabuğunu oluşturan dinamik süreçler hızlanmış durumda. Bunun hızlanması demek 5’den büyük depremlerin daha çok yaşanacağını göstergesi. Baktığımızda da öyle olduğunu görüyoruz. Uzun süredir 6’dan büyük deprem yaşamıyorduk. Son iki yılda Denizli, Elazığ’da son olarak burada. Bir de Marmara bölgesinde 5’den büyük deprem olmuyordu. Geçtiğimiz sene bir iki tane büyük deprem yaşadık orada. Bunlar daha büyük depremlerin ayak sesleri. Marmara içinde süre zaten doldu da giderek yaklaştığını söylüyor” dedi.
‘Güney Marmara da riskli’
Prof. Dr. Kutoğlu, Güney Marmara’da deprem riskinin çok fazla olduğunu söyledi. Bu bölgede de büyük bir deprem olması durumunda yıkıcı sonuçlarının olacağını ifade eden Prof. Dr. Kutoğlu, “Gemlik denizin içine girip Mudanya, Balıkesir ve Erdek önlerinden geçen ciddi bir kol var. Elazığ’da olduğu gibi Marmara kuzeyinde beklerken güney kodda olursa ne olacak? Orada da sorunlu yapılarımız var. Çok ciddi deprem yönetmeliğine göre yapılmamışım binalarımız var. Çok daha yıkıcı sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bir kez daha uyarıyoruz. Ümit ediyoruz ki uyarılarımız dikkate alınır. Onun için dikkatimizi sadece Marmara bölgesine değil dikkatimizi Güney Marmara’ya da vermemiz gerekiyor. Orası da çok sıkıntılı durumda. Orada da tedbirler alınması lazım. Aksi takdire can kaybını da geçtik ekonomiyi de düşünüyorsak Türkiye çok ciddi ekonomik kayıplara da uğrar. Çok büyük fabrikaların, tesislerin olduğu yerler söz konusu. Bizim acilen tedbirleri lamamız lazım. Şu anda dünyayı etkisi altına alan dinamik yapılar maksimum seviyelerdeler. Bu birkaç senede devam edecek” diye konuştu.