Saadet Partisi önderi Karamollaoğlu, HaberTürk TV’de gazeteci Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek programına konuk oldu. Karamollaoğlu, kendisini Ulusal Görüş Hareketi önderi olarak nitelendiren Saadet Partisi Yüksek İstişare Konseyi Lideri Oğuzhan Asiltürk’e ait kendisine yöneltilen sorulara karşılık verdi.
“Haddinden fazla ısrarı isabetli bulmam” diyen Karamollaoğlu, Altaylı’nın “Milli görüş önderi kim?” sorusuna rağmen da, “Liderlik bir makam değil bir sıfattır. Oğuzhan Beyefendi bizim Yüksek İstişare Konseyi Liderimiz. Ben de Saadet Partisi’nin genel lideri olarak misyon yapıyorum şu anda. Ha, liderlik bana nazaran yerine nazaran abiliktir, dostluktur. Bundan ötürü bir insan herkesi önder olarak kabul edebilir. Zira makam olmadığı için bir yaklaşım biçimi, bir sıfat. Siz bunu herkese verebilirsiniz. Oğuzhan Beyefendisi beşerler başkan olarak benimserler, kimsenin de itirazı olmaz lakin bu makam değil ki” sözlerini kullandı.
Karamollaoğlu, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programına konuk oldu. Altaylı’nın “Oğuzhan Beyefendi güya parti idaresiyle farklı görüşe sahipmiş üzere hal içinde uzunca bir süredir. Siz içinizden çıkmış AK Parti’ye sert bir muhalefet yaparken, Oğuzhan Beyefendi AK parti ile ölçülü hatta dostça bir alaka içinde. Bu ayrımın temel sebebi nedir?” sorusuna Karamollaoğlu, “Parti içi problemleri medya önünde tartışmayı isabetli görmüyorum. Her partinin içinde farklı görüşlere sahip beşerler olur. Siyasetler oluşturulurken herkes tıpkı görüştedir demek mümkün değil. Lakin partinin görüşü ortaya çıkıp deklare edildikten sonra görüşmeler, halka hitap o istikamette gerçekleştirilir” dedi.
Asiltürk için, “Yüksek İstişare Heyeti Başkanımız” diyen Karamollaoğlu, “Kendisinin farklı kanıları de var. Geçmişte AK Parti ile de bir ekip temaslarda bulunuldu. Oğuzhan Beyefendi de biliyor. (Benden önce) Oğuzhan Beyefendi benim tutumumu da fikirlerimi de kanaatimi de biliyor. Bundan ötürü da bir açıklama yapılacağı vakit elbette siyasi bir parti olarak, biz yüksek istişare şurasını oluşturduk, onun gerisinden da orada yaptığımız görüşmeler sonucunda de politikalarımız, bizim temel itibariyle başkanlık divanında da görüşülüp genel yönetim şurasında karara bağlanır. Bizim tüzüğümüz çok açık. Son kararı verecek olan genel yönetim heyetidir. Bundan evvel farklı fikirlerin gündeme gelmiş olmasını ben prensip itibariyle bir zenginlik olarak görürüm. Ancak haddinden fazla ısrar, yani bunsuz olmaz üzere bir yaklaşımı da isabetli bulmam. Bunu bütün arkadaşlarımı da bilirler” tabirlerini kullandı.
Bu güne kadar farklı fikirler olmasına karşın son kertede verilen karar istikametinde siyasetler geliştirdik” diyen Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
“Ben denize bu vazife verildiği günden itibaren bir mevzuyu çok önemsiyorum. Biz nasıl bir siyaset izleyeceğiz? Biz unsurlar bir siyaset izlemeyi baştan beri kabullendik ve bu ilkesel politikalarımızı da sonuna kadar sürdürürüz. Nedir bu prensip dediğiniz vakit, kelam gelimi, adaleti biz çok ancak çok önemseriz. Adalet olmadan devlet olmaz kanaati var bizde. Şayet bir yerde adalet yoksa hürriyet de yok manasına gelir. Kimileri şöyle bir kanaate sahipler. ‘Siz o denli bir inanç sistemine sahipsiniz ki geldiğiniz vakit bütün fikirlerinizi empoze edeceksiniz.’ Bilhassa belirtmek istiyorum İslami nosyona sahip olan beşerler ve ülkeler itibariyle en geniş fikir ve fikir inanç hürriyeti İslam inancına sahip olan kısımlarda vardır.”
“Milli görüş başkanı kim?”
Karamollaoğlu, Altaylı’nın, “Milli görüş önderi kim? Siz mi Oğuzhan Beyefendi mi?” sorusuna şöyle karşılık verdi:
“Ben şunu tabir edeyim. Liderlik bir makam değil bir sıfattır. Oğuzhan Beyefendi bizim Yüksek İstişare Şurası Liderimiz. Ben de Saadet Partisi’nin genel lideri olarak misyon yapıyorum şu anda. Ha, liderlik bana nazaran yerine nazaran abiliktir, dostluktur. Bundan ötürü bir insan herkesi önder olarak kabul edebilir. Zira makam olmadığı için bir yaklaşım biçimi, bir sıfat. Siz bunu herkese verebilirsiniz. Oğuzhan Beyefendisi beşerler başkan olarak benimserler, kimsenin de itirazı olmaz lakin bu makam değil ki. Onun için o vasfı koruma etmek kıymetlidir. Yani insanları kendi fikirleri etrafında toparlayabilmek, onları peşinden sürükleyebilmek. Birileri bu türlü der, diğerleri öteki türlü bu mevzuyu tabir ederler. Ben bunu bir çekişme vesilesi olarak şahsen görmem. Bu parti içinde bir çekişmeyi söz etmiyor. Buna kapılanlar olabilir yerine nazaran lakin ben buna fazla kıymet vermiyorum.”
TIKLAYIN – Saadet Partisi’nde tansiyonu tırmandıracak adım: Oğuzhan Asiltürk, kendisini “Milli Görüş lideri” olarak nitelendirdi