Unutulmaz repliği hatırlayalım önce…
Selvi Boylum Al Yazmalım…
Sevgi neydi? Sevgi güzellikti, dostluktu, sevgi emekti.
Durursam bir daha kurtulamam.
Ziyanı yok, gülüşü kâfi bize.
Yüreğim kaydıysa günah mı?
Çamura saplansam yardıma gelir misin?
Elini tuttum sıcacıktı, yüreği elindeymiş üzere.
Elinden tutuversem benimle gelir mi?
Seninim işte, alıp götürsene beni.
Elveda Asya, elveda selvi boylum al yazmalım, elveda.
Bitmemiş türküm benim.
Birçok lisanda kelamlık manasına yer vermeden emek sözünün emek manasına açılım yapan herkese teşekkür ederek, neden üniversal bir tema olan “emek” sözünün üniversal bir anlayışla sahiplenilmesi gerektiğini konuşmalıyız.
Emek derin bir mana çerçevesi ve emeğin etik temelinde kapsama alanı içselleştirilirse daha yeterli bir dünyaya katkısı harikulade olacaktır. Haydi, emek nedir, ne değildir ile dayanışmanın fizikî, duygusal, bilişsel, toplumsal çerçevesine sahip çıkalım.
Emek, tıpkı nezaket üzeredir, zekânın en yüksek, en ahlaki formları ortasındadır.
Emek vermek içinde zekâ barındırır; zira zekâ kapsayıcıdır, bencil değildir ve herkesin yararına ferdi hareketle katkı sağlamak değerlidir.
Emek, akıllıdır; zira toplumdan bahseder.
Emekçiler akıllı bağlantının yürütücüsüdür; zira odağı toplum faydasına olan bir perspektifte çalışmak, üretmek ve yeniden üretmektir. Bu nedenle hak arayışı, hak direnişi, hak aktivizmi üzere birçok söz kümeleriyle tabir edilebilecek olan işçi birlikteliği yeniden toplumun aklını korumak emeğindendir.
Emek, dürüst bir duruştur.
Emek veren şahısların en gereksinim duyduğu şey savunma duvarlarına çarpmayan dinlenme talebidir. Ne vakit karşınızda haksızlığa uğradığını tabir etmeye çalışan birisi gelirse dinleyin; etkin dinleme emeğin geliştirdiği anlayışı güçlendirir. Ve unutmayın ki işçi insanın anlatma gayreti dürüstlüğüne güvenmesi, vicdani cesaretindendir.
Emek, saat değildir.
Emeğin tahminen de en yüzeysel yorumlanması sayısal datalara çarptırıldığı anlardır. Maalesef iş dünyasının emek bariyeri yeni kuşak yüz yüze yetmez, “Online da buluşalım.” üzere yeni biçimlere dönüşmesiyle tepe yapmış durumda. Emek vermeyi, çabalamayı ve esasen kimse söylemeden emeğini kolektif muvaffakiyete adamış insanları emeğin takdir edildiği saatler yaratarak güçlendirin. Emeğin saat bağlantısı emeğin bize yeni vakitler kazandırdı bağlantısıdır.
Emek, karşılıklı olmaktan güç alır.
Emek verenin yüksek egodan, duygusal manipülasyondan kaçma suratı aşikardır. Emek, ekip işinden beslenen, tekil varoluş deseni olmayan, değersizleştirilmemesi gereken, geçiştirilmeyen ve çarpıtılmaması gereken karşılıklı emeği talep eder. Bu nedenle emeğin muhtaçlığı kadir, değer, karşılıklı emek vermektir.
Emeğin yaşı yoktur.
Emeğin en güç çıkmazlarından biri de yaş ve tecrübeyle sıkıştırılmışlığıdır. Emek, her yaş yaşta var olur ve erken yaşta takdir edilen emek büyür. Bir çocuğun okul ortamı için verdiği emekle, bir çalışanın şirket gayeleri için verdiği emek ortasında fark yoktur. Bugün emeğin savunulması odağına bazıları romantik bazıları didaktik bazıları akılcı bazıları gerçekçi bakarken kıssanın keyifli sonunu getirecek yegâne bilişsel emek her yaşta emeğe hürmet duyulması farkındalığıdır.
Emeğimiz kadarız.
Başarının, sıhhatin, huzurun, itimadın, refahın… Bir insan olarak arayışımızın temellerinde her vakit emeğimiz bulunmakta. Bizi biz yapan her şey emeği etik standartlarda ve duygusal gücüyle harmanlayan insanların emeğinde filizleniyor. Bu kapsamda muhtaçlığımız olan şey emeğe sahip çıkmak, emeğini savunanlara katkı sağlayan önder güç olarak yorumlamak ve emeğin sesini açmaktır.
Ve emek sözünde kalp ritmimiz gizli;
Yaşamımız emeğimiz kadar, emeğimiz ise emeğimiz kadar olduğumuzdan yaşamsal…
‘Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar büsbütün müelliflerinin özgün fikirleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio’