Türkiye’nin, hakkındaki “rüşvet vermek ve kara para aklamak” üzere kabahatlerden aranırken yurt dışına kaçan ve Avusturya’da ABD’nin teşebbüsüyle gözaltına alınıp tutuklanan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz‘dan 10 milyon Euro istediği belirtilen ve eski HaberTürk Tv Ana Haber Sunucusu Veyis Ateş, 3 ay evvel yapacağını duyurduğu kabahat duyurusu hakkında yeni bir açıklama yaptı. Ateş “yapacağını söylediği her şeyi yaptığını ve yapmaya devam edeceğini” söyledi.
SBK’dan 10 milyon Euro istediği savlarının akabinde HaberTürk TV’den istifa eden Veyis Ateş, Haziran ayında kendi mal varlığının araştırılması için cürüm duyurusunda bulunacağını söyleyen Ateş, Twitter’dan yaptığı yeni açıklamada, Sözcü muharrirleri Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil ortasında bir müddet evvel yaşanan tansiyona isim vermeden gönderme yaptı ve “Neydi sizi beddualaşacak kadar hırçınlaştıran bu durum? Size bir şey anlatmaktan vazgeçtim” dedi.
Cürüm duyurusu yapıp yapmadığı kamuoyuna yansımayan Veyis Ateş, “Suç duyurusu nerede” diye soranlara, “Sizi buna şahit etmekten men ediyorum, değmezsiniz” dedi.
Ateş, “‘Biz bu mahallede kırk bireyiz, hepimiz birbirimiz biliriz.’ Kimler kimlerle, neler neler..! Şimdilik off the record fakat siz yeniden de bekleyedurun, bir gün tahminen…” tabirini kullandı.
Ateş, paylaşımınada şunları kaydetti:
“Aklı hür, vicdanı hür, olayları çapraz okuyan, ideolojik körlükten uzak, her duyduğuna çabucak inanmayacak kadar feraset sahibi kamuoyunun, çok değerli mensuplarına saygıyla…
Kimileri (sözüm ona gazeteci diye geçinen kimileri özellikle) bana soruyorlar, yazıyorlar: ‘E’ haydi nerede cürüm duyurusu diye..!’ Sizi buna şahit etmekten men ediyorum, değmezsiniz. Neden biliyor musunuz?
Ben yapmadığım bir şeyle tez ve itham edilirken; biri, başkasına ‘Para aldın’ diyor. Başkası ona canlı yayında bi’ küfretmediğini bırakıyor. Sonra öpüşüp koklaşılıyor, barışılıyor. Fonlanma listeleri çarşaf çarşaf ortalığa saçılıyor. Bizim kelamda gazeteciler havaya bakıp ıslık çalıyor.
Hoop! Bi’ saniye..! E haydi beni sîgaya çektiğiniz üzere onlara da sorsanıza..! ‘Meslek büyüğü! ağabeylerimiz..! Nedir bu durum? Tamam yanlış anlaşılmışsınız da neydi sizi beddualaşacak kadar hırçınlaştıran bu durum..!?’ diye…?
İşte bu ikiyüzlülüğünüzden sonra vazgeçtim sizlere bi’şi anlatmaktan, göstermekten… Gidin yatın! ‘Tarafsız gazeteciyim ben’ nidalarınıza da sifon çekin.
Yayın hayatım boyunca daima merkezde durmaya çaba ettim. Her hususa eşit müddet tanıyarak konuk(ları) anlamaya çalıştım; anladığımı da aktarmaya…
Tüm bunları yaparken de dînî, fikrî, an’anevî tüm müktesâbatımı mümkün olduğunca yaptığım mesleğe, sorduğum soruya, ilettiğim yoruma katmamaya itina gösterdim. Aklım da vicdanım da ruhum da rahat. Akşam başımı yastığa daima rahat koydum.
Gelelim şu mevzuya… Katıldığım TV programında yapacağımı söylediğim her şeyi yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Üstüme bir çamur atıldı ve ben bunu temizleyeceğim. Tek teminatım Hz. Allah ve şanlı Türk adaleti.
Ve fakat… Yarın bir gün mahkeme kararları açıklandığında bunları da manşetlerinize, köşelerinize taşıyacak mısınız yoksa ‘He’ tabi tabi..!’ deyip buna da mı burun kıvıracaksınız? (Bence ikincisi..)Bu ikiyüzlülüğünüzden ötürü sizinle bir şey paylaşmayacağım.
Yaa bi’de… Akl-ı evvelin biri kalktı, Marmaris ‘de teknemi yaktığımı, sigortadan da para almak için bunu yaptığımı yazdı düzgün mi…! Tekne sahibini ne tanırım, ne görmüşlüğüm var.
Bu yangının itfaiye raporunda , polis kayıtlarında teknenin kime ilişkin olduğu ortaya çıkınca nereye kaçacaksın!? Hâlâ gazeteciyim diye ortalıkta gezecek misin(iz)? Neyse…. Seninle de mahkemede hesaplaşacağız, o vakit öğrenirsin tekne kime aitmiş..?)
Şu fânî hayatta başıma gelen iyi/kötü her şeye karşı şık durmaya çaba ettim; ucuzlaşmamaya, müptezelleşmemeye… Akıl ve vücut sıhhatim elverdikçe buna itina göstermeye dikkat edeceğim.
‘Biz bu mahallede kırk bireyiz, hepimiz birbirimiz biliriz.’ Kimler kimlerle, neler neler..! Şimdilik off the record..! Lakin siz tekrar de bekleyedurun, bir gün tahminen..'”