Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın eski müsteşarı Eyüp Gümüş’ün, 2014 yılında Alzheimer teşhisi konan babası İsmet Gümüş’e, 2016 yılında “iyi ilişkileri” olduğu olduğu bir hastaneden sıhhat raporu aldığını ve konutu üstüne geçirdiğini yazdı. Terkoğlu, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın da soruşturma müsaadesi vermediğini kaydetti.
Cumhuriyet gazetesi muharriri Barış Terkoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın eski müsteşarı Eyüp Gümüş’ün babası İsmet Gümüş’e 2013’te demans, 2014’te de Alzheimer teşhisi konulduğuna dair raporları incelediğini söyleyerek, “2015 ve 2016 yılındaki raporlarda da baba Gümüş için daima Alzheimer teşhisinin konduğu yazıyor. Bulunduğu kentten bile habersiz olduğu, hastaneye neden geldiğini bile bilmediği görülüyor” dedi. Terkoğlu şöyle devam etti:
“Önümde Beyoğlu 13. Noterliği’nde 26 Ağustos 2016 tarihinde imzalanmış bir “bakım sözleşmesi” bulunuyor. Bir cuma günü imzalanan kontratın bir tarafı baba İsmet Gümüş, öbür tarafı oğul Eyüp Gümüş. Bir anda aklı yerine gelen baba, oğluyla “ölünceye kadar bakım sözleşmesi” yapmaya karar vermiş.
Mukavelede şu yazıyor: “Ben İsmet Gümüş, bakılacak kişi olarak bana ölünceye kadar bakması, gereksinimlerimi oturduğu meskende veyahut benim oturduğum başka bir konutta karşılaması koşulu ile bana ilişkin olan … adresindeki mesken üzerindeki bütün hak ve paylarımın mülkiyetinin bana bakacak olan Eyyüp Gümüş isimli şahsa ilişkin olmasını kabul ediyor, Eyyüp Gümüş isimli kişinin dilediği vakit ilgili tapu müdürlüğüne müracaat ederek kelam konusu taşınmazı kendi ismine kayıt ve tescil ettirmesini, tapu evraklarını almasını kabul ve beyan ediyorum.”
“Sağlam raporu almış”
Diyeceksiniz ki nasıl olur da Alzheimer hastası biri bu türlü kompleks bir karar verebilir? Çünkü Alzheimer biriyle, bu türlü bir kontrat kabahat. Bir de ne görelim Sıhhat Bakanı Müsteşarı Eyüp Gümüş, “iyi ilişkileri”nin olduğu bir hastaneden babası için birebir gün (26 Ağustos 2016) bir sıhhat raporu almış. Raporda şu yazıyor: “Bugünkü haliyle fiili ve kavli tasarrufa ehil olduğunu bildirir doktor kanaat raporudur.”
Halbuki yıllardır Alzheimer olan, yakın vakitte da raporu bulunan baba, bir sabah uyanmış. Kendisine bakmaya karar veren Sıhhat Bakanlığı Müsteşarı oğlunun sayesinde bir anda iyileşmiş! Yetmemiş, o gün kendisine bakması karşılığında değerli konutunu oğluna vermiş! Olağan oğul Gümüş de babasının kararına “saygı duyarak” meskeni kısa müddette üstüne geçirmiş.
Birkaç defa daha babası için “normal” raporu alabilen ve kendisini mahkemede bunlarla savunan oğul Gümüş ne kadar dürüst? Baba Gümüş hakkında, İsimli Tıp Kurumu’nun 23 Ekim 2019 tarihinde verdiği rapor, bu soruya karşılık veriyor: “Çoğunlukla gözlerinin kapalı olduğu, geviş getirme hareketi yaptığı ve vakit zaman el çırptığı, sorulan sorulara karşılık vermediği yahut uygunsuz yanıtlar verdiği (örneğin doğum tarihi sorulduğunda ‘ben de fazla bilmem, bilirler, bilirler’ dediği, yaşı sorulduğunda ‘yok’ dediği, hangi ayda olduğumuz sorulduğunda ‘şuralarda’ dediği, mevsim sorulduğunda ‘biz karışmayız’ dediği, haftanın günleri sorulduğunda ‘fazla iş yapmayız, bilen var, bilmeyen de var’ dediği)…”
“Fahrettin Koca soruşturma müsaadesi vermedi”
Elbette buradan sonrası kardeşler ortasında bir aile trajedisi içeriyor. Mahkemeye düşen olayda, ağır suçlamalar var. “Aile içi özel hayat” diyerek girmiyorum. Beni ilgilendiren kısmı şu: Ortada iki ihtimal var. Ya eski Sıhhat Bakanlığı Müsteşarı, elinin altında bulunan kamu gücü sayesinde, Alzheimer teşhisi konan babasına “sağlıklı” raporu alıp konutunu üstüne geçirdi! Ya da konutunda yaptığı “mükemmel” tedaviyle babasının Alzheimer hastalığını kısa müddette yendi!
Devletin en zirvesine kadar iletilen şikâyetlerle büyüyen belge Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın önüne kadar geldi. Sonunda Sıhhat Bakanı, Eyüp Gümüş’le ilgili “soruşturma müsaadesi yoktur” yazısının altına imza attı. Bakan Koca, böylelikle ikinci ihtimale daha yakın olduğunu ortaya koymuş oldu!