AYM Başkanı Zühtü Arslan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında söz düellosu sürüyor. Arslan’ın “AYM kararları eleştirilebilir, ama önce okuyup anlamak lazım” eleştirisine Soylu, “FETÖ” imasıyla yanıt verdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki gerginlik, kamuoyuna açık bir şekilde sürüyor. Soylu, dün akşam TGRT Haber’e yaptığı açıklamalarda AYM kararları ve Arslan ile ilgili sert eleştirilerde bulundu.
“Bizim AYM, AİHM’in şubesi midir?”
AYM’nin, 2016’da “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiri imzalayan ve “terör örgütü propagandası” suçundan ceza alan “Barış Akdemisyenleri” için aldığı hak ihlali kararını eleştiren Soylu, “Bir terör örgütü, bir PKK bildirisi bu. AYM bu bildiriye düşünce özgürlüğü diyor. AYM’nin aldığı bir kararı eleştirmek benim hakkım” dedi. Soylu, AYM’nin Can Dündar’ın tutuklanmasıyla ilgili de hak ihlali kararı verdiğini hatırlattı.
AYM kararlarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatına uyulmasını da eleştiren Soylu, “Bizim AYM, AİHM’in şubesi midir? Nedir bu batıcılık hayranlığı? sorusunu yöneltti.
AYM Başkanı’na ‘FETÖ’ göndermesi
“AYM Başkanı, Polis Akademisi Başkanı’ydı. Aldığı komiser yardımcılarının yüzde 41’ini FETÖ’den ben ihraç ettim” diyen Soylu, “İlmin kibrine kapılmayın. Türk yargısı büyük bir sınav veriyor” diye konuştu.
Soylu daha önce yaptığı bir açıklamada, “Şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünü AYM’nin iptal etmesini eleştirerek AYM Başkanı Arslan’a “Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım. Sen var mısın?” diye tepki göstermişti.
Arslan “Eleştirmek için okuyup anlayabilmek gerekir” demişti
Zühtü Arslan ise dün yaptığı bir açıklamada isim vermeden Soylu’ya seslenerek “Kararlara yönelik bazı eleştirilerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir. Sağlıklı bir eleştiri, okumayı ve okunanı doğru anlamayı gerektirmektedir” yanıtını vermişti.
Neler yaşanmıştı?