Dominic Evans
İSTANBUL, 23 Ağustos (Reuters) – Suriye ordusunun ülkenin kuzeybatısında mevzi kazanması, iç savaştaki cephe çizgisini Türk askerlerini ateş hattında bırakabilecek bir yere taşıdığı gibi, yeni bir mülteci dalgasından korunmaya çalışan Ankara için sorun yaratabilir.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a karşı savaşan muhaliflerin elindeki son büyük toprak olan İdlib vilayeti sınırlarında başlayan taarruz on binlerce sivilin Türkiye sınırına doğru kaçmasına yol açtı. ayrıca Türkiye'nin Rusya ile vardığı İdlib'de çatışmaların önlenmesi anlaşması kapsamında kurduğu 12 gözlem noktasından birini İdlib vilayetinin geri kalanından kopardı.
Rusya ile yapılan İdlib çatışmasızlık anlaşmasının başarısız olması, son yıllarda iki ülke arasında yakınlaşmayı sağlayan ancak Rusya'nın Suriye ordusunun taarruzuna verdiği desteği sınırlamayı başaramamış gözüken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için önemli bir kayıp olacak.
Rusya, İran ve Türkiye 2017 yılında Suriye'de Esad'a bağlı güçler ile muhalifler arasındaki çatışmaların azaltılması için dört tane “çatışmasızlık bölgesi” kurmaya karar verdi. Ancak Suriye ordusu bu dört bölgenin üçünü ele geçirdi. Şu anda ise dördüncüsünde mevzi kazanıyor.
Esad'a bağlı güçler Khan Sheikhoun kasabasına girerek, Suriye topraklarının 70 kilometre kadar içinde Morek kasabası yakınlarında bulunan Türk gözlem noktasına olan yolları kesti. Gözlem noktasını destek için gönderilen Türk konvoyu hava saldırısı nedeniyle Pazartesi günü ilerlemeyi durdurdu.
Erdoğan'ın sözcüsü İbrahim Kalın, Çarşamba günü kabine toplantısının ardından, “Bölgedeki durum kritik bir hassasiyet arz ediyor” dedi.
Türkiye, Esad'ı destekleyen Rusya ve İran ile yaptığı anlaşma kapsamında İdlib vilayetini çevreleyen 12 gözlem noktasına sahip. Türkiye Suriye iç savaşında silahlı bazı muhalif grupları destekliyor.
Hem bu üçlü anlaşma hem de Türkiye'nin Rusya ile İdlib vilayetindeki İslamcı militanların gücünü azaltmak için geçen yıl vardığı anlaşmanın etkisi en iyimser deyişle sınırlı oldu.
Türkiye Suriye ve Rusya'nın bölgedeki hava saldırılarının devam etmesinden dolayı rahatsızlığını dile getirirken, Moskova da Ankara'nın eski Nusra Cephesi militanlarını durdurmak çabalarını yetersiz görüyor. İslamcı militanlar İdlib'in büyük bölümünü kontrol altında tutuyorlar.
Rusya ayrıca İdlib ve Hama'daki militan varlığının bölgenin sadece 40 kilometre batısında bulunan Hmeymim hava üssünü tehdit ettiğini belirtiyor.
SİVİLLER KAÇIYOR
Türkiye Pazartesi günkü hava saldırısı ve Morek yakınlarındaki çatışmalara rağmen İdlib'deki gözlem noktalarını taşıma veya terk etme gibi bir planı olmadığını kesin bir dille ifade etti.
Kalın Çarşamba akşamı, “İdlib mutabakatı çerçevesinde kurduğumuz bütün gözlem noktaları bulundukları yerlerde faaliyet göstermeye devam edecekler” dedi ve İdlib civarında askeri operasyonlara son verilmesi anlaşmasına riayet edilmesini istedi.
Birleşmiş Milletler verilerine göre Suriye ordusunun İdlib çevresinde taarruza geçtiği Nisan ayı sonlarından bu yana 500,000'den fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Çoğu İdlib vilayetinde Türkiye sınırı yakınlarındaki alanlara kaçtı.
İç savaşın başlangıcından bu yana kapılarını Suriyeli mültecilere açan ve 3.6 milyon Suriyeli'ye ev sahipliği yapan Türkiye yeni bir mülteci veya çatışmadan kaçan savaşçı dalgasına maruz kalmak istemiyor.
Suriye sınırında 800 km boyunca bir duvar inşa eden Türkiye, İdlib'de savaştan kaçan olası bir insan dalgasının sığınmasını sağlayacak Suriye'nin içinde yerleri belirlediğini ifade ediyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu hafta yaptığı açıklamada “Sınırlarımızda bu tür bir hareket varsa adımlar atacağız ve yerlerinden edilmiş insanları sınırlarımızın dışında tutacağımız sığınaklar kuracağız” dedi.
Ancak Soylu kampların İdlib vilayetinde mi yoksa Azaz, El-Bab ve Cerablus kentlerinin çevresindeki Suriye'nin kuzeyindeki Türk kontrolündeki bölgelerde mi olacağını belirtmedi.
GÖZLEM NOKTALARININ YERLERİ DEĞİŞMEYECEK Mİ?
Türk hükümeti İdlib'deki 12 gözlem noktasını destekleme kararlılığını bu hafta tekrarladı ve üst düzey bir güvenlik yetkilisi Reuters'a yaptığı açıklamada Ankara'nın bölgedeki askerini desteklediğini belirtti.
Yetkili, “Hangi gözlem noktasının ihtiyacı varsa, destek sağlanıyor” dedi.
Ancak Moskova veya Şam'ın yaklaşımında değişiklik olmadığı sürece, bu durum Türkiye için gittikçe daha zorlayıcı olacak.
Alman Marshall Fonu'ndan Özgür Ünlühisarcıklı, “Türk gözlem noktaları kendilerini savunmak için oluşturulmadı ve bunlardan en az biri Suriye rejimi güçleri tarafından kuşatıldı. Çatışma riski çok yükseldiğinde, Türkiye muhtemelen geri çekilecek” dedi.
Kalın kabine toplantısından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada Erdoğan'ın mümkün olan en kısa sürede İdlib konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini söyledi.
Ankara, ABD yaptırımları tehdidi ve Washington'un anlaşmayı durdurması için güçlü lobicilik faaliyetine rağmen geçen ay Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın almasıyla, Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri her zamankinden daha güçlü görünüyordu.
Altı hafta sonra, Moskova ve Ankara'nın kuzeybatı Suriye'deki farklılıkları uzlaştırılmaz görünüyor ve Türkiye'nin İdlib stratejisi tehlikede.
Carnegie Europe'da ziyaretçi araştırmacı ve eski bir Türk diplomat olan Sinan Ülgen, “Son durum net” dedi.
Suriye ordusunun saldırısı devam ederken, Suriye'nin en güneydeki Türk gözlem noktaları üzerindeki baskı diğer Türk gözlem noktalarına da yayılacak ve Türkiye muhtemelen birlikleri geri çekecek.
Ülgen, “Bu bir zaman meselesi. Beni şaşırtan S-400 bölümünden hemen sonra oldu. Türkiye'nin Rusya ile ne kadar az avantaj elde ettiğini kanıtlıyor” dedi.
Haberin orijinali için tıklayınız: Bu haber, linkleri yukarıda belirtilen haber ya da haberlerden derlenmiştir. Tam çevrilmiş metin olmayabilir. (Habere katkıda bulunan Orhan Coşkun, Tuvan Gümrükçü, Ezgi Erkoyun, Andrew Osborn; Haberi çeviren Can Sezer, Canan Sevgili; Redaksiyon Nevzat Devranoğlu)