Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba hücumuyla ilgili davada 21. duruşma, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hilvan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görüldü. Davanın tek tutuklu sanık Yakup Şahin’e 34 defa ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verildi.
Gazete Duvar’dan Cengiz Anıl Bölükbaş’ın haberine nazaran, Avukat Sevda Çelik Özbingöl, İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde ‘Sultanahmet ve Suruç taarruzlarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ’lı terörist yakalandı’ başlığıyla servis edilen açıklamada ismi geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal’in belgesinin bu evrak ile birleştirilmesinin gerektiğini söyledi. Mahkeme, oy birliğiyle evrakının birleştirilmesi talebini reddetti. Ayrıyeten mahkeme, ailelerin reddi hakim talebini duruşmanın uzatılmasına yönelik bir talep olduğu gerekçesiyle reddetti.
“Yasal olarak kelam söyleme hakkımız var”
Mahkeme lideri karara reaksiyon gösterilmesi üzerine Suruç yaralılarının ve ailelerin salondan dışarı çıkarılması talimatını verdi. Aileler salonu terk etmezken, içeriye jandarma girdi. Orta verilen duruşmanın devamında birinci kelamı avukat Ruken Gülağacı aldı. Jandarma sebebiyle mahkeme heyetini göremediklerini lisana getiren Gülağacı, jandarmaların dışarı çıkarılmasını talep etti. Duruşmaya katılanların son kelamlarını söylemek istediklerini söyleyen Gülağacı, “Niye bunu engelliyorsunuz. Bize bunu açıklayamazsınız. Yasal olarak bizim kelam söyleme hakkımız var” dedi. Mahkeme, jandarmanın çıkarılması talebini reddetti. Mütalaaya karşı savunma hakkı tanınmayan avukatlardan Sevda Çelik Özbingöl, mahkemenin verdiği kararla anayasayı ihlal ettiğini lisana getirdi. Duruşmada bir kararın çıkması halinde adaletin sağlanmayacağının altını çizen Özbingöl, İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde ‘Sultanahmet ve Suruç ataklarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ’lı terörist yakalandı’ başlığıyla servis edilen açıklamada ismi geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal’in belgesinin bu belge ile birleştirilmesinin gerektiğini vurguladı. Mahkeme, oy birliğiyle evrakının birleştirilmesi talebini reddetti, talepleri pahalandırmak üzere duruşmaya orta verdi.
“Yardım edenleri açığa çıkarmıyorsunuz”
Verilen ortanın akabinde mahkeme heyeti, aile ve patlamada yaralananları dinleme tarafında karar aldı. Katliamda ölen Hatice Ezgi Saadet’in babası Ali Saadet, sanıklar yerine kendilerine ceza verilmek istendiğini söyledi. Kızının katillerini görmek istediğini ve çocuğunun katilinin bir kişi olmadığını lisana getiren Saadet, “Çocuğumun katillerini sizden istiyorum. Çocuğumu elimden isimliler, yardım edenleri açığa çıkarmıyorsunuz” dedi. Saadet’in konuşmasını kesen sanık Yakup Şahin ise, “Sensin katil” dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya öğle ortası verdi.
Reddi hakim talebine ret
Duruşma ortanın akabinde tekrar başladı. Birinci kelamı katliamda oğlu Murat’ı yitiren Şemsi Yurtgül aldı. Yurtgül, “Her duruşma adalet arıyoruz lakin mahkeme taleplerimizi hiç kabul etmiyor. Artık failler cezalandırılsın istiyoruz” dedi. Yurtgül’ün akabinde kelam alan katliamında eşi Ferdane ve oğlu Nartan’ı kaybeden Metin Kılıç, mahkemenin adil bir yargılama yapacağına inanmadığı için reddi hakim talebinde bulundu. Heyet ise duruşmanın uzatılması için bu talepte bulunulduğunu tez ederek talebi reddetti. Suruç yaralısı Yasin Can, Suruç Katliamı’nın “terör eylemi” ilan edildiğini aktardı. Can, “Başka hangi bombalı terör hareketinde devlet kendi vatandaşını yüzde 50 kusurlu bulmuştur” diye sordu.
Müdahil avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini yineledi ve mahkemenin dava sürecindeki kararlarını eleştirdi.
Mütalaaya karşı savunma yapan Yakup Şahin, bir evvelki duruşmada yaptığı savunmayı tekrarladı. Savunmanın akabinde Şahin ve avukatı beraat talebinde bulundu.
Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’e “Anayasal nizamı ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” hatasından 34 kere ağırlaştırılmış müebbet, aksiyonun teşebbüs noktasından kalmasından bin 890 yıl, patlayıcı bulundurmaktan 10 yıl ve 40 bin TL para cezasıyla cezalandırdı.
Müzakere ortasının akabinde kararı açıklayan mahkeme heyeti, İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin evraklarının aramaları devam ettiği gerekçesiyle ayrılmasına karar verdi.