Gümüşhane Dörtkonak Köyü hududundaki Tabansız Göl kuraklığın tesiriyle birinci sefer büsbütün kurudu. Uzmanlar, gölün etrafında yapılan maden sondajlarının gölün kurumasını tetiklediğini belirtiyor.
Gümüşhane’nin merkeze bağlı Dörtkonak köyü sonlarında bulunan ve etrafındaki irili ufaklı 10 adet gölle birlikte bilhassa bahar aylarında çiçek bahçesini andıran Tabansız Göl birinci sefer büsbütün kurudu.
Gümüşhane kent merkezine 18 kilometre uzaklıkta bulunan ve çok sayıda doğal göl bulunması nedeniyle ikinci göller bölgesi olarak isimlendirilen Dörtkonak köyü sonlarındaki Tabansız Göl kuraklığın tesiriyle birinci sefer büsbütün kurudu. Denizden 2 bin 200 metre yükseklikte bulunan ve yıllardır bahar aylarından sonbahar aylarına kadar buraya göç ederek yavrularını büyüten angut kuşlarına konut sahipliği yapan Tabansız Gölde su olmaması nedeniyle bu yıl o görüntü da yaşanmadı.
Milyonlarca yıllık ağaç fosillerinin bulunduğu göl havzası gelinen son durumda adeta çölü andırırken gölün son halini görenler “Dipsiz Göl, tabansız çöle döndü” ve “Dipsiz Gölün tabanı göründü” yorumlarını yaptı.
Geçtiğimiz yıllarda define hafriyatı yapılan Dumanlı köyü hudutlarındaki İstavroma yaylasında bulunan Tabansız Gölle sık sık karıştırılan Dörtkonak köyündeki Tabansız Göl, kar, yağmur ve kaynak suları ile beslenirken bu yıl ülkenin çabucak her yerinde yaşanan kuraklıktan nasibini aldı.
Bahar aylarında etrafını kelepçe üzere saran çok sayıda çiçeğin açtığı ve kalp biçiminde olması nedeniyle “Yaylanın kalbi” de denilen Tabansız Gölde incelemelerde bulunan TEMA Vakfı Gümüşhane Temsilcisi Yusuf Oral, geçtiğimiz yıllarda suyla kaplı gölün ortasına kadar yürüyerek yaptığı açıklamada global ısınma, iklim değişikliği ve sondajlara dikkat çekti.
Son günlerde örnekleri sıkça görülen global ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak su kaynaklarının azalmasının olmasının yanında Tabansız Göl’ün etrafında yapılan maden sondajlarının da gölün kurumasını tetiklediğini kaydeden Oral, “Son birkaç yıldır gölde çok derecede su çekilmesi oluyordu. Bu yıl ise daha Ağustos ayına yeni girdiğimiz bugünlerde tam kuruma noktasına geldi. Bunun sebeplerinden birisinin bölgede çok formda yapılan maden arama sondajları olduğunu kıymetlendiriyoruz. Yer altı su sistemi kent şebekeleri üzere bir sistemdir. Biz yaptığımız her sondajda bu sisteme ziyan veriyor, o yer altındaki doğal boru sistemlerini deliyoruz” formunda konuştu.
Konya’da yağışların azalması nedeniyle oluşan kuraklık, baraj, göl ve gölet üzere su kaynaklarının yanı sıra tarım ve hayvancılığı da olumsuz etkiliyor.
DSİ 4. Bölge Müdürlüğünün bilgilerine nazaran, vilayet genelindeki su kaynakları son 10 yılın en düşük düzeyine gerilerken, Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynağı Beyşehir Gölü, etkin doluluk oranında kritik eşiğin altına indi.
