Büyükada’daki Kent Sınırları Vapur İskelesi’nin üst katından tahliye edilmek istendiğinde gerisine aldığı polis gücü ile dikkati çeken Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) devletteki kadrolaşmada hissesi olduğunu argüman eden dokümanlarla gündeme geldi.
Gazeteci Metin Cihan, TÜGVA’nın yargıdan, emniyete, orduya kadar devletin birçok ünitesindeki kadrolaşmada hissesi olduğunu argüman eden listeleri Twitter hesabından paylaştı.
Cihan’ın yayımladığı evraklarda kaymakamlık üzere kurumlara, yargı, ordu ve emniyete yapılacak atamalar için hazırlanmış isim listeleri yer alıyor. Müracaat yapılacak kurumların isimlerinin bulunduğu listelerde, TÜGVA’da değişik durumlarda bulunan şahıslar referans olarak gösteriliyor.
Evraklardaki argümanlara nazaran, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası çıkartılan kanun kararında kararnameler (KHK) ile Fethullah Gülen yapılanmasından alınan yurtlar AKP’ye yakın Bayan ve Demokrasi Derneği (KADEM), TÜGVA, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), Ensar Vakfı, Başkan İmam Hatipliler Derneği (ÖNDER), İlim Yayma Cemiyeti (İYC) üzere vakıf ve derneklere veriliyor.
Gazeteci Cihan’ın Twitter paylaşımında “Yapılanma TÜGVA’dan ibaret değil. Örneğin yurtlara çökmek için 7 oluşum toplantı yapıyor. Liste hazırlanıyor, talepler iletiliyor sonra ortalarında paylaşım yapılıyor. Birinci listede 821, ikincide 285 bina var. Yani öğrenciler yurt bulamazken oysaki mevcut binalar bunlara dağıtılmış” sözlerini kullanması dikkat çekti. Paylaşımında valilik ve belediyelerden TÜGVA’ya para aktarıldığını belirten Cihan, bu savını dokümanlar içinde yer alan “Mali takviye raporu”na dayandırıyor.
TÜGVA evvel yalanladı, sonra “sızdırılmış” dedi
TÜGVA ise bu tezler karşısında Twitter hesabından Salı günü bir görüntü paylaştı ve tezleri yalanladı. Görüntüde, dokümanların kurmaca olduğu argüman edilirken “Belgeler varsa yargıya başvurun” denildi.
TÜGVA Lideri Enes Eminoğlu, Çarşamba günü gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalındaki canlı yayınında ise evrakların “sızdırıldığını” söyledi. Eminoğlu, gazeteci Cihan’ın ortaya koyduğu dokümanların “manipüle edildiğini” öne sürerken, bu dokümanlarda hakikat bilgilerin de olduğunu belirtti. Eminoğlu, Metin Cihan’a bunları aktaran kişiyi işaret ederek, “Belgeleri sızdırmış, kendine yedek yapmış ve ifşa ediyor. Yola buradan çıksak bile ne kadar sorunlu olduğunu görürüz. Şu anda Metin Bey’in ifşa ettiği çalışmaların bizim çalışmalarımız olduğu tez ediliyor. Kendisinin evrakta düzenlediği yerler var, gerçek bilgiler de var. Sistemimizden alınmış” tabirlerini kullandı.
Eski yönetici Tamer Özsoy’un açıklaması
2018-2019 yılları ortasında TÜGVA’nın Van Vilayet Temsilciliği misyonunu yapmış olan Tamer Özsoy da DW Türkçe’ye dokümanlarla ilgili olarak “Gazeteci Cihan, dokümanları açıkça yayınlamış. Bunların yanlış olduğunu söylemek akılla uyuşmaz. Nasıl biz bir devir Gülencilerin devlete adam yerleştirdiğini söylüyorsak, artık de TÜGVA’nın yerleştirdiği ortada. Misal bir durum var. Her şey açık açık ortada” diye konuştu.
Erdoğan ailesinin idaresindeki vakıflar
Evraklar ve TÜGVA’nın idaresi, işleyişi hakkında DW Türkçe’ye konuşan HalkTV.com.tr yazarı İsmail Saymaz da “Ben bu dokümanların doğruluğunun yüksek ihtimal olduğunu düşünüyorum. Yaptığım kimi görüşmeler de bu tarafta sonuç verdi” dedi.
AKP iktidarının Gülen yapılanmasıyla 2010 sonrasında çatışmaya girdiğini ve Gülen yapılanmasının aktif olduğu alanlara kendi örgütlerini yerleştirmeye başladığını anlatan Saymaz, “Fethullahçılar ya da öbür tarikat ve cemaatler hangi alanda faaliyet gösterdiyse AKP, o olanlarda onların gibisi birçok dernek ve kuruluş açtı: TÜGVA, TÜRGEV, Ensar, İmam Hatipliler Derneği Başkan, İlim Yayma Cemiyeti. TÜRGEV ve TÜGVA şahsen Erdoğan’ın ailesi tarafından kuruldu. TÜGVA’nın kurucusu aslında Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, TÜRGEV’in kurucusu Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ve Berat Albayrak çifti” biçiminde konuştu.
Gazeteci İsmail Saymaz, bu dernek ve vakıfların finansmanının nasıl sağlandığını ve fonksiyonlarını şöyle anlattı:
“Hemen çabucak hepsi ya devletin ilgili kurum ve kuruluşları tarafından finanse ediliyor ya da ilgili belediyeler tarafından finanse ediliyor. Şayet belediye yoksa orada hangi kamu kuruluşu varsa, kimilerinde örneğin üniversiteler, kimilerinde yandaş sendika ya da kuruluşlar, bu vakıfları-dernekleri besliyor. AKP kendi toplumsal ağları için kurduğu bu kuruluşları kamu kaynaklarıyla finanse ediyor. Kamu kaynaklarıyla AKP’nin ve cumhurbaşkanının siyasal İslamcı tertibi finanse ediliyor. Tıpkı vakitte bu havuzda yetiştirilen ya da bu havuza katılan gençler bürokraside öncelikli hale geliyorlar. Bunu biliyorduk yeni evraklarla biz bunu bir defa daha görmüş olduk.
AKP sessiz, muhalefet “araştırılsın” diyor
Gazeteci Metin Cihan, Twitter paylaşımlarında “TÜGVA evraklarını haber yapsaydım, -paralel devlet yapılanması- başlığı atardım” sözünü kullanırken, siyasi muhalefet de dokümanların bu niteliğine dikkat çekiyor ve araştırılmasında ısrar ediyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması isteğiyle TBMM’ye bir soru önergesi veren CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen DW Türkçe’ye önergesinde bilhassa “TÜGVA, bir paralel devlet yapılanması mı kuruyor” sorusunu öne çıkardığını söyledi.
Gülen yapılanmasının devlet içinde paralel bir yapılanmaya gittiğine ait müşahedeleri 2016’dan evvel AKP’nin reddettiğini belirten Antmen, lakin darbe teşebbüsünden sonra AKP’nin Gülen yapılanmasını “paralel devlet” olarak tanımladığını hatırlattı.
Antmen, “2016 yılından sonra Gülenciler’in tasfiye edilmesiyle devlette boş takımlara cemaatler adeta saldırdı, devlette onlar kadrolaşmaya başladılar. İşte TÜGVA da bunlardan biri. Ortada evraklar var AKP’den hiç ses yok. TÜGVA’nın bir paralel yapı kurduğu, devlet takımları için liste verdiği yanlışsız mudur? Bunun araştırılması gerekiyor. 14 milyon gencimiz işsiz. Aş bulamıyor. Ancak beyefendiler daha evvel Fethullahçı terör örgütünün yaptığını artık yapmaya çalışıyorlar. Yani; devlete sızıyorlar, takımlarını oluşturuyorlar. Mecliste bir araştırma kurulu kuralım. Palavraysa ortaya çıksın, palavra değilse hesabını versinler” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye Personel Partisi Genel Lideri Erkan Baş da AKP’nin sessizliğini eleştirdi. Baş, TBMM’de Salı günü düzenlediği basın toplantısında “İddiaların üzerinin örtülmesi, görmezden gelinmesi ya da bu argümanları kamuoyuyla paylaşan insanların susturulması gayreti asla kabul edilemez. Evraklarda ismi geçen bireylerin şu anda orada önerildikleri devlet kurumunda çalışıp çalışmadıkları, hangi imtihanlardan, hangi mülakatlardan geçerek bu takımlara yerleştirildikleri araştırılmalıdır” dedi.
Eski AKP’li Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığındaki Gelecek Partisi de yargıçların ivedilikle devreye girip TÜGVA evraklarıyla ilgili argümanları aydınlatması gerektiğini savunuyor. Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Selçuk Özdağ “Devlette kimse paralel yapı kuramaz. Kim aykırısını yaptıysa, ortaya konulması gerekir. TÜGVA derhal bu evrakları mahkemeye sunsun ve savcılar devreye girsin. Türkiye’de o denli savcılar var mı? Madem yargı bağımsız, o savcılar, eksperlerle bu evrakların doğruluğunu, düzmeceliğini araştırsınlar” daveti yaptı.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe
