Nisan ayına ilişkin işsizlik oranını yüzde 12,8 olarak açıklayan TÜİK'e bir itiraz da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'ndan (DİSK) geldi. TÜİK'in “dar tanımlı” işsizlik verilerinin gerçeği yansıtmadığını savunan DİSK'e göre Nisan'da geniş tanımlı işsizlik, yüzde 28,7'lik oranla (17.7 milyon) Türkiye tarihinin en yüksek rakamına ulaştı.
TÜİK'in 12,8'lik oranı ekonomistlerin eleştirilerine yol açmıştı
DİSK: TÜİK verileri gerçeği yansıtmıyor
Ancak Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi'nin (DİSK-AR) raporuna göre TÜİK'in “dar tanımlı” işsizlik verileri gerçeği yansıtmıyor.
Konuya ilişkin DİSK-AR tarafından paylaşılan raporda Kovid-19 salgınının büyük bir istihdam depremine yol açtığına dikkat çekildi ve “Yüz binlerce işyeri kapanmış, devasa bir iş ve istihdam kaybı yaşanmışken TÜİK'in işsizliğin düştüğünü açıklaması inandırıcı değildir. TÜİK'in işsizlik hesaplama tekniği Kovid-19 gibi bir salgın döneminin etkilerini yansıtmaktan uzaktır” denildi.
Kovid-19 döneminde yaygın olarak işten çıkarma yerine kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği kullanılması nedeniyle milyonlarca işçinin çalışmadığı halde istihdamda gözükdüğüne dikkat çekilen raporda, “TÜİK'in yöntemine göre, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler iş aramadıkları için işsiz sayılmıyor. Bu nedenle Kovid-19'un yarattığı iş ve istihdam kaybını hesaplamak için DİSK-AR alternatif hesaplama yöntemlerine başvurdu” diye kaydedildi.
DİSK-AR tarafından hazırlanan raporun özet bulguları ise şöyle:
-
Geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı 17,7 milyonu aştı.
-
Kovid-19 11 milyona yakın yeni iş kaybı ve işsiz yarattı.
-
Revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı oranı yüzde 52 olarak hesaplandı.
-
Kadın işgücü sayısı yüzde 13,9, kadın istihdamı sayısı yüzde 11,9 azaldı.
-
İstihdam bir yılda 2 milyon 585 bin kişi düştü.
-
İşbaşında olanların sayısı 7,1 milyon düştü.
-
Ümitsiz işsizlerin sayısı 553 binden 1 milyon 310 bine yükseldi.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz
Mahfi Eğilmez yazdı: TÜİK işsizliği nasıl hesaplıyor?
Ekonomist Mahfi Eğilmez, TÜİK'in hesaplama yöntemini kişisel web sitesindeki “Gerçek İşsizlik Oranı” başlıklı yazısında ele aldı.
Eğilmez'in yazısı şöyle:
“TÜİK Nisan ayı işsizlik oranını yüzde 12,8 olarak açıkladı. Önceki ayın işsizlik oranı yüzde 13,2, bir önceki yılın Nisan ayı işsizlik oranı ise yüzde 13 idi. Yüzde 12,8’lik işsizlik oranı kamuoyunda her zamankinden daha da fazla tepki yarattı. Oysa bu oran, kabul edilen varsayımlara göre doğru. Asıl soru şu: Kabul edilen varsayımlar gerçek yaşamı yansıtıyor mu yoksa hayal ürünü mü?
15 ve daha yukarı yaştaki bir kişinin işsiz sayılabilmesi için: (1) Son 4 hafta içinde bir gün dahi ücretli ya da ücretsiz hiçbir işte çalışmamış olması, (2) Son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış olması, (3) 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olması gerekiyor.
Bu tanıma uymayanlar mesela işsiz olduğu halde son 4 haftada iş başvurusu yapmamış olanlar veya birisinin yanında bir gün ücretle bir iş yapmış olanlar ya da bir gün karın tokluğuna çalışıp da ücret almamış olanlar işsiz sayılmıyor. Şimdi bu çerçevede eldeki verileri öncelikle bir tablo haline getirelim.”
“Türkiye’nin gerçeğe en yakın işsizlik oranı yüzde 24,6”
“Tabloya bakacak olursak; Türkiye’de son bir ayda ve son bir yılda istihdam edilenlerin sayısı azalmış. Bu durumda normal olarak işsizlerin sayısı artacağı yerde o da azalmış.
Bu tuhaf durumun nasıl ortaya çıktığının yanıtı tablonun 4 ve 7 numaralı satırlarında saklı. 4 numaralı satırda yer alanlar; son 4 hafta içinde hiçbir işte ücretli ya da ücretsiz çalışmadığı halde iş başvurusu yapmayanlarla mevsimlik çalışma, ev kadını olma, öğrencilik, gelir sahibi olma, emeklilik ve çalışamaz halde olma gibi nedenlerle iş aramayıp ancak işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirtenleri ifade ediyor.
4,5 milyonu aşkın sayıdaki bu kişileri de işsiz sayısına ve işgücüne eklersek (ki işin doğrusu budur) işsizlerin sayısı 8,4 milyona ve geniş işsizlik oranı da yüzde 24,6’ya yükseliyor. İşte Türkiye’nin gerçeğe en yakın işsizlik oranı budur.
Resmi ve geniş işsizlik oranlarını bir grafikle gösterelim.”
“Geniş işsizlik oranı 2013 yılından beri sürekli artış eğiliminde”
“Son dönemde resmi işsizlik oranıyla geniş işsizlik oranı arasındaki ilişkinin iyice kopmasının nedenleri arasında ekonominin büyüyememesi nedeniyle işsizlerin iş bulma umudunu kaybetmesi, resmi kanallar yerine özel ilişkileri devreye sokmaya yönelmeleri gibi nedenler sayılabilir. Son 2 aydaki büyük kopuşun bir nedeni Covid – 19 pandemisinin yarattığı sağlık endişesiyle işsizlerin iş bulmak için başvuru yapmaya gitmekten çekinmeleridir.
Her ne kadar kamuoyunda büyük kuşkular yaratsa da TÜİK’in esas aldığı resmi işsizlik oranı hesaplaması esas alınan varsayımlar altında doğru olabilir. Buradaki mesele esas alınan varsayımların Türkiye hesaplaması için gerçekleri yansıtmamasıdır. Çünkü gelişmiş ülkelerde işsizler sürekli başvuru yaptığı halde bizde bir süre sonra umudunu kesenler iş başvurusunda bulunmuyor ve işsiz sayılmaktan çıkıyor. O nedenle Türkiye’deki işsizliği en doğru gösteren oran yukarıda değindiğimiz son 4 hafta içinde işi olmadığı ve işbaşı yapmaya hazır olduğu halde iş için başvurmayanların da dahil edildiği geniş işsizlik oranı olan yüzde 24,6’dır ve bu oran 2013 yılından beri sürekli artış eğilimindedir.”