Gökay Başcan‘ın BirGün’deki haberine göre Sağlık Bakanlığı’nın hastaneyi kapatma kararına karşın sekiz yıl önce açılan davayı Cüzzamla Savaş Derneği kazansa da, protokol tek taraflı olarak Sağlık Bakanlığı tarafından feshedilmiş, dava da bakanlıkça temyize götürülmüştü. Danıştay 2014 yılında hastanenin zarar etmesini öne sürerek kamu yararı vardır, hastane klinik olarak başka hastaneye bağlanabilir kararını verdi.
Alanındaki tek hastane
Cüzzam hastalarının görünümünden kaynaklı insanların korktuğunu, bu durumun cüzzam hastalarını olumsuz etkilediğini ve toplumdan soyutlandığını söyleyen Cüzzamla Savaş Derneği avukatı Hüseyin Karataş hastanenin kapatılmasına tepki gösterdi. Karataş, “Cüzzam denilen hastalığın Türkiye’de bir deyimi var: Cüzzamlıyım gibi benden neden kaçıyorsun, derler insanlara. Çünkü cüzzamlı hastaların yüzü dökülür, parmakları düşer. Toplumdaki soyutlanmayı ve hastalıkla mücadeleyi Türkan Saylan başlattı. Bu hastalığın tedavisiyle ilgili, bunun bulaşıcı olmadığına, tedavi edilebilir olduğunu oturdu anlattı” dedi.
“Araziye hangi rant kulesini dikecekler belirsiz”
Hastanenin alanı çevresindeki yapılar itibariyle çok değerli bir alan haline geldiğini ifade eden Karataş “Hastanenin çevresinde bulunan çarpık, tıraşlanmayı bekleyen 16/9 kuleleri olması hastanenin bölgesini değerli hale getirdi. Hastanenin yerini de artık hangi özel üniversiteye, hastaneler zincirine verecekler bilinmiyor. Ya da araziye hangi rant kulesini dikecekler belirsiz” ifadelerini kullandı.
Beş yıldır uygulanmıyordu
Danıştay tarafından verilen kararın beş yıldır uygulanmadığına dikkat çeken Karataş “Danıştay kararı seneler önce verildi. O yıldan bugüne kadar bağlanabilir kararına rağmen işlem yapmadılar. Milletin dikkati Kazdağları’nda Salda’da iken, insanlar çevre üzerine yoğunlaşmışken böyle bir gizli kararla hastaneyi kapatalım dediler” ifadelerini kullandı.