Koronavirüs 2020 yılında dünya gündemine damga vururken, Türk yargısında alınan pek çok karar da ülke içi gündemde tartışmalara neden oldu. Son olarak Selahattin Demirtaş hakkında verilen AİHM kararına uyulmaması ve siyasilerin gösterdiği tepkiler ve çıkışlar, yargı bağımsızlığının sorgulanmasına neden oldu.
2020 yılı boyunca neler yaşandı? Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın hazırladığı dosyadaki detaylara birlikte bakalım.
1. Gezi Davası’nda tüm sanıklara beraat.
2. Osman Kavala’nın yeniden tutuklanması.
Gezi Davası’nda beraat etmesinin ardından tahliye işlemleri başlatılan iş insanı Osman Kavala, cezaevinde çıkacağı sırada başka bir soruşturma nedeniyle yeniden tutuklandı. Bu tutuklamanın gerekçesi ise, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasal düzenini değiştirmeye teşebbüs” oldu. 19 Şubat’ta tutuklanan Kavala hakkında, 9 Mart 2020’de ise, “Devletin gizli kalması gereken bilgilerine siyasal veya askeri casusluk” suçunu işlediği gerekçesiyle bir tutuklama kararı daha verildi.
“Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasal düzenini değiştirmeye teşebbüs” suçundan 20 Mart’ta tahliye edilen Osman Kavala, “Casusluk” suçlamasıyla halen cezaevinde bulunuyor ve 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 20 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
3. Odatv, Yeni Yaşam ve Yeniçağ’a ‘MİT şehidi’ operasyonu.
Libya’da hayatını kaybeden MİT personelinin cenaze törenine ilişkin yapılan haberle ilgili başlatılan soruşturmada, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yeni Yaşam Gazetesi Haber Müdürü Aydın Keser ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel tutuklandı.
8 yıldan 19 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan gazetecilerden Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser, davanın ilk duruşmasının görüldüğü 24 Haziran’da, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç ise kararın çıktığı ikinci duruşmanın ardından 9 Eylül’de tahliye edildi.
Davada, Barış Terkoğlu tüm suçlamalardan berat ederken, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’a istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa ettikleri gerekçesiyle 3 yıl 9 ay, Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’e 4 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
4. İnfaz düzenlemesiyle on binlerce kişi hapisten çıktı.
AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) ortaklaşa hazırladığı infaz düzenlemesi, 14 Nisan’da yasalaştı. Düzenlemeyle denetimli serbestlik bir defaya mahsus 3 yıla çıkarıldı. Bazı suçlarda ise infaz süresi, verilen cezanın yarısına düşürüldü. Düzenlemeyle birlikte yaklaşık 90 bin kişi hapisten çıktı.
Düzenlemede, uyuşturucu ticareti, cinsel istismar, terör suçları, kasten öldürme, yüzün sürekli değişikliğine sebebiyet veren kasten yaralama suçu, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar, işkence ve eziyet suçlarında herhangi bir indirim yapılmadı.
İnfaz düzenlemesiyle hapisten çıkanlar arasında en çok tartışma yaratan isim ise Alaattin Çakıcı oldu. Çünkü infaz düzenlemesi ilk kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından, Alaattin Çakıcı’nın adı anılarak gündeme getirilmişti.
5. Bakan Soylu ‘Devlet gömlekliler’ dedi, Müyesser Yıldız 24 gün sonra tutuklandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 30 Nisan’da Kars’ta 7 PKK’lının öldürüldüğünü ve Çemçe adlı grubun yok edildiğini duyurdu. Soylu’nun bu duyurusundan 18 gün sonra, Kars’ta çıkan çatışmada 1 asker şehit oldu. Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız, Kars’tan gelen şehit haberiyle ilgili yaptığı paylaşımda, “Anlaşılan o ki Bakan Soylu’nun ‘Çemçe grubu’ tamamen yok edilmemiş” dedi.
Bu paylaşıma Soylu’nun tepkisi sert oldu ve Twitter’dan şunları söyledi:
İçişleri Bakanı’nın 18 Mayıs’taki bu paylaşımından sonra Müyesser Yıldız 5 Haziran’da Soylu hakkında 1 liralık tazminat davası açtı. Bu davadan 3 gün sonra Müyesser Yıldız evine yapılan baskınla gözaltına alındı, 11 Haziran’da da tutuklandı.
“Devletin güvenliği ve siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” yargılanmaya başlayan Müyesser Yıldız, 9 Kasım’da hakim karşısına çıktığı ilk duruşmada tahliye edildi.
6. Canan Kaftancıoğlu’nun cezası onandı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 23 Haziran 2020’de açıkladığı kararıyla, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na 5 ayrı suçu işlediği gerekçesiyle verilen toplam 9 yıl 8 ay hapis cezasını onadı.
Kaftancıoğlu’nun işlediği ileri sürülen suçlar, şunlardı:
Terör örgütü propagandası yapmak, kamu görevlisine hakaret etmek, cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti devletini aşağılamak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik.
Kaftancıoğlu’na verilen ceza hakkında son sözü Yargıtay söyleyecek.
7. Çoklu baro yasalaştı, beklenen ilgiyi görmedi.
Yargının kurucu unsuru avukatların meslek örgütü baroların yapısında düzenleme için AK Parti ve MHP ortak sundu. Baro başkanlarının topyekün direnişi, avukatların büyük çoğunluğunun karşı çıkmasına rağmen, çoklu baro düzenlemesi 11 Temmuz’da yasalaştı.
Böylece, avukat sayısı 5 bin olan illerde, 2 bin avukat alternatif baro kurma hakkına erişti. Teklifin TBMM’ye sunulduğu süreçte kopan büyük patırtı, alternatif baronun yasalaşmasının ardından yerini sessizliğe bıraktı.
Avukat sayısının 5 bini aştığı İstanbul, Ankara ve İzmir’de kurulması mümkün olan alternatif baro, sadece İstanbul’da kurulabildi. 50 bini aşkın avukatın olduğu İstanbul’da, alternatif baro için gerekli olan 2 bin imza, yasa geçtikten yaklaşık 3 ay sonra toplanabildi.
8. Yargıtay, ÇHD davasında kararını açıkladı.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 18 avukatın yargılandığı davada çıkan kararla ilgili son sözü Yargıtay söyledi. Yargıtay’ın kararında, 14 avukatın cezası onandı. Yargıtay’ın 15 Eylül’deki kararında 4 avukata verilen cezalar ise bozuldu.
Yargıtay’ın kararında, ‘adil yargılanma’ talebiyle başlattığı ölüm orucunun 238. gününde hayatını kaybeden Ebru Timtik’in yanı sıra, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Ezgi Çakır hakkındaki cezalar bozuldu. Ebru Timtik hakkındaki cezanın bozulma gerekçesi ‘ölüm’ olurken, Kozağaçlı, Timtik ve Çakır hakkındaki bozma kararının gerekçesi ise, suç vasfının belirsizliği olarak gösterildi.
9. Soma davasında verilen ödül gibi cezalara Yargıtay ayarı.
Yargıtay, Türkiye tarihinin en büyük acılarından birinin yaşandığı Soma’daki maden faciasıyla ilgili davada, mahkemenin verdiği tartışma yaratan cezalarla ilgili Yargıtay, incelemesini tamamladı.
Yargıtay’ın 2 Ekim’deki kararında, davanın sanıklarından Can Gürkan, Ramazan Doğru, Akın Çelik ve İsmail Adalı’nın 301 kez “olası kastla adam öldürme” ve 162 kez “olası kastla adam yaralama” suçlarından cezalandırılması gerektiği belirtildi.
Davanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, maden sahibi Can Gürkan’ı 15 yıl, genel müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, işletme müdürü Akın Çelik 18 yıl 6 ay, teknik müdür İsmail Adalı 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Ayrıca Soma Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı ve 36 sanık beraat etmişti.
10. Başsavcılıktan AYM’ye Yargıtay üzerinden yatay geçiş.
Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK)’nın 27 Kasım’daki kararnamesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevinden Yargıtay’a atanan İrfan Fidan, Anayasa Mahkemesi üyeliği için aday oldu. Fidan’ın atanmasından hemen sonra, Yargıtay kontenjanından Anayasa Mahkemesi üyeliği için aday olduğunu ortaya çıktı. Hatta, 2 Aralık’ta yapılması beklenen AYM üyeliği seçimleri 17 Aralık’a ertelenmesinin de Fidan’ın adaylığı ile ilgili olduğu spekülasyonları yapıldı.
AYM üyeliği için en güçlü adayların, Fidan’ın adaylığının ardından yarıştan çekilmesi de, spekülasyonları kuvvetlendirdi. Yapılan seçimde, Yargıtay üyeleri, birlikte hiç mesai yapmadıkları Fidan lehine oy kullandı. İrfan Fidan seçimde 107 oy aldı ve 65 oy olan Nevzat Özsoy ile 52 oy alan Mustafa Erol’la birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylayacağı listede ilk sırada yer aldı.
11. AİHM’in Selahattin Demirtaş kararı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili kararını verdi. 22 Aralık’ta çıkan AİHM kararında, Selahattin Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi gerektiği belirtildi.
AİHM’den çıkan karar, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, iktidar kanadında tepkiyle karşılandı.
AİHM kararının ardından Demirtaş’ın avukatları tahliye başvurusunda bulundu. Ancak bu başvuru, AİHM kararının çevirisinin henüz mahkemeye ulaşmadığı gerekçesiyle reddedildi.