Beyaz kum kıyıları.
Bunları duymuşsunuzdur, hani meşhur Maldivlerde, Fiji de ya da Avustralya da falan olur, hayal üzeredir bembeyaz kumlar? Fakat bunların nasıl oluştuğunu biliyor muydunuz? Araştırmalara nazaran beyaz kumların büyük çoğunluğu minik zerrecikler ve çoğunlukla yosunla birlikte mercan içerirken tıpkı vakitte bölgedeki balıkların yeyip, sindiremediği şeylerden ibaret. Kuvartz taşını da unutmamak lazım.
Pembe kum kıyıları.
Aslında dünyada fazla pembe kum kıyısı yok sayılır, birinci defa görüyorsanız şaşırmanız çok olağan. Pembe kumlar foraminifera denen özel bir tıp kırmızı-pembe kabuklu hayvanların kalıntılarından oluşuyor, öldüklerinde bu kabuklar kalıyor ve rüzgar bunları ezip, taş ve öbür kalıntılarla birleştirerek bu şahane manzarayı ortaya çıkarıyor.
Deniz kabuğu kıyıları.
Küçükken ne de çok deniz kabuğu toplar, koleksiyon yapardık değil mi? Âlâ ki ebeveynlerimiz bizi bu kıyıya götürmemişler! Zira o vakit plajdaki bütün kabukları toplamak üzere bir işe girişecek, ve yorgunluktan ölecektik.Avustralya’daki Shell Beach ya da Güney Afrika’daki Jeffreys Bay, Florida’daki Sanibel Island, bütün kıyı şeridi deniz kabuğu olan plajlardan ibaret! Denizde içleri öbür canlılar tarafından yenen bu kabuklu canlılar, öldükten sonra kabuklarıyla savrularak, coğrafik pozisyonlarından ötürü dünyanın belirli bölgelerinde kıyıya vurarak orada kalıyor ve bu inanılmaz manzara ortaya çıkıyor.
Kırmızı kum kıyıları.
Volkanik kayalar ve geniş demir yatakları okyanusun kemirme gücüyle birleşince, kırmızı kum kıyıları doğuyor. Dünyada başlı başına 3 büyük kırmızı kum kıyısı var, Kokkini – Yunanistan, Kaihalulu – Hawai, ve Rabida – Galapagos Adaları.
Turuncu kum sahileri.
Bulunması çok ender olsa da, imkansız değil. Demir oranının yüksek olduğu, volkanik kayaların rengini bastırdığı yerlerde, yani Malta Adasının Ramla Körfezi’nde, bu parlak turuncu göz alıcı kıyı ortaya çıkıyor.
Cam kıyısı.
Evet, inanılmaz değil mi? Bu, dünyada tek olan kıyılardan biri. Fort Bragg, Kaliforniya’da bulunan bu inanılmaz kıyı, yakındaki bir kent merkezinin “çöp yığını” olarak kullanılırken, 60’larda kent merkezi, bu çöp alanını kapattı ve birkaç onarım projesi ve etraf temizleme programıyla parlak camlardan harika bir plaj oluşturdular.
Yeşil kum kıyıları.
Yeniden az bulunan kum renklerinden ; dünyada yalnızca 2 tane demek yanlışsız olur. Hawai’deki Papakolea kıyısı ve Guam’daki Talofofo kıyısı. Bu kıyılar sıradışı renklerini magnezyum ve demir içeren Olivin kristallerinden alıyor. Olivinler genelde denizaltı volkanlarının bazalt yatakları sayesinde oluşuyor.
Mavi kum kıyıları.
Tamam doğrusunu itiraf etmek gerekirse, fotoğrafta parlayan şey kumlar değil, Maldivler boyunca uzanan yakamoz’un ta kendisidir. Suya asılı yaşayan deniz canlıları geceleri yakamozla birlikte parlayarak bu inanılmaz görüntüyü karşımıza çıkarıyor.
Geometrik kaya kıyıları.
Kim demiş kıyı olması için kuma gereksinim var diye? Irlanda’da Giants Causeway’ kıyısında bulunan bu koca kayalar, lavaların katılaşması sonucu oluşmuş, antik bazalt taşlarıyla karşımıza çıkıyor.
Mor kum kıyıları.
Ne yazık ki her kum bu kadar renkli ve canlı olamıyor. Şu hoşluğa bir bakın! Kaliforniya’nın Pfeiffer Kıyısı’nda bulunan bu egzotik renkli mor kumlar manganez-lal taşı granüllerinden aşınarak tüm bölgeye yayılmış ve bu enfes imgeyi bize sunuyor.
Siyah kum kıyıları.
Harika, sıradışı ve bir nedenden ötürü birazcık da ürkütücü. Aşınmış lavlar ve volkanik kayaların oluşturduğu bu siyah kumlar konsantre siyah renkleriyle, epey ilgi cazip ve dediğimiz üzere, birazcık -ürkütücü-.
Mağara kıyıları.
Aşındırma gücünü ve varolan sonsuz vakti ardına alan tabiat, kimi mağaralara, denizi sarıp sarmalama talihini vermiş. Mağaraları gezerken bir de bakıyorsunuz, içeride kocaman bir dünya, kocaman bir kıyı… Ne kadar farklı değil mi? The Secret Beach Cave – Meksika ve Algarve Cave Beach – Portekiz bunlara en uygun örneklerden.
