Yargıtay, Muğla’da 9 yıl evvel farklı yaşadığı eşini ve birebir araçta bulunan kişiyi öldüren sanığa verilen mahpus cezası kararını, uygulanan haksız tahrik indirimini kâfi bulmayarak ikinci kere bozdu.
Lütfi Sefa B. , bir müddettir başka yaşadığı eşi Sedef B. ile yanındaki Abdullah T‘yi Muğla-Marmaris kara yolundaki Sakartepe mevkisinde 13 Eylül 2013’te pompalı tüfekle öldürdü, araçtaki Okan D. ise kaçarak kurtuldu.
Emniyet müdürlüğüne giderek teslim olduktan sonra tutuklanan Lütfi Sefa B, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.
Mahkeme heyeti, 8 Aralık 2015’teki karar duruşmasında sanığa, “eşi taammüden öldürme”den ağırlaştırılmış müebbet, Abdullah T’yi “kasten öldürme”den müebbet ve Okan D’yi “kasten öldürmeye teşebbüs” kabahatinden 14 yıl mahpus cezası verdi.
Sanığın avukatı, “haksız tahrik” indirimi uygulanmadığı gerekçesiyle karara itiraz etti. Kararı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 30 Haziran 2020’de sanık hakkındaki lokal mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay’ın bozma ilamında, “Türk Uygar Kanunu’nun eşlere yüklediği sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği” tez edildi.
Sanığa Abdullah T’yi öldürmekten verilen müebbet mahpus cezasını onayan Ceza Dairesi, başka iki kabahatten makul oranda indirim yapılması gerektiğine hükmetti.
Ceza müebbetten 7 yıla indi
Lokal mahkeme, tekrar yargılanan sanığa eşini öldürmekten verilen ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasını 24 yıla, bir kişiyi öldürmeye teşebbüsten verilen 14 yıl mahpus cezası ise 7 yıla indirdi.
Tekrar yapılan itiraz üzerine Ceza Dairesi, “Sanığa tayin edilen cezadan TCK’nin 29. hususu uyarınca makul oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin taban seviyede indirim yapılarak bozma ilamının etkisiz bırakıldığını” vurguladı. Daire, “eşi taammüden öldürme” cürmünden üst sondan verilen 24 yıl mahpus cezasında indirime gidilmesini istedi.
“Daha fazla indirim istenmesini şaşkınlıkla karşıladık”
Öldürülen bayanın ailesinin avukatı Kemal Ertuğrul, yapılan tahrik indiriminin hukuka ve evrak kapsamına uygun olmadığını savunurken, daha fazla indirim istenmesini şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi.
Kararın kendileri açısından üzücü olmakla birlikte, bayan cinayetlerini önlemeye yönelik kararlara de alışılmamış olduğunu savunan Ertuğrul, “Haksız tahrik kararlarının uygulanmaması gerektiği konusunda bizim ve Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığının yaptığı temyiz itirazları reddedilmiş. Yani Yargıtay, ‘Tahrik indirimi yaptın lakin minimum hadden yapmışsın. Daha fazla indirim yap’ diyor” tabirlerini kullandı.
Ertuğrul, olağan yargı süreci tamamlandıktan sonra gerekirse Anayasa Mahkemesine “hak ihlali” başvurusu yapacaklarını kaydetti.
“Cezaevinden çıkarsa beni öldüreceğinden eminim”
Öldürülen Sedef B’nin annesi Gülender Kan, ise 9 yıldır adalet arayışı içerisinde olduklarını lisana getirdi.
Artık yorulduğunu ve acısının günden güne arttığını belirten Kan, “Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gideceğim. Acım çok büyük, ciğerim yanıyor. Yıllardır bu acı, bu halde devam ediyor” dedi.
Kızının eşinden ayrılık periyodunda bir yıl daima öldürülme endişesiyle yaşadıklarını anlatan Kan, şöyle devam etti:
“Kendim ve torunum için çok büyük dehşetler yaşamaktayım. Adalet bekliyorum. Cezaevinden bugün çıksa yarın beni öldüreceğinden eminim zira daima mektupla ya da diğer yollarla bana haberler geliyor. ‘Çıktığımda birinci öldüreceğim kişi Gülender Kan’ diyormuş.”
Yargıtayın bozma ilamı üzerine sanık, 29 Mart’ta yine mahkeme heyetinin karşısına çıkacak. (AA)
