Yeni Akit gazetesi yazarı Hacı Güzel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle İstanbul Mukavelesi’nin feshetmesiyle gündeme gelen Sevr, Lozan ve Montrö mukavelelerine ait olarak, “Feshetmek mümkündür. Bu yetki ‘millet tarafından’ Cumhurbaşkanı’na verilmiştir” dedi.
Güzel yazısında, “Bu antlaşmalar ‘Avrupa Kurulu Sözleşmesi/İstanbul Sözleşmesi’ üzere değildir. İstanbul Sözleşmesi’nin 80. unsuru doğal fesih hakkı veriyordu. 73. unsurda “Sözleşme kararları, bireylere daha uygun haklar sağlayan iç hukuk kararlarına halel getirmez” diyor. Birilerinin dediği üzere bu kontrat iç hukukumuzun üstünde değil! Lozan, Sevr ve Montrö ise bu kontrattan farklı!” görüşünü savundu.
Güzel ayrıyeten, “Söz konusu antlaşmalardan çıkmak da ‘kesinlikle mümkün’ olmakla bir arada bunun ön hazırlığı yapılmadığı takdirde taraf ülkelerden karşı ataklar kesinlikle gelecektir. Esasen Türkiye hükümet yetkilileri de ‘Pat diye çıkalım’ demiyorlar, hatta ‘Çıkalım’ da demiyorlar, ‘Güncelleyelim’ diyorlar. Türkiye’nin bilhassa 2016 sonrası yaptığı atılımlar bu antlaşmaların “lehimize güncellenmesini” mecburî kılıyor. Sevr, esasen ‘askıda kalmış’ bir antlaşmadır. Ağustos 1920’de imzalanan bu antlaşma, Temmuz 1923’te imzalanan Lozan’la bir arada geçersiz kaldı. Yani bir antlaşmayı aslında öbür bir antlaşma feshetmiş oldu. Lozan’ı askıya alacak olan da güçtür ve bu güçle imzalanan yeni antlaşmalardır. “ ifadesini kullandı.
“Birileri “Güçlü Türkiye” istemiyor diye 100 yıl evvel imzalanan metinlere mahkûm olmak zorunda mıyız?”
Güzel şunları kaydetti:
“Bir antlaşmayı ortadan kaldırmanın en âlâ yolu “yeni antlaşmalar” yapmaktır. 29 unsurluk Montrö’den evvel de tekraren “boğazlar sözleşmeleri” imzalandı. Her seferinde statüler değişti. Artık Türkiye lehine bir statü gelişebilir ve “Montrö isimli pranga” ayağımızdan çıkarılabilir. Hülâsa; antlaşmalardan çıkmak ve feshetmek mümkün ve bu bir çabayı, hazırlığı gerektiriyor. Konuşmamız gereken asıl konu “Türkiye ne etapta ve daha ne kadar yolumuz var?” sorusunun yanıtıdır.
Birileri “Güçlü Türkiye” istemiyor diye 100 yıl evvel imzalanan metinlere mahkûm olmak zorunda mıyız? “Hayaller” şayet “akıldan” beslenmezlerse tozpembe kalmaya mahkûmdurlar! “Kanal İstanbul” ise tam da hayallerin akılla buluştuğu yerdir!”
TBMM Lideri Mustafa Şentop da geçen hafta misal bir açıklama yapmıştı
