Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin eski öğretim üyelerinden ve Yeni Şafak yazarı Faruk Beşer, “Ramazan’ı Müslümanlar olarak evvel bizim inşa ettiğimiz laiklikten kurtulma vesilesi de yapmalıyız Evet, laikliği birinci kere biz icat ettik, dinle dünyayı birbirinden ayırdık, seccade başında ve mescitte Müslüman olduk, insani bağlarımızda İslam’a yer vermedik, helalı haramı hesaba katmadık. Dünyayı öğrenmeyi diğerlerine bıraktık. Allah da bizi jakoben bir laiklikle cezalandırdı. Halbuki İslam her şeyden evvel, tabir caizse toplumsal bir dindir. Topluma karşı olan vazifelerimizi yerine getirdiğimizde lakin oturup beyhude ibadetlerimizi yaparız. Farzlara gelince, onlar da topluma karşı vazifelerimiz cümlesindendir.” görüşünü savundu.
Beşer yazısında, “Pandemiden aldığımız dersleri sürdürüp yerleştirmeliyiz. Saflarımızı sık tutmadığımız için büsbütün uzaklaşmakla cezalandırıldığımızı gördük. Bu safları sık tutma sıkıntısı hem cami içinde hem toplumsal hayatta dikkat edilmesi gereken bir konudur.” tabirini kullandı.
