Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Atina’da Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel’i ağırladı. Miçotakis, Doğu Akdeniz’de gerginliğin sona ermesinden sonra, Türkiye ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi için masaya oturmaya hazır olduğunu söyledi. Miçotakis, “Anlaşma sağlanamaması halinde, konunun Lahey Adalet Divanı’na götürülmesi” önerisini yineledi.
Miçotakis, Türkiye’yle varılacak bir anlaşmanın, uluslararası hukuk kurallarına saygı çerçevesinde olması gerektiğini vurguladı.
Yunanistan Başbakanı, Türkiye’nin sadece ülkesine ya da Kıbrıs Cumhuriyeti’ne değil diğer Avrupa ülkelerine karşı söylem ve davranışlarının da doğru olmadığını savundu.
Miçotakis, “Türkiye’nin söylem ve davranışları, Doğu Akdeniz’de herkesin arzu ettiği huzurlu bir diyalog için gerekli ortamın yaratılmasına yardımcı olmuyor” dedi.
“Türkiye iyi niyet söylemlerini icraata dökmeli”
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “ülkelere karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü resmi söylemlerin neredeyse slogan haline getirilmesinin bir yana bırakılmasını” istedi.Kiryakos Miçotakis, “Türkiye’nin bir yandan müzakere isterken, diğer yandan sürekli tahrik edici söylemleriyle Yunan egemenliğini sürekli ihlal etmesiyle ve kıta sahanlığı üzerinde yasadışı faaliyet göstermekle çelişkili bir siyaset izlediğini” öne sürdü.
Miçotakis, “Doğu Akdeniz ve Türkiye-AB ilişkilerinin görüşüleceği 24-25 Eylül’deki AB Zirvesi’ne ve sonrasına kadar Türkiye’nin yeterince zamanı olduğunu, Ankara’nın bu sürede atılan olumlu adımları tutarlı ve sürekli hale getirmesinin, iyi niyet söylemlerini icraata dönüştürmesinin beklendiğini” söyledi.
Yunanistan Başbakanı ayrıca Türkiye ile deniz yetki alanları belirlenene dek tarafların ihtilaflı bölgelerde her türlü faaliyetlerden kaçınmaları gerektiğini belirtti.
Michel: “Gerginliğin azaltılması için çaba harcıyoruz”
AB Konseyi Başkanı Charles Michel ise 24-25 Eylül’deki AB Zirvesi’nde Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili olarak istikrar ve güvenlik konularının ele alınacağını açıkladı.
Charles Michel, “Bu zirve Türkiye-AB ilişkileri için önemli olacak. Doğu Akdeniz’deki gelişmeler yalnız Yunanistan’ı ve Kıbrıs’ı değil, tüm AB ülkelerini yakından ilgilendiriyor” dedi.
Michel, AB’nin bu çerçevede Doğu Akdeniz’de gerginliğin sürmesini ve tırmanmasını önleme gayreti içinde olduğunu söyledi.
Borrell: “Türkiye-AB ilişkileri dönüm noktasında”
AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerilimden ötürü AB-Türkiye ilişkilerinin “hassas bir dönemden geçtiğini ve bir dönüm noktasında” olduğunu söyledi.
AB liderlerinden ileriye dönük adımlar atmalarını isteyen Borrell, “Türkiye ile ilişkiler önümüzdeki günlerde olacaklara göre ya bir tarafa gidecek, ya öbür tarafa” dedi.
Borrell 24-25 Eylül’deki zirvetle ilgili olarak, “Liderlerimizin zorlu kararlar alması gereken zaman geldi” diye konuştu.
NATO’daki görüşme sona erdi
Öte yandan, Milli Savunma Bakanlığı Türkiye ve Yunanistan askeri heyetleri arasında “Ayrıştırma Usullerinin” ele alındığı NATO Karargahı’ndaki teknik toplantının sona erdiğini açıkladı.
Bakanlık, bir sonraki toplantının perşembe günü yapılmasının planlandığını duyurdu.
Türkiye’den yeni NAVTEX ilanı
Gelen son bilgiye göre Türkiye’den yeni NAVTEX ilanında bulundu. Akdeniz’de faaliyetlerini yürüten Yavuz Sondaj Gemisi’nin görev süresi 12 Ekim’e kadar uzatıldığı belirtildi.
Çavuşoğlu: “Yunanistan’ın diyalog kanallarının ön koşulsuz yeniden canlandırmasını bekliyoruz”
Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan’da yayın yapan “Kathimerini” için “Doğu Akdeniz’de Önceliğimiz Ön Koşulsuz Diplomasi” başlıklı bir makale kaleme aldı. Çavuşoğlu yazısında, “Hangi yoldan gidileceğine dair tercihin Yunan liderlerinde olduğunu” belirtti.
Diyalog ve müzakerelerin, uluslararası hukukta deniz sınırı meselelerini ele almak için ilk ve en önemli araç olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Bu nedenle, Yunanistan’ın Türkiye ile tüm diyalog kanallarını ön koşul olmaksızın yeniden canlandırmasını bekliyoruz. Ön koşullar karşı ön koşullar doğurur (inanın, biz de kendi açımızdan epeyce ön koşulla gelebiliriz) ve bu yüzden bunlar, iki komşu arasında müzakere fırsatı aramak için iyi bir yol değildir” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, her krizin fırsatlar barındırdığı ve barış içerisinde ilerlemek için bu fırsatı değerlendirmeleri gerektiğine dikkati çekerek, makalesini şöyle tamamladı:
“Her müzakere sürecinin karşılıklı ‘al-ver’e yol açacağı da açıktır. Diğer seçenekse, sorunları halının altına süpürmek ve ortadan kalkmalarını veya başkalarının bunları sizin için çözmesini ummaktır. Bununla birlikte, sorunlar kendiliğinden kaybolmak bir yana, zaman geçtikçe daha da karmaşıklaşır. Gelecek kuşaklara bir barış ve güvenlik mirası bırakmak için güçlü, etkili ve akılcı liderliğe ihtiyaç duyuyoruz. Bu, Türk tarafında mevcuttur. Bugün yaptıklarımız sadece bugünü değil, yarını da belirleyecek ve sizler de çok iyi biliyorsunuz ki Türkiye, Yunanistan’ın tercih edeceği yoldan ilerleyebilir. Aslında hangi yoldan gideceğimize dair tercih, ne Türkiye ne Fransa ne de bir başkasının, Yunanistan’ın değerli liderlerinin ve halkınındır.”
BBC Türkçe ve Ajanslar