İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği ‘Eğitimde İyi Örneklerden Özgün Uygulamalara Projesi’ne etkin öğretim, kültür, sanat ve spor, bilim ve teknoloji, özel eğitim, çevre ve okul estetiği kategorilerinde toplam 5 bin 119 başvuru yapıldı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2023 Eğitim Vizyonu hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlayan projenin, sergi aşamasına geldiğini belirtti. Eğitimde karşılıklı öğrenme imkanlarını çeşitlendiren uygulamalar hazırlayan öğretmenlerin 111 projesi sergilenecek. Sergi öncesi Çemberlitaş Anadolu Lisesi’nde bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıya İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Levent Özil, Proje Koordinatörü Derviş Çelik ve 111 öğretmen katıldı.
111 PROJE SERGİLENECEK
Toplantıda konuşan İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Levent Özil, eğitim ortamlarında iyi örneklerin yaygınlık kazanmasının öğrencilere yeni öğrenme yolları açacağını söyledi. İyi örnekler sayesinde mutlu ve güçlü yarınlara ulaşılacağını belirten Özil, şöyle konuştu:
“Eğitimde İyi Örneklerden Özgün Uygulamalara Projesi’ne 5 bin 119 başvuru yapıldı. Geçen yıla göre artan başvuru sayısı, aynı zamanda öğretmenlerimizin öğrenmeye ve eğitim ortamlarını doğrudan ilgilendiren yenilikçi uygulamalar geliştirmeye olan ilgisinin arttığının bir göstergesi. Bizler bu değerli projelerimizin her birini akademisyenlerimiz, maarif müfettişlerimiz, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, proje deneyimi olan öğretmenlerimizle değerlendirdik. Eğitim için düşünmek, çalışmak ve iyi örnek ama aynı zamanda özgün uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla 111 projemizi sergileyeceğiz. Öğretmenlerimizin yarattığı iyi örnekler ve özgün uygulamalar ülkemizde eğitimin geleceğiyle ilgili iyimserliğimizin başlıca nedenleri arasında oldu ve olmaya da devam ediyor.
İYİ ÖRNEKLERİN ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ BÜYÜK
İyi örnekler özellikle özgünlük boyutuna ulaşanların eğitim sürecinde daha da önemli rol oynayacak. Bunları olabildiğince paylaşmaya ve yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Sergilenecek uygulamalar aynı zamanda öğretmenlerin içselleştirdiği çalışmalar. Bilindiği gibi okul ortamı, çocuklarımıza, en temel sosyal kodların yanı sıra bireyin sosyal ilişkiler kurmasına imkân veren pratikleri ve değerleri aktarıyor. Okuldaki iyi örneklerin öğrencilerimiz üzerindeki etkisi bu nedenle büyük. Bununla birlikte her şey sadece bir yerde uygulamayla bitmez. Başka ortamlara taşınmalı ki diğer kurumların gelişimine katkıda bulunsun. Okullarımız, sınıflarımız, kütüphaneler, spor salonları ve müzeler sosyal bakımdan düzenlenen, aktarımda bulunan ve öğrencilerimizi şekillendiren bir dizi ortam. Çocuklarımız yaşamları boyunca çok sayıda etki kaynağıyla karşılaşıyor. Bir diğer deyişle aktarım, homojen ve tek bir ortamla sınırlı bir olgu değil. Ayrıca zaman içinde kendi olma bilincine varılması, öğrencilerimize kendisiyle ilgili bilgiler edinme ve planlarını ilgileri doğrultusunda geliştirme imkânı sunar.”