Muğla’nın önemli turizm rotaları arasında yer alan Seydikemer ilçesine 50 kilometre uzaklıktaki Sidyma Antik Kenti’nin tarihi, milattan önce birinci yüz yıla kadar uzanıyor. Antik kenti sınırlarına alan Dodurga Mahallesinde ise günlük yaşam kesintisiz devam ediyor. Sidyma’dan günümüze ulaşan Roma dönemine ait Artemis Mabedi, tiyatro, ilginç mimariyle yapılmış kaya mezarları, hamam ve kilisenin yanında bugün sütunlarıyla mahallenin ortasında ayakta duran Stoa, farklı medeniyetlerden kalan kültürel mirasa sahip çıkan mahalle sakinlerini tarihte yolculuğa çıkarıyor. Antik kente gelen yerli ve yabancı turistler de tarihle iç içe süren ilginç hayat hikayelerine şahitlik ediyor.
Mahallede çoğunluğu yalnız olan yaşlı kadınların yaşaması dikkati çekiyor. Antik kentin kalıntıları arasında günlük yaşamını sürdüren mahalle sakinleri tarım ve hayvancılığın yanında dokuma işiyle uğraşıyor. Mahallede tarihi mirasa sahip çıkarak yaşamlarını sürdüren yaşlı kadınların, ellerine ve yüzlerine yansıyan kırışık çizgileri adeta zamanın izlerini taşıyor. Mahalle sakinleri komşuluk ilişkilerindeki yardımlaşmaları ve birbirlerine olan destekle de takdir topluyor. Seydikemer Kaymakamı Haktan Gökçekuyu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dodurga Mahallesi’nin tarihi dokusuyla ilçenin en güzel noktaları arasında yer aldığını söyledi.
Mahalle sakinlerinin gönüllü turizm elçisi gibi olduğunu ve adeta tarihe bekçilik yaptığını vurgulayan Gökçekuyu, “Bölgede yaşayanlar bir yandan tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor, bir yandan da içinde bulundukları antik kente sahip çıkıp gönüllü turizm elçisi gibi çalışıyor. Vatandaşlarımız bölgeye ziyarete gelenlere de antik kent halkında bilgi veriyor.” ifadelerini kullandı. Dodurga Mahallesinde yaşayan, 81 yaşındaki Emine Türk de 7 çocuğunun da çalışmak için farklı yerlerde olmasına rağmen doğup büyüdüğü yeri terk etmeyi hiç düşünmediğini belirtti.
Gençlik yıllarında hayvancılıkla ve tarımla uğraştığını anlatan Türk, “Bu yaşıma kadar köyde kaldım. Kendime bakmakta güçlük çekmeme rağmen beni yanlarına almak isteyen çocuklarımın yanına gitmiyorum. Burayı terk edemiyorum.” diye konuştu.
Mahalleye 16 yaşında gelin geldiğini anlatan 77 yaşındaki Kezban Ece ise eşini 10 yıl önce kaybettiğini, evlenen 8 çocuğunun da mahalleden ayrıldığını aktardı. Dokuma işiyle uğraşarak çocuklarını büyüttüğünü kaydeden Ece, “Köyümüzü çok seviyorum. Çocuklarım beni götürmek istiyor ama gitmiyorum. Muhtardan bir tavuk aldım, kendim de ürettim. Onlarla uğraşıyorum. Elden ayaktan kesilinceye kadar burada yaşayacağım.” diye konuştu.
79 yaşındaki Ayşe Aydoğan da doğduğu köyde tarihle iç içe yaşamaya devam ettiğini söyledi. Dodurga’yı çok sevdiğini anlatan 73 yaşındaki Ganime Gökmen, köyde büyüttüğü 8 çocuğunun hiçbirinin de yanında olmadığını, çocuklarının çağrısına rağmen tarihle iç içe yaşamayı tercih ettiğini vurguladı. Meliha Mete de tarım, hayvancılık ve dokuma işleriyle 7 çocuğunu büyütüp, 72 yaşına girdiğini söyledi. Evinin tarihi kalıntılarla yan yana olduğuna değinen Mete, Dodurga’da yaşamaktan memnun olduğunu belirtti.