Investing.com – ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı dünya ekonomisini tartmaya devam edecek ve Donald Trump yeniden seçilmeye hazırlanırken ekonomiyi rayında tutmak için Fed’i sıkıştıracak. Bu etkenler ve İngiltere’nin Brexit sonrasına ilişkin çıban başı Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Euro bölgesini canlandırma girişimlerini engelleyecek. OPEC ve Rusya üretimi daha çok dizginlemezse petrol fiyatları düşebilir. Diğer yandan ABD’de, Netflix (NASDAQ:NFLX) şimdiye kadarki en kapsamlı Yayıncılık Savaşı’nda pozisyonunu korumak için Disney , Apple (NASDAQ:AAPL) ve diğerleriyle mücadele edecek.
İşte, 2020’de finans piyasalarında bizleri bekleyen gelişmelerden tadımlıklar.
1. ABD-Çin üstünlük mücadelesinde görünürde bir son yok
2019 yılında dünya ekonomisini neredeyse tek başına engelleyen ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı 2020’ye de damgasını vuracak gibi.
IMF Ekim ayında iki tarafın uyguladığı gümrük vergilerinin ve sebep oldukları geniş ölçülü belirsizliğin, önümüzdeki yıl dünya ekonomisinde 700 milyar dolarlık, küresel GSYH’nin %0,8’ine eşit olan değer kaybına yol açacağını tahmin etti.
ABD’ye satılan bazı mallar üzerindeki gümrük vergilerinin kısmen geri alınması karşılığında, Çin’in ABD tarım ürünü alımını artırma konusunda prensipte anlaştığı Aralık ayındaki görüşmelerde yaşanan bariz ilerlemeye bakılırsa, sonuç daha hafif şiddette olabilir. İmza için henüz bir tarih olmazken, iki taraf da anlaşmanın taslak metnini yayınlamadı ve Çin hükümeti tarafından geçen hafta sonu anlaşılan vergi indirimleri, Ocak ayının başında tamamlanması için kolaylaştırıcı bir şekilde tasarlanmış görünüyor.
Buna rağmen mevcut vergilerin çoğu yürürlükte olmaya devam edecek. Fikri mülkiyet hakları ve hükümet sübvansiyonları gibi kilit meseleler Çin tarafından ele alındığı sürece, önceki duruma dönüş mümkün görünmese de özellikle Hong Kong, Kuzey Kore ve Tayvan gibi diğer cepheler her an alevlenebilir.
Demokrat Parti’nin başkan adaylarının ticaretten insan haklarına ve teknolojik üstünlüğe kadar pek çok meselede Çin ile zıt düşme isteğini işaret ettiği bugün, bu durum özellikle geçerli. Bu, Beyaz Saray’da kim olursa olsun ticaret savaşının bir şekilde güçlü halde devam edeceğini gösteriyor.
2. Seçim Fed üzerine büyük bir gölge düşürecek
Kasım ayındaki ABD Başkanlık Seçimi, gerçekleşene kadar büyük bir gölge olacak – pek çoğunun yanında Fed’i de kapsayacak bir gölge.
Kamuoyu anketleri ve bahisçiler Başkan Donald Trump’ın yeniden seçilmesine büyük bir şans tanıyor (mevcut azil sürecinden sağ çıktığı varsayılıyor). Bu durum, Fed’in rolünü ister artış ister düşüş yönlü olsun herhangi bir şoku tamponlamaya ve bunlar için politika üretmeye indirgemesiyle, piyasa gelişmeleri için ana faktörlerin ticaret ve mali politikalar olduğu dört yıllık bir sürece daha zemin hazırlayacak.
Şimdilik Investing.com’un Fed Faiz Oranı Görüntüleme Aracı kilit fed fon faiz hedefi aralığını %1,50-1,75 olarak görüyor. Ancak bu büyük oranda Trump’ın şu an ile Kasım ayı arasında yapacağı politik seçime bağlı.
Trump ticaret savaşını önlemeyi tercih ederse, ABD enflasyonu sıkı bir işgücü piyasasının etkisi ile 1,2 trilyon dolarlık bütçe açığı altında yükselebilir. ABD faiz oranları üzerindeki kuzey yönlü baskı, tahvil piyasasının uzun sonunda başlayacakken, Twitter üzerinden başkanlığa ilişkin verilen yeni gözdağları ABD’nin kısa faiz oranlarını sabit tutacak. Çünkü Fed, bir seçim yılında politize olarak ortaya çıkabilecek eylemlerde bulunmaktan çekiniyor.
Tam aksine Trump Çin’e (veya hatta AB, Meksika, Kanada ya da başka bir bölgeye) yönelik agresif eylemlerle seçmenlerini harekete geçirme ihtiyacı duyarsa, o zaman Fed bir ‘sigorta’ faiz indirimi daha çıkarabilir.
Investing.com’un Fed Faiz Oranı Görüntüleme Aracı, ikinci seçeneğin en olası sonuç olmasıyla toplamda bir 25 puanlık indirim öngörüyor.
3. Uzun zaman önce, çok çok uzak bir Hollywood toplantı odasında…
Star Wars’u unutun – 2020 zincirlerinden kurtulmuş tüm öfkesiyle yayın savaşlarının yılı olacak.
Yıl Reed Hastings’in Netflix’inin (NASDAQ:NFLX) oldukça yararlı ilk hamle avantajını savunması ile başlayacak – dünya çapında neredeyse 160 milyon aboneye sahip ve video yayını istenildiğinde akla ilk gelen isim.
Bununla birlikte bu konumu zengin rakiplerinin tehdidi altında. Hem Apple (NASDAQ:AAPL) hem Walt Disney (NYSE:DIS) Kasım ayında rakip hizmetlerini piyasaya sürdü. Benzeri görülmemiş arşiv kategorisi ve canlı spor programı hakimiyeti ile Disney, özellikle zor bir rakip olacak. Ceo Bob Iger, 2024’e kadar 90 milyon abone hedeflediğini söyledi. İlk 10 milyonu ilk günden abone oldu.
Comcast (NASDAQ:CMCSA) ve AT&T (NYSE:T) savaşa gelecek yıl girecek: NBCUniversal’ın Peacock sunuşu Nisan ayında ve WarnerMedia’nın HBO Max’ı Mayıs ayında olacak. Ayrıca diğer pek çok sektörü ile Amazon.com (NASDAQ:AMZN) potansiyel olarak güçlü ve kâr yok edici rakip olmaya devam ediyor.
İyi haber, pek çok analist çoklu sunucular için piyasada yeteri kadar yer olduğunu düşünüyor. Daha az iyi haber, alanın azalacağı fiyat noktasını hiç kimse tam olarak bilmiyor. Disney hizmetleri için kurtulma hızını garantilemek için Netflix (NASDAQ:NFLX) fiyatını büyük oranda kırmak zorunda kaldı. Daha sonra piyasaya giren firmalar bu sorunu çok daha akut bulabilir.
Ve yine de tartışmasız, bu içerik hizmetlerini sunmak için sıralanan şirketlerin hiçbiri, akış platformları için uyarlanmış akıllı TV'lerde uzmanlaşmış Roku’da (NASDAQ:ROKU) olduğu kadar zorlu değil. 2019'da dörde katlandıktan sonra, hisseleri 2019’daki beklenen gelirinin 15,2 katından fazla işlem görüyor. Bu, diğerlerinin hayatta kalmasının en zor faturası olabilir.
4. Petrol yeni bir fazlalıkla karşı karşıya
Küresel petrol piyasası 2020’ye zor bir başlangıç yapmakla karşı karşıya. Dünyanın yavaş büyümesi arzın talepten daha çok artmasına neden olmaya devam ediyor.
Bu ayın başında OPEC ve başta Rusya olmak üzere ortakları ile varılan, Ocak-Mart arasında net 500.000 varil daha üretim kesintisi anlaşması, yakın zamanda arz fazlası olmayacağı konusunda yatırımcıları ikna etmedi. Buna rağmen, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) küresel stoklarda yılın ilk çeyreğinde günlük 700.000 varil artış olabileceğini söyledi.
Rystad Energy’de petrol piyasası araştırma müdürü olan Bjørnar Tonhaugen, “OPEC kesintileri sorunu tamamen çözmedi” dedi. “Bunun yerine 2020 yılının ilk çeyreğini atlatmak için hafif bir pansuman sundu.” Ayrıca aşırı arz korkularının muhakkak canlanacağını söyledi.
Bu, ABD Enerji Bilgilendirme Dairesi’nin gelecek yıl ABD WTI göstergesi için ortalama 55 dolar ve küresel gösterge Brent için 60,51 dolar civarında ortalama öngörüsüne yansıdı.
Bu fiyatların ABD’li pek çok kayaç petrol üreticisi için anlamı, hayat tehlikeli olmaya devam edecek. Diğer yandan, politikacılar ve yatırımcılar işletme modellerinde bulunan İklim Değişikliği riskleriyle daha net bir şekilde yüzleşmek için sektöre baskı yaptıkça, onların birleşmiş rakipleri daha yüksek sermaye maliyetleri ile karşı karşıya.
Hükümet tahminlerine göre fiyatlama ve sermaye maliyetleri, ABD üretim artışının gelecek yıl günlük 900.000 varile düşeceği anlamına geliyor. Bu yıl için bu tahmin 1,3 milyon ve 2018’de 1,6 milyon varilden az. ABD en azından üç yıl içinde ilk kez artan tüm küresel talebini kendisi karşılamayacak. IEA dünya petrol talebinin 2020 boyunca günlük 1 milyon varil ortalama ile artacağını tahmin ediyor.
5. Avrupa’nın ticari sorunları
Ticaret belirsizliği, ECB’nin negatif faiz oranı politikasından çıkışını engelleyip, Euro bölgesi bankacılık sisteminin kârlılığına daha çok baskı yaparak ve döviz piyasalarında euro’yu sınırlı tutarak Avrupa ekonomisine yük olmaya devam edecek.
Ticari tehlikeler çok ve etrafındaki yollar az. Çin üzerindeki daha yüksek ABD gümrük vergileri Euro bölgesinin sermaye malı ihracatına darbe vurarak her iki ülkede de işletme yatırımını engelledi. Ayrıca AB Trump yönetimi seçim öncesinde Çin ile bir ateşkes deklare ettiği takdirde, yeni ticari saldırılar için bariz yeni hedef.
AB'nin son ABD vergilerini Airbus sübvansiyonlarıyla ilgili olarak alması da mümkün değil: Dünya Ticaret Örgütü önümüzdeki yıl Boeing'e (NYSE:BA) yapılan gizli sübvansiyonlar karşılığında ABD şirketlerine kendi vergilerini koymasına imkan sunacak.
Son olarak AB ve Ocak ayı sonunda bloktan ayrılacak olan İngiltere ilişkilerinin kaderi… İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Çıkış Anlaşması’nın geçiş aşamasının sona ereceği 2020 sonunda ticari bir anlaşma istediğine işaret etti. Bu ya çılgın müzakereye ya da daha muhtemel olarak aşamalar halinde tamamlanacak ticari bir anlaşmaya zemin hazırlıyor. Her iki durum da iki taraf arasındaki ticari anlaşma ve finans akışlarının sistemsiz bir şekilde bozulmasını önlemeye yeterli. Yine de böyle bir senaryo tehdidi, Sterlinin de son çeyrekteki getirilerini koruma mücadelesine kesin olarak yol açarak güveni ve marjlardaki talebi sürekli bozacak bir senaryo.