Gerek TGA 2021 seçimlerinde, gerekse dergide Yılın Oyunu tartışmalarında hepimiz bazı oyunları ölesiye savunduk, bu oyun kesin ödül almalı dedik, şu oyunun hakkını yedirtmem dedik. Dedik de dedik. Ama sonra “e bu yıl en çok hangi oyunu oynadınız?” diye sorunca gördük ki o tartışmalarda adı geçen oyunların yerlerinde yeller esiyor, hepimiz farklı telden çalmışız yine.
Ve bir kere daha gördük ki ne varsa eskilerde var 🙂
İşte Oyungezer yazarlarının 2021’de en çok oynadıkları oyunlar:
Rocket League: Bir oyunu 1000 saatten fazla oynadıysan onun için var olmak, özgürce hareket etmek bir refleks haline geliyor. Seviye ve rütbelerle uğraşmadan öylesine takılmama rağmen 5 dakikalık maçlarda kendimi sahanın içinde özgürce hareket ederken bulmak bana hep huzur veriyor; o yüzden de benim için bu sene “o” oyun oldu kendisi. – Ali
Guild Wars 2: Ayda bir girip üç – beş saat vakit geçirebileceğiniz, aylık ücret istemeyen, Pay 2 Win olmayan, güzel hikâyesi ve dünyası olan, sürekli yeni güncellemeler gelen ama üzerinizdeki eşyaların hiçbir zaman değerini kaybetmediği bir DVO mu arıyorsunuz? O halde sizi bu tarafa alalım. Üstelik temel oyunu oynamak, son seviye eşyalar kasmak ve PvP’ye katılabilmek için bir kuruş para harcamanıza gerek yok, daha ne olsun? – Anton
Cyberpunk 2077: Heyecanla tırnaklarını kemirerek çıkış tarihini bekleyip, iptallerden ve ertelenmelerden sağ çıkarak oyunu oynayan o gazi güruhundayım. Sağdan tokat yedikten sonra sol yanağımı çevirdiğim bu süreçte elbette ki işin suyunu çıkarıp bu yıl en çok oynadığım oyunun Cyberpunk 2077 olmasını sağlayabilmişim. Yok öyle iki oynayıp kenara çekilmek mottosuyla defalarca V oldum. Şimdilerde pek bakmasam da sanırım arada yeniden V olmak bana iyi gelecek. Yani çok sonra… BELKİ… – Aygen
Final Fantasy XIV: Bu senenin üçte birini ekranlardan kaçarak, kalanını ise sevgili oğlum Leon’u pışpışlayarak geçirdiğimi düşünürsek “en çok oynadığım oyun” diye bir şey olması bile mucizeydi ama Endwalker’ı çıkar çıkmaz, spoiler yemeden, arkadaşlarla teorilerimizi konuşarak oynayabilmek çok keyifliydi. Leon’a bakarak bana bu imkânı sağladığı için 90.seviye karakterimin arkasına “Annem sağolsun” yazdıracağım. – Burcu
Valorant: Piyasadaki rekabetçi oyunların en büyük sorunu dengeyi bir türlü bulamamaları. MOBA’lar sizlere ömür zaten… Fakat Valorant’ın karakter bazlı bir oyun olmasına rağmen dengeli olması ve oyun yapmaya müsait yapısıyla bu sene en çok ekran süresi ayırdığım oyun oldu. Ücretsiz olması da büyük etken ama oraya hiç girişmeyelim… – Cevdet
Ghost of Tsushima: Bir Japon kültürü delisi olarak 80 saatten fazla zamanımı gömdüm Ghost of Tsushima’ya. Lakin başlarda görev çeşitliliği aklımı alsa da sonlara doğru komple tekrara bağlayıp aşırı kolaylaştı. Gene de 80 saat çöp olmasın diye yarım bırakmaya kıyamadım. Uzun oyun iyi oyundur diyen herkes düşmanımdır bu saatten sonra. – Emre S.
Final Fantasy XIV: Bu yıl Pixel Remaster’lar sayesinde çok sevdiğim Final Fantasy külliyatını büyük ölçüde elden geçirdiğim bir yıl oldu. (Toplamda 9 tane Final Fantasy oyunu bitirmişim bu sene) Ama içlerinden zamanımı en memnuniyetle teslim ettiğim Final Fantasy XIV oldu. Oyuncularını aptal yerine koymayan, oynarken eğlendiren ve muhteşem hikâyesiyle avcuna alan kaliteli DVO oynamayı özlemişim resmen… – Can
Assassin’s Creed: Valhalla: Abi bu oyun bitmiyor yaa, vallahi de bitmiyor Valhalla da bizi bekliyor ama bitmiyor ha bitmiyor! Hani oyunun geçtiği dönemdeki bir Viking kardeşimizin başından dahi bu kadar macera geçmemiştir bence o kadar uzun. Ama bırakılmıyor da işte “her tarafı keşfedecem” aç gözlülüğünden dolayı. Sırf bu yıl 100 saate yakın gömmüşüm ki yeni Monster Hunter oyunu çıkmış yani bir yandan o bile rakip olamamış, bakalım bir gün biter diye umuyorum… – Eren E.
Dark Souls 2: Souls serisini oynayanlar benimle hemen hemfikir olacaktır ki üçleme içinde en zaman alan, en plan gerektiren, en zorlu başarımlar Dark Souls 2’tedir. Dark Souls 2: Scholar of the First Sin’de 140 saatte Dark Souls başarımını aldığım yetmemiş olacak ki aynısını eski versiyonda da yapmaya karar verdim. Sırf NG++’da Sunlight Medal farmlayarak 15 saatim gitti, daha da 10 tane Medal düşürmem gerek. Artık gerisini siz anlayın. (Güncelleme: Bu da 140 saat sürdü ama bitti) – Eser
Gladius: Relics of War: Bir oyunu online oynatan en önemli etmen muhakkak ki o oyunu beraber oynadığınız arkadaşlarınızla oyun esnasında ve sonrasında ettiğiniz muhabbet, gırgır şamatadır. Geçtiğimiz sene de, benim gibi W40K seven 5 arkadaşla en çok oynayacağım oyun tabii ki W40K evreninin Civilization’ı diyebileceğimiz Gladius: Relics of War oldu. -Göker
Stardew Valley: Strese girdikçe kafa dağıtmak için girdiğim o oyun benim için Stardew Valley. Geçtiğimiz sene bu kadar oynamış olmamdan da ne kadar stresli bir yıl geçirdiğim anlaşılıyor aslında, o yüzden biz süre işine hiç girmeyelim. Çok pastel renkli, çok tatlış modlar kurdum. Terapi pahalı, Stardew Valley 24 lira. – Gülhis
Final Fantasy XIV: Wow’dan kalan MMORPG açlığını gidermek için bir başlayayım dedim, sabahlar olmadı, açlığım yok olmakla kalmadı, biraz fazla doydum bile ama bırakamıyorum, öyle de bir şeymiş. – İpek
Yakuza Like A Dragon: Yıl içerisinde aslında çok farklı oyunlara şöyle 3 haneli süreler harcadım. Ama yılın sonunda en çok oynadığım oyun payesini Yakuza Like a Dragon aldı; sonuçta Yakuza oyunları için yanıp tutuşan birisinden de başka türlüsü beklenemezdi herhalde:) Kazuma Kiryu gibi çok benimsediğim bir karakterden sonra Ichiban Kasuga ile frekansımız tutacak mı diye endişeliydim ama sağ olsun kendisi bu konuda hiç sorun çıkarmadı; yine bir yandan bol adam pataklamalı, bir yandan olabildiğine absürt, bir yandan merak uyandıran bir macera oldu benim için. Tabii bol bol esnaf lokantası ve atari salonu ziyaretini de eksik etmedik. Ichiban ile önümüzdeki maceralar için geri sayıma başladım bile. – Engin
Horizon: Zero Dawn: Aloy ile çok geç tanışmış olsak da kendisine post apokaliptik diyarlarda onlarca saat eşlik etmeme hiç aldırış etmedi, sağ olsun. Ve uzun zaman sonra bir oyun, bitişinden epey bir zaman geçmesine rağmen aklımda kalmayı başardı. Hem lore hem de oynanış olarak. Şahane! – İhsan A.
Warlock: Master of Arcane: Bana Heroes 3’ten sonra “bir tur daha” dürtüsünü eşit derecede bağımlılık yapıcı bir şekilde yaşatan bir oyun varsa o da budur. Civilization’ın şehir kurma mekaniğini alıp büyülerle, savaşlarla ve fantastik ırklarla öyle güzel harmanlıyor ki 9 yıldır hiç bıkmadan, usanmadan ara ara oynamaya devam ediyorum. – M. İhsan
Imperator: Rome: Paradox tarafından kaderine terk edilse de ben hala antik dünyaya doyabilmiş değilim. Invictus modu da sağolsun yıllandıkça güzelleşiyor Imperator. Ne demişler, Roma Invicta! – Mutlu
Football Manager ’21: Normal şartlar altında her yıl Football Manager’a ekstra mesai harcıyorum. Lakin bu yıl FM 21’e çıkan CM01/02 yamasıyla birlikte FM dışı hayata FM’den daha az zaman harcadım. – Oğuz
Red Dead Redemption 2: Yahu ben bu oyunu konsolda oynadım, sonra PC’ye ilk geldiğinde Rockstar Launcher’da tekrar oynadım. Bu yıl yine canım çekti, Steam’deki “tüm başarımları alınmış oyunlar” listeme katmak için tekrar oynadım. 220 saatin sonunda da bütün başarımları nihayet açtım, yine çok keyifliydi. – Onur
Elder Scrolls V Skyrim Special Edition: Nasreddin Hoca’nın “Helva için evde un bulundu şeker bulunmadı” lafı gibi uzun yıllardır denk gelemedim Skyrim ile. Ancak 2021’de bu ayıbı örttüm ve kendimi onlarca saat Elder Scrolls’un devasa lore’u içinde yüzerken buldum. Daha da işimiz bitmedi. Ne demişler, Skyrim bırakılmaz, sadece ara verilir (Dememiş de olabilirler). – Mert K.
Total War: Warhammer II: Bu yıldan önce TWW’lerde toplam 200 saatim falan vardı, bu yıl ona bir 800 saat daha ekledim (3 çıkacak diye kendime ket vurduğum halim). Hayatımda uzak ara en çok oynadığım oyun oldu. Bünye “tanıdık ama farklı” bir oyun istediğinde gittiğim adres haline dönüştü. Buna rağmen farklı oynanış sunan, oynanmayı bekleyen daha bir ton fraksiyon, öğrenilecek tonla strateji var. Derinliğine şapka çıkarıyorum. – Ömer
Monster Hunter World: Oyun 2018’de ilk çıktığında oynamıştım 100 küsür saat, evet. Ama bu yıl Iceborne’a bakmadım diyerek tekrar daldım, dalış o dalış. Utanmadan bir de üçüncü kez PC’de oynamayı planlıyorum şimdi de. Doyamadım bir türlü. – Sabri
Hades: Her yıl yeni çıkanların peşinde koşmaktansa önceki yıldan oynayamadıklarıma sarmak çok daha hesaplıymış, tavsiye ederim. Hades de sağolsun beni 2 yıl daha götürür zaten. 134. kaçış denemem için hangi pact’i fullesem ki şimdi? – Tarık
Doom Eternal: Ben bir oyuna âşık olunca tam âşık olanlardanım. İnciğini boncuğunu çıkarmam gerekir. Nasıl ki tüm Half-Life serisini kafadan oynayabiliyorsam DOOM Eternal’ı da o seviyede oynayabilmeliyim. Neden? Çünkü bu oyun bu sevgiyi hak ediyor sevgili Oyungezerler. 2021’de de Ancient Gods eklentilerini beynime kazımak için deli gibi zaman harcadım. Yakında bir ultra-nightmare macerası daha beni bekliyor. FPS sevip de DOOM Eternal oynamayan varsa ayıp ediyordur, hem de çok ayıp… – Yasin
F1 2021: Her ne kadar kızsak da “o köy bizim köyümüzdür” demeden alıkoyamıyorum kendimi konu F1 olduğunda. Bu yıl başında geçirdiğim yüzlerce saatten oldukça memnun kaldım diyebilirim. Yılın son düzlüğünde pitten hızlı bir çıkış yapan Forza Horizon 5 tahtı epey sallasa da zirve F1 2021’e gitti benim kendi dünyamda. – Mert G.
Oyun ile ilgili haberler, gelişmeler ve son dakika haberler gelişme ayrıntılarıyla gundemtube.com’da!