Peygamber Efendimiz (SAV)in döneminde yaşayıp kendi istekleri doğrultusunda çeşitli görevlerde bizzat vazifelendirilen engelli sahabelerin örneklerini haberimizde sizler için değindik. Sağlıklı insanların gündelik hayatlarında engelli kimselerin temel ihtiyaçlarını karşılamaları konusunda yardımcı olmaları gerektiğini tavsiye eden Peygamberimiz (SAV), engellilere olan yaklaşımı ile de bizlere örnek olmaktadır. Peki Peygamberimizin engellilerle ilişkisi nasıldı? Dinimizde engellilerin yeri ve önemi nedir? Peygamberimiz zamanındaki Engelli sahabeler kimlerdir? Engellilerle ilgili hadis-i şerifler…
Özel gereksinimli bireylerin günlük hayatlarında yaşadıkları zorlukların temel kaynağı, doğuştan ya da yaşadıkları olaylar sonucunda organlarını gerektiği kadar kullanamamasından değil, ne yazık ki insanların gerekli hassasiyeti ve özeni göstermemelerinden kaynaklanmaktadır. Özel gereksinimli bireyler için gerekli kolaylıkların sağlanamaması bilakis daha kötü engel olunması temel ihtiyaçları karşılamada oldukça güç verici bir durumdur. Kişinin temel yaşam fonksiyonlarını kısıtlayan ya da olumsuz etki gösteren bedensel ya da akli bazı durumların göz önünde bulundurulması ve buna uygun hareket edilmesi onlar açısından son derece önemli ve büyük kolaylık sağlamaktadır.
Toplum içerisinde sıklıkla rastladığımız ‘Engelli park aracı’ yerine bilinçsizce otomobillerin park edilmesi, görme engelli bireylerin güvenli bir şekilde yürüyebilmeleri için tasarlanan kabartmalı sarı çizgi önüne ağır yüklü bir cisim ya da saksı koyulması gibi yapılan hatalı davranışlar, özel gereksinimli bireylerin işini iki kat daha fazla zorlaştırıyor. Peki, Peygamber Efendimiz (SAV)’in özel gereksinimli bireylerle ilişkisi nasıldı? İşte yanıtı..
Hz. Aişe (r.a)’ nın ”O’nun ahlakı Kuran-ı Kerim idi” dediği, davranışları ve sözleri ile her zaman bizlere örnek olan Peygamber Efendimiz (SAV), sağlıklı insanların özel gereksinimli bireylere karşı nasıl davranmaları gerektiği yönünde tavsiyelerde bulunmuştur.
Bilhassa gözleri görmeyen bireylere daha çok hassasiyet ve özenin gösterilmesi gerektiğini söyleyen sevgili Peygamber Efendimiz (SAV),
“Âmâ’ya veya yol sorana yol göstermen, sadakadır. Güçsüz birine yardım etmen, sadakadır. Konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade edivermen sadakadır.” (İbn Hanbel, V, 152, 169.) buyurmaktadır.
HADİS-İ ŞERİF: “Allah sizin ne biçimlerinize ne de bedenlerinize bakar fakat o sizin yüreklerinize bakar.” (Müslim, Birr, 45)
Peygamber Efendimiz (SAV)’in engelli bazı sahabeleri ile olan ilişkilerine baktığımızda şu örnekleri göz önünde bulundurabiliriz:
Gözleri Âmâ olan Itban b. Malik isimli sahabe Efendimize gelerek “Ey Allah’ın Rasûlü! Benim gözlerim iyi görmüyor. Evimle kabilem arasındaki nehir, yağmur yağdığında taşıyor ve geçmem zor oluyor. Evime gelir bir yerinde namaz kılarsan orayı mescit edineceğim’ der. Bunun üzerine Efendimiz (SAV), söylediğini yapacağına söz verir ve ertesi sabah güneş doğup yükseldikten sonra yanında Hz. Ebû Bekir ile Itban’ın evine gider. Eve girdiğinde ‘Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?’ buyurur. Ardından yerin gösterilmesi ile Efendimiz namaza durur ve cemaat yapılarak arkasındaki kimseler de buna uyarak namaz kılarlar.” (Buhari, Teheccüd, 36; Müslim, Mesacid ve Mevziu’s-Salat, 263)
Alemlerin Efendisi Peygamberimiz SAV’in önemli vazifeler verdiği engelli sahabeler arasında Muaz b. Cebel (ra) yer alıyordu. O, ayağı aksayan Muaz b. Cebel (ra)’i Yemen’e vali olarak görevlendirmişti. (Buhari, Cihad, 164.) O dönemlerde engellerinin olmalarına rağmen bizzat kendi istek ve heyecanlarıyla savaşa iştirak eden sahabelerin var olduğu da dikkat çekmektedir. Bu anlamda örnek verilebilecek en önemli isimlerden birisi de ayağı aksak olan Amr b. Cemuh (ra)’dur. Bir gün Efendimiz’e gelerek, “Ey Allah’ın Rasûlü! Eğer ben şehit oluncaya kadar Allah yolunda savaşırsam cennette bu topal ayağım düzelmiş bir şekilde yürüyebilecek miyim?” der. Bunun üzerine Efendimiz “Evet” cevabını verir. Uhud Savaşı’nda şehit olan Amr’ın cenazesiyle karşılaşan Efendimiz “Ben sanki seni cennette bu ayağın iyileşmiş bir vaziyette yürürken görüyor gibiyim” buyurmaktadır. (İbn Hanbel, V, 300.)
Engelli sahabelerden bazıları:
Sa’d b. Ebi Vakkas (ra)
Cabir b. Abdullah (ra)
Bera b. Âzib (ra)
Ka’b b. Malik (ra)
Abdullah b. Ebu Evfa (ra)
Abbas b. Abdülmuttalib (ra)
(İbn Kuteybe, Mearif, 587–588.)
Sadaka vermeye durumu elverişli olmayan bir kişi, “Herhangi bir mal varlığımız yoksa sadakayı nasıl verelim?” diye sorunca Efendimiz (SAV)’in “Sadakanın kapılarını, âmâlara yardım etmek, sağır ve dilsizleri anlayana kadar dinlenmek, bir insana ihtiyaç duyduğu nesnenin yerini göstermek, yardım isteyen birine gücümüz yettiği kadar yardım etmek ve güçsüzlere kol kanat germekle açabiliriz.” yanıtını verdiği bilinmektedir.
Gundemtube.com haber platformu ile güncel ve yeniliklerden haberdar ol!