Urfa’nın ilk fizik öğretmeni dede, edebiyat öğretmeni babanın ardından matematik ve Türkçe öğretmeni iki kardeş Nüzhet ve Eymen Saraç’ın kurduğu İlgi Okulları büyümeye devam ediyor. Okulun Yönetim Kurulu Başkanı Nüzhet Saraç, “Damarlarımızda eğitimci kanı var. Dedem, babam, kardeşlerim eğitimci. Ben de mühendislik mezunu olduğum halde, eğitimden uzak duramadım” diyor.
Matematik öğretmeni olarak, eğitim dünyasına giriş yaptıktan sonra ilk olarak babasına sonra da kardeşine rakip dershane kuran Nüzhet Saraç, Şanlıurfa’da eğitimci olan aile bireyleri ile İlgi Okulları’nı yönetiyor. Dedesi ve babası dışında eşi, kardeşleri de eğitimci olan Saraç, başarının yolunun sevgi dolu okul ortamından geçtiği düşüncesinde. İlgi Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Nüzhet Saraç ile eğitimi konuştuk:
– 3’üncü kuşak eğitimcisiniz. Dedenizin mesleğini devam ettiriyorsunuz.
Üç kuşaktır eğitimciyiz. 1924 yılında dedemiz Salih Saraç, Urfa’nın ilk fizik öğretmeni ve ilk fizik laboratuvarını kuran kişidir. Babam da Adil Saraç, 1972’de Urfa Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği ile mesleğe başlayıp, 1972’den 2012’ye kadar geçen 40 yıllık öğretmenlik sürecinde Şanlıurfa’da 53 bin öğrencinin eğitimine katkı sağladı. Ben de 1998 yılında Şanlıurfa’da öğretmenliğe başladım.
– Tesadüfen mi başladınız öğretmenliğe?
İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Şanlıurfa’da tamamladım. İstanbul Üniversitesi mezunuyum. Ancak, damarlarımızda eğitimci kanı var. Dede, baba herkes eğitimci. Ben de 1998’de dershaneciliğe başladım. Bugüne kadar olan süreçte Şanlıurfa’nın eğitimine katkı sunmak için 3 kuşaktır eğitimci olan bir ailenin üçüncü kuşak bireyi olarak mücadele ediyorum. Babamın dershanesinde bir öğretmenin gelmemesi üzerine matematik öğretmeni olarak ilk kez derse girdim, işte o günü hiç unutamam. Tarih 30 Eylül 1998. Derste ilk günüm. Çok istekli bir şekilde ders anlatmaya başladıktan sonra bir öğrenci parmak kaldırdı. Bana kaç yıllık öğretmen olduğumu sordu. Öğrenciye yeni öğretmen olduğumu söylemedim, sadece dersi anlattıktan sonra kararı kendisinin vermesini istedim. Ders bitti, öğrenci bana “Hocam bu soruya gerek kalmadı. Biz dersi çok iyi anladık, dedi.” Ben o günün bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Çünkü yeni mezun olduğumu hissettirseydim o gün öğretmenlik benim için bitebilirdi. 1998 ile 2004 yılları arasında farklı dershanelerde öğretmenlik yaptım.
– Daha sonra babanıza rakip mi oldunuz?
2004’te babamın ortaklaşa çalıştırdığı dershanede matematik öğretmenliği yaparken gidişatın iyi olmadığını kardeşim Eymen ile birlikte hissettik. Yapılan çalışmaların sadece günü kurtarmaya yönelik olduğunu, geleceğe dönük olmadığını babama ve ortaklarına izah etmeye çalıştım. Ama anlaşılmadığımı ve olayın boyutunun aynı noktada kalacağına inandım ve affımı isteyerek onlara rakip olmak için dershane açacağımı söyledim.
– Tepki ne oldu?
Ve tabii ki baba duygusallığıyla ilk başta tepki verdi. Babam, anneme her hamlemizde “Bu sefer yapamazlar” diye söylermiş. Ancak, başarılarımızla içten içe gurur duyduğunu biliyorduk. Hiçbir zaman diyalog anlamında babamla sıkıntı yaşamadık. İş konusunda tepkileri oldu ama baba-evlat diyaloğu ile iş ortamını birbirine karıştırmadık. Daha sonra başarımızı kabullendi ve “çocuklarım, benden daha başarılı oldu” dedi.
– Kardeşinizle de rakip olmuşsunuz?
Babama rakip dershaneyi kardeşim Eymen ile kurduk. O dönem ben 28, kardeşim Eymen 24 yaşında. Ancak o yıl kardeşim Eymen Saraç’ın ve eşim Betül Saraç’ın devlet okullarına ataması çıktı. Her ikisi de atamalarından vazgeçerek kurduğumuz etüt merkezinde bana destek oldular. 5 öğrencimiz vardı, 2 odalı bir apartman dairesinde idi, etüt merkezimiz. İlk girişimimizin ardından burada başarılı olunca etüt merkezimizi büyüttük.150 öğrenciye ulaştık. Artık sınavla öğrenci kabul ediyorduk. Kontenjanımız yetmiyordu. İki yıl sonra kendimize rakip ürettik. Kardeşim de karşıma dershane açtı. İkisi de bizimdi. Ancak birini ben, diğerini de Eymen yönetiyordu. 2004 yılında 5 öğrenci ile başladığımız eğitim sektöründe 2010 yılında 500 öğrenciye ulaştık.
– Sonrasında okul açma kararı aldınız.
Evet. Ve okulla ilgili hazırlıklara başladık. Tabii yine babamıza danıştık. Babamız yine tepki verdi, “Hayır, olmaz, yanlış” dedi. Buna rağmen 2011 yılında Karaköprü’de ilk olarak anaokulu, ilkokul ve ortaokulu bünyesinde bulunduran okulumuzu açtık. Tabii o zaman Karaköprü’de öncü olduk. Çünkü özel okul açmak büyük girişimcilik ve cesaret istiyordu. 176 öğrenci ile eğitime başladık. Bu işin çok kolay olmayacağının farkındaydık. Ama insanlar bize güvendi, üç kuşak eğitimci olduğumuzu biliyorlardı. Babam öğretmenlik ve kişilik anlamında memleketimizde herkesin saygı duyduğu biridir. Babam şu an Şanlıurfa Kent Konseyi Başkanlığı görevini yürütüyor. “İşimiz, gücümüz eğitim” sloganıyla başladık. Şu anda 1500’ü aşan öğrencimiz, velilerimiz ve 252 çalışanımız ile kademeli olarak büyüyen kocaman bir İlgi ailesiyiz. Sloganımız “Başarımız, emeğimizin ekmeğidir.”
ÇOCUKLAR SEVGİ DOLU ORTAMDA BAŞARILI OLUR
Eğitimde insanlar size en değerli varlıklarını yani evlatlarını emanet ediyorlar. Evlatları, insanların hayatta riske atamayacağı, ikinci plana itemeyeceği en değerli varlıklarıdır. Okulda akademik, sanat, dil, rehberlik, bilim, kültür, spor, değerler eğitimi ve teknoloji anlamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eğitim Üssümüzde bu alanların hepsine uygun öğretim alanları oluşturuyoruz. Son 2 yıl art arda üniversite sınavında Türkiye birincisini, TEOG Türkiye birincisini çıkardık. Öğrencimiz Biyoloji Olimpiyatları’nda dünya üçüncülüğü elde etti. Bölgesel okul sporlarında ve yerel kulüplerde takımlarımızın başarıları ilk yılımızdan itibaren her geçen yıl arttı. Cambridge dil sınavında bölge birinciliğimiz var. Teknoloji alanındaki ulusal başarılarımız her geçen gün artıyor. Öğrencilerimizin hazırladığı projelerde ulusal ve uluslararası dereceler elde ettik. Bizim amacımız sadece matematik, fen öğretmek değil onların ruhuna dokunabilmek. Çünkü çocuk doğal sevgiyi arıyor, sevgiye muhtaç. Aile içi iletişimleri giderek zayıflıyor. Çocuk, okulunda, arkadaşında, öğretmeninde sevgiyi bulursa zaten başarısı da kaçınılmaz olur.
EĞİTİMLE GELDİK EĞİTİMLE DEVAM EDECEĞİZ
Şu anda da şirketimizin kurumsal faaliyetleri içinde eğitim dışında hiçbir çalışma alanı yok ve olmayacak da. Biz eğitimle yola çıktık, eğitimle devam ediyoruz, eğitimle devam edeceğiz. İyi kazanıyorken hırslanıp inşaat, sağlık, turizm gibi diğer alanlara yönelmiş olsaydık eğitim sektöründe marka haline gelemezdik. Eğitim vebal işidir. İşi, gücü eğitim olmayanların sektörü de ne hale getirdikleri ortadadır. Bu gidişatla eğitim sektörü hormonlu bir büyümenin sonucu olarak çok küçülecektir. Sadece işi eğitim olanlar ve ekonomisini doğru yöneten özel okullar ayakta kalacaktır. Sektörün bu hale geleceğini aylar öncesinden sosyal medya hesabımda paylaşmıştım.
HİÇ YERİMİZDE SAYMADIK
2013’te okulumuzun devamı olarak lisemizi ayrı bir yerde açtık. Her yıl öğrenci ve çalışan sayımızı arttırdık. 2016’da fen lisemizi kurduk. Okul açtığımız andan itibaren hiç yerimizde saymadık, hep ekleyerek büyüdük, çok çalışarak kendimizi geliştirmek için uğraştık. Şanlıurfa’da dönüşüme hem fiziksel hem de öğrenci sayısı anlamında en hazır olan iki dershane bize ait olmasına rağmen dönüşümle ilgilenmedik. Okullaşmaya yöneldik. 2018 yılında 21 bin metrekare kapalı alana sahip bölgenin en büyük eğitim üssünü kurduk.
KİMDİR?
1976 yılında Şanlıurfa’da doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Şanlıurfa’da tamamladı. 1998 yılında İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra matematik öğretmenliğine başladı. Saraç ailesinin 3’üncü kuşağı olarak kardeşi Eymen Saraç ile birlikte 2 odalı bir apartman dairesinde 5 öğrenci ile eğitim sektörüne işletmeci olarak başladı. İşin mutfağında başlayıp öğretmenlikten, Yönetim Kurulu Başkanlığına 21 yıldır her kademede aktif olarak çalışıyor. 2004 yılında dershaneciliğe, 2011 yılında anaokulu, ilkokul ve ortaokul ile birlikte özel okulculuğa başladı. 2013’te Anadolu Lisesi, 2016’da fen lisesi kurdu.2018 yılında bölgenin en büyük eğitim üssünü kurdu. 2005 yılında yayınlanan matematik ÖSS soru bankası bulunuyor. Evli ve 3 çocuk babası.