Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde Menemen’de 1963 yılında kurulan Ulusal Tohum Gen Bankası’nda, Türkiye’deki tüm tohumlu bitkilerin tohumları 56 yıldır özenle korunuyor.
Tohumlar, belirli periyotlarda çimlenme testlerine sokuluyor, çimlenme yeteneği azalanlar üretim yenileme çalışmasıyla tekrar güçlendiriliyor. Tohumların üretim yenileme çalışmalarına alınma sıklığı, türlerinin özelliğine göre değişiyor. Buğday, arpa gibi tahılların tohumları yaklaşık 100 yıl, kabakgiller familyası türleri ise 30 yıl üretim yenilemeye ihtiyaç duymadan gen bankasında muhafaza ediliyor.
Üretim yenileme yapılacak tohumlar, sıfırın altında 18 derece sıcaklıkta korunduğu ortamlardan alınarak ekim için hazırlanıyor. Alıştırma safhasından sonra toprakla buluşan tohumlardan aynı özelliklere sahip yeni tohumlar elde ediliyor. Yeni tohumların yarısı gelecek nesillere aktarılması için tekrar bankada korumaya alınıyor. Yarısı ise ıslah çalışmalarında değerlendiriliyor. Islah edilen tohumlar gerekli çalışmaların ardından üreticinin kullanımın sunuluyor.
4 bin çeşitte 60 bin tohum
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Ali Peksüslü, AA muhabirine, 1963 yılında kurulan enstitünün Türkiye’deki tüm tohumlu bitkilerin tohumlarını topladığını, tohumların enstitü bünyesindeki gen bankasında gelecek nesillere aktarılması için özenle korunduğunu anlattı.
Gıdanın dünyadaki en önemli konulardan biri olduğunu, tohumların muhafazasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Peksüslü, Ulusal Tohum Gen Bankası’nda 4 bine yakın türden 60 bin civarında tohumun saklandığını ifade etti.
Peksüslü, tohumların tamamının geçmişten bu yana Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yetiştirilen “ata tohumları” denilen yerel tohumlar ve bunların yabani akrabaları olduğunu kaydederek, “Gen bankasındaki tohumların tamamı 1963 yılından beri saklanıyor. Buğday, arpa, yulaf, çavdar, domates, biber, kabak, kavun, karpuz, nohut, fasulye, börülce, süs bitkileri gibi çok sayıda çeşit var. Tohumun içinde yağ içermeyen buğday ve arpa gibi tohumlar sıfır veya sıfırın altında18 derecede yüzde 6 rutubette 50 yıl saklanabilir. Susam gibi yağlı tohumlar ise 20-30 yıl içerisinde yenileme ihtiyacı doğar. Periyodik olarak biz çimlenme testleri yaparız.” diye konuştu.
“Bebek gibi bakıyoruz”
Bankadaki tohumların dünya standartlarında saklama koşullarına göre saklandığını dile getiren Peksüslü, şöyle devam etti:
“Biz burada tohumu uyutuyoruz, içerisindeki su miktarını indiriyoruz. O şekilde uyumaya alıyoruz. Onları aldığımızda doğduran tarlaya getirmiyoruz. Alıştırma periyotlarından geçiriyoruz. Sıfırın altında 18 dereceden alınan tohumu tarlaya getirirseniz tohumu kaybedebilirsiniz. Nasıl bir bebeği büyütürken, çocuk doğunca kuvöze alınıyor, orada alıştırma periyodu geçiyor sonra yoğun bakıma sonra bir hafta sonra anneyle beraber eve geliyor. Bizim tohumlarımız da bebek gibi. Biz onlara bebek gibi bakıyoruz. Yenilenen bitki bankaya konduğu günün özelliklerini taşır. Koku, verim, biçim, tat gibi özellikleri aynı. Üretim yenilemeye aldığımızda da aynı özellikleri koruyorlar. Mesela bankadan yenileme için dikilen karpuz , 30 yıl önceki verim ve özellikleri aynen korunuyor. Hiç bir şekilde değişikliğe uğramıyor.”