Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, corona virüs salgınına karşı gerekli tedbirlerle birlikte kazı çalışmaları ve yüzey araştırmaları 1 Haziran’dan itibaren başlayacak. 2020 yılında Türk bilim heyetleri tarafından yaklaşık 120, yabancı bilim heyetleri tarafından yaklaşık 25, müze müdürlükleri başkanlığında 40, müze müdürlükleri başkanlığında 180 kurtarma, kamu yatırım alanlarında 30 kurtarma ile sualtında 5 kazı çalışması için hazırlık yapıldı. Toplam 400 arkeolojik kazı çalışmasının yanı sıra 130’u Türk bilim heyetleri, 5’i yabancı bilim heyetlerince yürütülecek olan 135 yüzey araştırmasıyla birlikte 6 su altı araştırması ve müze başkanlıklı/ denetimli 8 yüzey araştırması da yine haziran ayında başlayacak.
KAZI BAŞKANLARINA BİLGİ NOTU
2020 yılında bilim heyetleri ve müze başkanlıklarında öngörülen toplam kazı çalışması sayısının 400, araştırma sayısının ise 149 olmasının öngörüldüğü belirtilirken, salgına karşı Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği tedbirlerle beraber kazı evi, depo ve laboratuvarları ile kazı alanlarında, sezon boyunca uyulması gereken kurallar ve alınması gereken önlemlere ilişkin bilgi notunun kazı başkanlıkları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkili uzmanlarına gönderildiği de kaydedildi.
FİZİKİ MESAFEDEN ATEŞ ÖLÇÜMÜNE TEDBİR
‘Kazı Çalışmaları, Kazı Evleri, Laboratuvarları ve İstasyonlarda Koronavirüse Karşı Hatırlatmalar’ başlıklı bilgi notunda fiziki- sosyal mesafenin önemi vurgulanırken, arazi ve laboratuvar çalışmaları sırasında maske ve eldiven gibi koruyucu ekipman kullanılmasının önemine dikkat çekiliyor. Bilgi notunda ayrıca sabah ve akşam olmak üzere en az 2 kere tüm çalışanların ateşlerinin ölçülmesine özen gösterilmesi isteniyor. Notta şu hatırlatmalar yer aldı:
“Kazı evlerinin (kazı depoları, laboratuvarlar, çalışma ve yaşam alanları vb.) çalışmaya başlanılmadan öncesinde ve belli aralıklarla dezenfekte ediniz. Arazi ve laboratuvar çalışmaları sırasında maske ve eldiven gibi koruyucu ekipman kullanınız. Kazı evinde belirlenecek uygun yerlere dezenfektan üniteleri yerleştiriniz. Kazı depoları, laboratuvarlar, çalışma ve yaşam alanları vb. alanları sık sık havalandırınız. Kazı alanında ve kazı evindeki yapılacak çalışmalarda çalışanlar arasında yeterli fiziki-sosyal mesafe olmasına dikkat ediniz. Kalabalık ekipli çalışmalardan ve çevreyle olan münasebetlerden kaçınınız veya mümkün olan en az sayıya indiriniz.
Sabah ve akşam olmak üzere en az 2 kere tüm çalışanların ateşlerinin ölçülmesine özen gösteriniz. Kişisel eşyaların ortak kullanılmasından kaçınınız. Kazı evleri, istasyonları veya laboratuvarları için görevliler dışında ziyaretçi kabul etmeyiniz. Kazı evlerindeki kalma, barınma yemek vb. faaliyetler için fiziki/ sosyal mesafe tedbirlerini alınız, imkanlar dahilinde tek kullanımlık malzeme tercih ediniz. Sağlık Bakanlığı tarafından belirtilen Yeni Koronavirüs Riskine Karşı 14 Kural’a titizlikle uyunuz, bu kapsamda ekip üyelerin bilgilendirilmesi amacıyla uyarı, broşür ve materyallerini uygun yerlere asınız. Covid-19 belirtileri olan veya şüpheli görünen durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna haber veriniz bu süreçte de gerekli izolasyonu sağlayınız. Kazı çalışmalarında kullanılan araç ve gereçlerin dezenfekte edilmesine dikkat ediniz.”
TOPLAM BÜTÇE 70 MİLYON TL
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, 2020 yılında arkeolojik kazı çalışmalarına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 25 milyon TL ödenek aktarılmasının planlandığı, Türk Tarih Kurumu’nca 18 milyon TL ödeneğin de proje destek bedeli olarak çalışmalar kapsamında kullanılmasının öngörüldüğü açıklandı. İşçi giderleri ve uzman personel giderleri ile 2020 yılındaki toplam bütçe harcamasının 70 milyon TL civarında gerçekleşmesinin öngörüldüğü belirtildi.
YENİ ÇALIŞMA DÜZENİ
Antalya’nın Demre ilçesindeki Myra Antik Kenti ve limanı Andriake’deki kazı çalışmalarını 2009 yılından bu yana yürüten Kazı Başkanı, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, salgın tedbirleri ile kazı çalışmalarına başlamanın bir hayli farklı olacağını söyledi. Prof. Dr. Çevik, koronavirüse karşı hayatın devam ettiğini söylemenin keyifli olduğunu belirterek, “Elbette tedirgin de olacağız. Sonuçta yoğun ve yakın çalışılan bir iş ortamımız var. Açmalarda bazen küçük bir alanda mecburen birkaç kişi yan yana bulunmak zorunda. Kazı evindeki hayat da ister ofiste ister depoda veya yaşam alanlarında olsun yakın ilişkiler içinde geçiyor. Şimdi alışageldiğimiz düzende çalışamayacağız. Yeni bir çalışma düzeni kuracağız” dedi.
İnsanın, doğadaki canlılar içinde uyum yeteneği en yüksek varlık olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Çevik, “Buna da uyum sağlayıp işimize devam edeceğiz. Neyse ki çalışma konumuz tamamen cansız varlıklardan oluşuyor. Binlerce yıldır toprak altında duran mikropsuz objelerle uğraşıyoruz. Genellikle de organik olamayan yani virüs barındırmayacak objeler olması bir avantaj olacaktır. Nihayetinde, salgına karşı önlemlerden taviz vermeden sıkı bir koruma disiplini içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Alışılan yoğunlukta ve yakınlıkta çalışılamayacağı için bunun ekibi psikolojik olarak etkileyeceğini de vurgulayan Prof. Dr. Çevik, “Dolayısıyla iş ve zaman açısından verim düşüklüğü yaşanacaktır” dedi. Hem arazide hem de çalışma ofislerinde kontrol edilebilecek, en az sayıda uzman arkeologla çalışmayı düşündüklerini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Çevik, “Çok az sayıda da öğrenci alacağız. Kazı başkanı olarak ekip üyelerinin sağlık sorumluluğunu almak da insanı tedirgin ediyor. Belki bazı üyelerimiz de bulaş çekincesiyle kazıya katılmak istemeyebilir. Bu, anlayışla karşılanabilecek bir istek olur” diye konuştu.