Adilcevaz ilçesinde yaşayan baston ustası Cumali Birol’un Payitaht Abdulhamid dizisi için yaptığı 700 yıllık ceviz ağacından yaptığı zümrüt ve yakut taşlarıyla süslenmiş gümüş işlemeli bastonlar, diziyle birlikte Ortadoğu ülkelerinde de talep gelmeye başladı. Birol, özel tasarım bastonların diziyle birlikte Katar, Dubai ve Bahreyn gibi ülkelerde de talep olduğunu söyledi.Birol, gümüş süslemeli bu bastonların 700 yıllık ceviz ağacından üretildiğini belirterek şunları kaydetti:
“Kişiye özel bastonların seri üretimine geçerek satışa sunmaya başladım. Adilcevaz ceviziyle ünlü olduğu için, ceviz ağaçları bizim için çok önemli bir yere ve değere sahiptir. Ceviz ağaçları yaşlandıkça üzerinde resim dediğimiz olay ve aynı zamanda siyahlanma olayı ortaya çıkıyor ve buda ceviz ağaçlarının değerini kat be kat arttırıyor. Üretimini yaptığımız bu bastonlar da kullandığımız ağaç 700 yıllık ceviz ağaçlarıdır. Bu ağaçları baston üretiminin yanı sıra aynı zamanda sehpa, mobilya ve sandık imalatlarında da kullanmaktayız. Dolayısıyla ceviz ağaçları içerisinde gümüş iyonları barındırdığından dolayı kendi içerisinde mikrop kabul etmiyor ve aynı zamanda uzun ömürlü ve dayanıklı bir ağaçtır.
Bugün Osmanlı saraylarına bakıldığı zaman bu sarayların tümünde ceviz ağacı var. Uzun ömürlü, dayanıklı ve asırlık ceviz ağaçlarını Adilcevazdan temin ediyoruz. Yaptığımız ürünlerin internette satışını yapmak için düşünürken, 2000 yılında Web sitesini oluşturduk ve bu sayede Avrupa ve Ortadoğudan siparişler almaya başladık. Son iki aydır Payitaht Abdulhamid dizisine yaptığımız bastondan dolayı Katar, Dubai ve Bahreynde izlenen dizi sayesinde ’Payitaht’ ismini verdiğimiz bastonlar, Ortadoğuda biraz daha revaçtadır. Dolayısıyla işimizi bu şekilde yürütmeye devam ediyoruz.”
ÖZEL TASARIMLI BASTONLAR 300 BİN TL’YE SATILIYOR
Birol, yaptığı özel tasarımlı bastonların 300 bin TL’ye kadar satıldığını, hediyelik bastonların ise 75 lira ile bin 500 TL arasında satışa sunduğunu ifade ederek, “Kişinin isteğiyle alakalı zümrüt, sarı safir, yakut gibi değerli taşlarla mıhlama dediğimiz olayı gerçekleştirdikten sonra pahalı oluyor. Bunun kılıçlısı, bıçaklısı, şahin başlı, at başlı, kurt başlı olmak üzere yaklaşık seksene yakın çeşidimiz söz konusudur.
Aileden üçüncü kuşak olarak bizler dördüncü kuşağa el vereceğiz. İnşallah onlar da bu sanatı öldürmeden bu sanata değer katarak ileriki nesillere aktaracak. Çok çalışmamız ve üretmemiz lazım. Türk toplumu üreten bir toplumdan tüketen bir topluma geçti. Bu trendi değiştirerek üretmemiz lazım. Çok çalışarak ve üreterek Adilcevazımızı ve Bitlisimizi daha iyi yerlere taşımalıyız” dedi.