Mayıs 2011’de Sırbistan’da düzenlenen Avrupa U17 Futbol Şampiyonası’nda Türk Milli Takımı yoktu ama tam 8 Türk asıllı futbolcu mücadele etti turnuvada. Finalde Hollanda’ya kaybederek Avrupa ikincisi olan, hatta daha sonra Dünya Şampiyonası’nda da bronz madalya kazanan o parlak Alman takımının ana iskeleti Türkler’den oluşuyordu. Avrupa Şampiyonası’nı gol kralı olarak tamamlayan Samed Yeşil, Dünya Kupası’nda da gümüş ayakkabıyı kazandı. Dünya Kupası’nda 6 kez fileleri havalandıran Samed Yeşil’in yanı sıra, Okan Aydın 4, Koray Günter ve Levent Ayçiçek 3’er golle dikkat çektiler. Her iki turnuvanın kadrosunda Robin Yalçın ve Koray Kaçınoğlu da yer alıyorlardı. Sahi ne oldu o 8 çocuğa? Neden sadece ikisi A milli seviyeye ulaşabildiler?
YOLU TÜRKİYE’DEN GEÇENLER VE GEÇMEYENLER
Ne olduğunu söyleyeyim: O sekiz çocuğun altısının yolu Türkiye’den geçti. Sadece ikisi gelmedi Türkiye’ye: Emre Can ve Kaan Ayhan… Şu anda biri Almanya, biri de Türkiye Milli Takımı forması giyiyorlar. Yolu Türkiye’den geçenlerdense Koray Kaçınoğlu, Almanya 4. Ligi’nde Homberg’de. Okan Aydın, Avusturya 2. Ligi’nde Klagenfurt forması giyiyor. Samed Ankara Demirspor, Levent de Adana Demirspor kadrosundalar.
SON 20 YILDA KADERLERİ PARALEL GİDİYOR
Elbette tek başına bu 2011 kadrosu, bize pürüzsüz bir analiz şansı vermiyor. Zira her bir futbolcunun hikayesi farklı. Bir sakatlık, bir şanssızlık mahvedebilir parlak bir kariyeri. Ancak benim başlığa bu 2011 kadrosunu taşıma sebebim, son 20 yılda bu tarz çocukların kaderlerinin genelde paralel gitmesi.
ERSAN 28’DE BIRAKTI
Almanya U19 formasıyla 10 maçta 10 gol atan Erdal Kılıçaslan, 21 yaşında Gaziantep’e gelmişti mesela. Sonrasını biliyorsunuz. Anadolu seyyahlığıyla geçen bir kariyer… Yine Almanya U21’de 9 maçta 5 gol atan ofansif orta saha Ersan Tekkan da 2007’de 21 yaşındayken Antalya’nın yolunu tutmuş. 24 yaşında futbola ara vermiş, 28 yaşında da bırakmış. 2008’de Almanya U19’la Avrupa Şampiyonası oynayan Rahman Soyudoğru, bir yıl sonra Sivas’ın yolunu tutmuş. 2013’te Almanya 5. Ligi’ndeyken veda etmiş futbola.
YÜZDE 71 OLAN GEÇİŞ ORANI YÜZDE 18’E DÜŞÜYOR
Şöyle dediğinizi duyar gibiyim: Yahu geçmişi kurcalarsanız, bir sürü gurbetçi futbolcu bulacaksınız benzer kaderde… Haklısınız. Zaten zurnanın zırt dediği yer de burası. Evet, 2015’e kadar bir sürü benzer öykü var böyle. Ama 2015’te bıçak gibi kesiliyor bu hikâyeler.
SINIR KALDIRILINCA…
Sebebi de basit: Ocak 2015’te TFF’nin yabancı sınırını kaldırmasıyla 19’unda-20’sinde milyonluk maaşlarla Süper Lig’in yolunu tutan gurbetçi akını birden bitiyor. 21’inci yüzyılda Almanya U17 veya U19 kategorisinde Avrupa Şampiyonası gören Türk asıllı futbolcular dikkate alındığında resmi tablo şu: 2001-2014 arasında Almanya formasıyla büyük turnuva gören 17 Türk futbolcunun 12’si Süper Lig’e gelmiş. 2015-2020 arasındaysa büyük turnuva gören 11 Türk-Alman var. Bunların içinde sadece ikisi (Atakan Akkaynak ve Erdal Öztürk) gelmişler Türkiye’ye. Yani Ocak 2015 öncesi Alman genç milli Türk futbolcuların Süper Lig’e geçiş oranı yüzde 71’ken, 2015 sonrası yüzde 18’e düşüyor.
2015 KADROSUNDAKİ 5 TÜRK’TEN KİMSE GELMEDİ
Hikâyeyi sekiz Türk oyunculu fantastik 2011 kadrosuyla açtık. Beş Türk futbolculu 2015 kadrosuyla kapatalım. Almanya’nın (aynen 2011 gibi) yine Avrupa ikincisi olarak tamamladığı 2015 UEFA U17 Futbol Şampiyonası’nda da tam 5 Türk asıllı futbolcu iyi performanslar gösteriyorlar. 2011 takımındaki 8 Türk’ten 6’sı Türkiye’nin yolunu tutarken, 2015 ekibindeki 5 Türk’ten hiçbirinin rotasının anavatan olmaması acaba tesadüf mü?
DEĞİŞİM ÇARPICI
Ocak 2015’te yabancı sınırı kalkar kalkmaz yaşanan değişim çarpıcı. Elbette gurbetçi oyuncuların da bazılarının Süper Lig’e gelmeleri doğal. Ancak sırf yabancı sınırı var diye, 19-20 yaşında Bochum’un veya Schalke’nin ikinci takımındaki gelişimini bırakıp milyonluk maaşlarla buraya gelen topçuların sonu çok parlak olmuyor genelde. Oysa Kaan Ayhan, Kenan Karaman, Orkun Kökçü gibi güncel örnekler gösteriyor ki, doğal habitatında doğal gelişimini sürdüren gurbetçiden orta vadede daha iyi verim alıyor Türk futbolu. Onların kariyerleri de çok daha parlak oluyor üstelik.
SONRASI SAĞLIKLI
Hem Almanya’daHollanda’da-Fransa’daki o genç ve yetenekli tomurcuklarımız için, hem bu topraklarda yetişen çocuklarımız için, hem ligimiz, hem de ülke ekonomimiz için 2015 öncesi değil, 2015 sonrası yöntemlerin daha sağlıklı olduğu apaçık ortada.