Türkiye’de iş dünyasının önemli meslek örgütlerinden biri Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK). 1985 yılında Turgut Özal’ın Türkiye’deki iş dünyasını güçlendirmek ve yurtdışına açılımını sağlamak için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde kurdurduğu bir örgüt. 2014 yılında Ekonomi Bakanlığı’nın bünyesine giren DEİK çatısı altında 145 iş konseyi var. DEİK Başkanlığı’nı 2017 Eylül ayından bu yana yürüten Nail Olpak’la ekonomideki son gelişmeleri konuştuk. Olpak, öncelikli hedeflerinin iş dünyası temsilcileriyle ekonomik ilişkileri geliştirmek, Türkiye’nin yurtdışındaki algısını düzeltmek ve ihracatı artırmak olduğunu söyledi.
2020’de bizi neler bekliyor?
“2018 hedeflerini tutturabilen bir ekonomi yönetiminin 2019’daki hedeflerine güvenmeliyiz” demiştim. 2019 da kolay bir yıl değildi. Uzun zamandan beri devam eden Suriye problemimiz var. Amerika ile de hem Suriye kaynaklı hem de F-35 ve S-400’lerle ilgili sorunlar var. Bitmiş 2 yılı konuşuyoruz. 2019 için büyüme, cari açık, bütçe açığıyla ilgili, işsizlikle ilgili hedefler verilmişti. Şu an itibarıyla yumuşak karın işsizlik var. Diğer hedeflerin tutulabildiği bir süreci yaşadık. 2020’ye daha olumlu bakıyoruz. Verilen sözü tutmak iş insanlarının en büyük sermayesidir, itibar en büyük sermayedir.
Atılan adımlar yeterli mi?
Atılan adımlara bakalım. Büyümeyi sağlamak için iç talebi güçlendireceksiniz, bu yetmez yatırımları ve ihracatı da artırmak gerekiyor. İhracat 2019’da büyümeye katkı sağladı. Para politikaları, enflasyonun kontrol altına alınması, faizlerin düşmesi ve piyasayı yeteri kadar fonlamaya bakınca atılan adımlar olumlu. Ticari faizlerde henüz tek hane görünmedi ama bu da konuşuluyor. Bilançoları iyi olan şirketler yüzde 12’lerde kredi kullanıyor. 2018’de bu rakamın yüzde 45’lere çıktığı dönem oldu. Cari açığımızın yapısal olup olmadığı çok konuşuldu. Cari açıkta bir süre stoğumuzu yemiş olabiliriz ama makul seviyeye geldi. 50-60 milyar dolar civarındaki cari açıkları değil de 10-20 milyar dolarlık açıkla devam edeceğiz. Bunun etkisini zamanla yaşayacağız. İşsizlik hemen çözülemez. Yatırım gerekiyor.
PARA KORKAKTIR
Bu nasıl sağlanacak?
Sermayede yabancı ve yerli diye ayırmadan genel bir tanım var. Sermaye güven ister. Para korkaktır. Güven olursa insanlar paralarını yastık altında tutmaz. Faizler de düştü, ne yapacak insanlar? Bankacılıktan istenilen getiri elde edilemeyecek.
Çok önemli kırılmalar oldu, yabancı yatırımcıların ilgisi kayboldu…
Geçtiğimiz hafta Cofase Türkiye’ye ilişkin not artırımını gündeme getirdi. Bunun gibi olumlu gelişmeler var. 2020’de yatırımlar artar. İşsizliğe etkisi 2021’e, 2022’ye yansıyabilir.
Ekonomide dengeler değişiyor. Etkileri ne olacak?
Dünyada birbiriyle çelişen durumlar var. Mali piyasalarda faizler iniyor. Eksi faize geçen ülkeler var. Faizlerde gevşeme devam edecek. Ticaret açısından bakınca ticari gerginlik artacak gibi. Ülkeler daha korumacı önlemler alıyor. Bunu yalnızca Amerika ve Çin arasındaki kavgaya bağlamamak lazım. Ülkeler kendi içlerinde kendi üretimlerini teşvik eden politikalara dönüyorlar. Genel anlaşmaların yanında ikili anlaşmalar olacak. Bu ticareti zorlaştırabilir. Biz risk ve fırsatı bir arada görürüz. Biri zorlanıyorsa diğeri için fırsat doğar.
ABD’Lİ BAKAN 5 GÜN KALDI
Türkiye-ABD ilişkilerindeki gerginlikler devam ederken ticaret gelişebilir mi? Neler planlanıyor?
ABD-Türkiye arasındaki ticaret hacmini 20 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarmak konuşuluyor. Mevcut siyasi gerginliği yaşayan siyasi liderler bunu konuştu. Amerika ile Çin’in gerginliğinden bizim pay almamız da bekleniyor. Bu coğrafyada alt yapısıyla bu ilişkileri geliştirmeye hazır tek ülke Türkiye. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross 5 gün İstanbul’da kalıp, ‘Yüzde 50-50 dengeli ticaret için geldim’ dedi. Biz 8 satıp 12 alıyoruz Amerika’ya. 100 milyar dolar’a çıkdığımızda, 6.5 kat artan ihracattan bahsediyoruz. TAİK ile birlikte 6 alan belirledik. ‘Amerika ile bu süreçte Mars’a üs kuracağız’ desek ütopik olurdu ama değil. Mücevherat, inşaat malzemeleri, mobilya, tekstil, otomotiv gibi sektörlerde öncelikli iş hacminin geliştirilmesi çalışmaları yapacağız.
En çok ihracatı AB ülkeleriyle yapsa da Türkiye, ileriye yönelik senaryolarda sorunlar olabileceği öngörülüyor. Bunları masaya yatırıyor mu DEİK?
Avrupa’nın Yeşil AB projesi var. Bu bizi etkileyecek. Bunlara hazırlıklı olmalıyız. Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay Avrupa İş Konseyi Başkanı oldu…Bizim için katma değeri yüksek her sektör önemli. Çok çalışmalıyız bunun için.
Çin’in Kuşak-Yol projesi Türkiye için avantajları ve dezavantajları beraberinde getiriyor. Şu günlerde Çin’deki Korona virüsü nedeniyle bu konunun seyrinin ne olacağını konuşmak soru işareti olsa da, Türkiye Kuşak-Yol Projesi dışında kalırsa ticari olarak bunun sonuçlarını olumsuz yaşayacak. Bu konudaki son durum nedir?
Çin İş Konseyi ve Lojistik İş Konseyi’yle konuşuyoruz. Kuşak ve Yol projesinin anlaşılması lazım. 6 hat var. Kuzey hattı bizi es geçiyor, güney hattı da bize hafif dokunuyor. Onlar Pire Limanı’nı kullanmayı planladılar. Orta hat bizden geçiyor. Bu hat çalışmazsa dışında kalırız. Çalıştığında da risk var, çalışmadığında da. Çin artık yüksek kalite ürün yapıyor. Hızlı ulaştırmak istiyor. 45 günde gönderirken ürünlerini, bu hatları devreye soktuğunda 13 günde AB ülkelerine indiriyor. Orta hattın çalışması güzel, ama biz de ihracatımızın yüzde 50’sini AB ülkelerine yapıyoruz. Bunu yaparken de üstünlüğümüz 3-4 günde buralara ulaşmak. Çin bunu bir haftada indirebilirse bizim üstünlüğümüz gider. Çin’i durduramayacağımız kesin. O zaman tedbir alacağız. Çin ürünlerini götürüp vagonları boş döndürmeyecek. Biz iyi değerlendirirsek yeni pazarlara da açılma ihtimalimiz var. Hem iş dünyası hem ekonomi yönetimi bunun üzerine çalışmalı. Çin, “2 trilyon dolarlık alım yapacağım” diyor.
Çin virüs etkisiyle yavaşlamaya başladı. Bunun etkisini dünya ticareti hissetmeye başladı mı?
Çin’deki küçük yavaşlamalar bile 300-400 milyar dolarlık etki yaratabiliyor. Bu yüzden önemli. Takipteyiz. Çin’le Türkiye ticareti 20 milyar dolar seviyesinde. 3’e, 17’i son rakamlar. Biz ithalatçıyız. Herkesin aklına plastik oyuncak gelmesin, ara mallar var Çin’de üretilen. Bu yüzden de Çin’le ticareti de geliştirmeyi sağlamalıyız.
DEİK çok kapsamlı, çok farklı alanlardaki şirketleri çatısı altında toplayan bir yapı. İş konseylerinin gündemi kalabalık. Yeni yönetim de belirlediniz. Şu var ki ekonomik ilişkilerin kuvvetli olması ülkelerin siyasi ilişkilerini de belirliyor. DEİK buna yönelik yeterli atakları yapabilecek mi?
2020 için 4 ana eksen belirledik. TAİK ile birlikte Amerika için yoğun çalışma gerçekleştireceğiz. 100 milyar dolar ticari hacim hedef. Rusya’yla da hedef 100 milyar dolar. Orada şu an 25-30 milyar dolar bandında. Orada da ithalatımız yoğun. Doğalgaz alıyoruz. DEİK’te her İş Konseyi kendi ülkesiyle ilgili hedefleri ortaya koydu. Performans değerlendirme kriterleri hazırladık. Başarılı olanlara ödül veriyoruz. Her ülke bazında ş konseylerinin hedefleri nereye götürüp götürmediğine bakıyoruz. Lobicilikte çok başarılı değiliz. İyi lobi yapmalıyız. Lobicilik siyasilere yükleniyor. Oysa iş dünyasına görev düşüyor. Amerika ve Avrupa tarafında yapmamız gerekenler var. Amerika’da kongre üyeleri Başkan’dan bağımsız hareket edebiliyor. Dar bölgeden seçiliyorlar. İş dünyası kongre üyeleriyle lobi yapmalı. DEİK bunu önceliğine alıyor artık. Kasım’da seçimler var, elimizi çabuk tutarsak kazanırız. Avrupa’yla ilgili de Gümrük Birliği modernizasyonu konusu var. AB- Brexit çalışma grupları da güzel adımlar atıyor. AB ve ABD’de etkin lobicilik ilk hedefimiz.
KÖY ÇOCUĞUYUM 11 YAŞINDA YATILI OKUMAYA BAŞLADIM
Siz nasıl bir aileden geliyorsunuz? Nasıl bir eğitim aldınız?
Ben bu ülkenin imkanlarıyla okudum. Zor koşullardan çıktım, 11 yaşında Burdur’dan Aydın’a yatılı okumaya gittim. 3 çocuklu bir aileden geliyorum. Annem yatılı okumamı istemedi, babam “Burada kalsın köy çocuğu mu olsun” dedi. Babam bakkallık da yaptı, ücretli de çalıştı, çiftçilik de yaptı ama benim okumamı hep destekledi. Ben hayatımda hep en iyisini yapma gayretinde oldum. Bu yüzden yorgunluk hissim yok. Ruhi yorgunluğunuz yoksa fiziki yorgunluklar geçiyor.
Siz uzun süre MÜSİAD başkanıydınız. 3 yıldır da DEİK Başkanısınız. Kendi şirketiniz de var. Zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz? Motivasyonunuzu nasıl yüksek tutuyorsunuz?
Ben sabah güne 06.30’da başlıyorum. Aynı hafta Amerika, İran, Çin’e gitmiş bir insanım. Saat kavramı hayatımdan kalkmış gibi. Son 15 günde 2 kere Afrika’ya gittim, 2 Avrupa seyahatine gittim. Tempo beni dinamik tutuyor. Motivasyonum yüksek.
Az önce söylediğiniz gibi çok seyahatli, toplantılı bir çalışma temponuz var. Siz nasıl dinleniyorsunuz?
Ben dost ortamlarında dinleniyorum. Dostlarla sohbet rahatlatır beni.
EN SON JOKER’İ İZLEDİM
Sinema, tiyatro, konsere gider misiniz? En son ne izlediniz?
Fırsat buldukça. Son Joker filmini izledim.
Okumaya fırsat buluyor musunuz?
Yolculuklarda ve dinlenirken okurum. En son Mustafa Özel’in “Roman Diliyle İktisat” kitabını okudum.
Sizi son dönemde en çok etkileyen, heyecanlandıran proje nedir?
Yerli otomobil projesi. Hepimizin gururu bir proje olacağına inanıyorum.
ANADOLU’YU ARAMIZA ALACAĞIZ
Diğer hedefler nedir?
Diasporayı iyi kullanırsak bu bir güçtür. Türkiye dışında yaşayan Türkler bizim için çok değerli. İş dünyasının yanı sıra yurtdışındaki akademisyenlerimiz, bilim insanlarımız, sanatçılarımız ve sporcularımız gücümüz. Bunlarla bir araya geleceğiz. Diğer hedefimiz de Anadolu. Anadolu’nun iş dünyasını harekete geçirmeliyiz. 145 iş konseyimiz var. Anadolu katılımını artırmamız lazım. 4 bin kişilik katılımımız var. Anadolu’da da ticari diplomasi yapacağız. DEİK nedir bunu anlatacağız. Anadolu’nun güçlü şirketlerini, yurtdışına açılan şirketlerini aramızda görmeliyiz. Her ay 2 şehire gidip kendimizi anlatmak istiyoruz.
NAİL OLPAK KİMDİR?
Nail Olpak 1961 yılında Burdur İbrecik’te doğdu. Aydın’da yatılı okudu. İTÜ Makine Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde enerji yüksek lisans yaptı. İş hayatına Umar Makina’da başladı. Uzun süre Cankurtaran Holding bünyesinde çalıştıktan sonra kendi şirketleri Nora Elektrik ve Pak Yatırım’ı kurdu. 2012-2017 yılları arasında MÜSİAD Başkanlığı yapan Olpak evli ve iki oğlu var. Oğullarından biri mimarlık okudu, diğeri de mekatronik okuyor.