Borrell, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Doğu Akdeniz ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu dış ilişkiler konularındaki Genel Kurul toplantısında milletvekillerine konuşma yaptı.
“Eski imparatorlukların geri gelmeye başladığını” belirten Borrell, “Bunlardan üçü Rusya, Çin ve Türkiye. Bunlar küresel ve bölgesel yaklaşımlarla gelen eskinin büyük imparatorlukları. Bu durum bizim için yeni bir ortam sunuyor.” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’deki gerginliğin düşürülmesi için yaz aylarında çaba gösterdiğini dile getiren Borrell, daha fazla çaba gerektiğini söyledi.
Borrell, Oruç Reis gemisinin Antalya limanına gitmesini “doğru yönde atılmış bir adım” olarak değerlendirerek, “Bu da bize diyalog için daha fazla adım atılabileceğine yönelik umut vadediyor. Bunu askeri yöntemlerle değil, diyalog ve müzakere ile çözeceğiz.” dedi.
AB’nin 21 Eylül’deki Dış İlişkiler Konseyi toplantısında ve 24 Eylül’deki AB Konseyi toplantısında Doğu Akdeniz konusunun ele alınacağını hatırlatan Borrell, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile dayanışma içinde olduğunu, bu toplantılarda Türkiye ile ilerleme olmaması halinde birçok seçeneğin masada olacağını söyledi.
Borrell, AB Konseyinin Türkiye ile ilişkilere yapıcı bir yaklaşım sergileyeceğine ilişkin umut bulunduğunu ancak bu duruma toplantıdan önceki gelişmelere göre karar verileceğini söyledi.
AP’nin Türkiye ile gerginliğin düşürülmesine yönelik çalışmaları desteklemesini isteyen Borrell, gerginliğin düşürülmesini engelleyecek adımların Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabaları da baltalayacağını, Birleşmiş Milletlerin görüşmeleri yeniden başlatmak istediğini, AB’nin de bunu desteklediğini belirtti.
Borrell, şöyle devam etti:
“Türkiye ile zıtlaşarak sorunlara çözüm bulunamayacağı açık. Bunu istemiyoruz. Türkiye AB’nin önemli bir komşusu. Coğrafyayı değiştiremeyeceğimize göre komşu olmaya devam edeceğiz. Türkiye aynı zamanda göç dahil birçok konuda önemli bir ortak. Örneğin göç akımlarını Türkiye’nin yardımı olmadan çözmenin zor olduğunu biliyoruz. Türkiye aynı zamanda AB’ye aday ülke. Nüfusunun çok büyük çoğunluğu bizim değerlerimizi benimsiyor ama Türkiye’nin eylemleri ve Türkiye’de olanlar, ilişkilerimizin geleceği için soru işaretleri oluşturuyor ve acilen bu sorulara cevap bulmamız gerekiyor.”