Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) yapılan açıklamaya göre, 2017 sonunda yüzde 19,5 olan avronun uluslararası rezervlerde payı, geçen yılın sonunda yüzde 20,7’ye yükseldi. Söz konusu dönemde avronun payı yüzde 1,2 artış gösterdi.
Geçen yıl avronun küresel döviz rezervleri, borç ihracı, mevduat ve kredilerdeki payı arttı. Uluslararası işlemlerin avro cinsinden faturalanması ise sabit kaldı. 2017’de uluslararası işlemlerin yüzde 36’sı, avro cinsinden faturalanmış veya ödenmişti.
Avronun küresel kredilerdeki payı yüzde 0,8 artarak yüzde 19,3’e ve günlük döviz piyasasındaki payı yüzde 0,7 yükselerek yüzde 37,7’ye ulaştı.
Avronun küresel rezervlerdeki payı artmasına karşın dolar, yüzde 61,7 pay ile dünyanın en çok tercih edilen rezerv para birimi konumunu koruyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, ülkelerin döviz rezervleri içerisinde doların payı 2001’de yüzde 73 düzeyinde bulunuyordu.
“TRUMP’IN POLİTİKALARI DOLARA OLAN GÜVENİ SARSTI”
Doların payı, ülkelerin uluslararası rezervlerini Japon yeni ve Çin yuanı gibi para birimleriyle çeşitlendirmeye başlamasından dolayı son 10 yıldır düzenli olarak düşüyor.
Analistler, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” politikasından kaynaklanan, tehdit içeren ve tutarsız açıklamalarının dolara olan güveni sarstığını belirterek, korumacı politikaların, ticaretin ABD’den uzaklaşmasına ve ticaret ortaklarının dolar yerine kendi para birimlerini kullanmasına neden olduğunu vurguluyor.
Analistler, Türkiye, İran, Çin ve Rusya gibi ülkelerin ticarette yerel para birimlerini kullanmak için çalışmalar yapmasının da dikkati çektiğini ifade ediyor.
AB Komisyonu, doların küresel çapta daha baskın olmasında; yüksek likidite, düşük işlem maliyetleri, emtia fiyatlarının dolar cinsinden belirlenmesi ve türev piyasalarında bir kriter olarak kullanılması gibi faktörlerin etkisinin bulunduğunu belirterek, avronun uluslararası rolünü güçlendirmek için çalışmalar yapıyor.