Sanders, New York Times’ta, İsrail’in son günlerdeki saldırılarına yönelik “ABD, Orta Doğu’da Yansız Bir Yaklaşımı Desteklemelidir” başlıklı bir makale yayınladı.
İsrail ile Filistin arasında yaşanan her çatışmada, yıllardır aynı “İsrail’in meşru müdafaa hakkı” söyleminin dillendirildiğini hatırlatan Sanders, “Peki, ‘Filistin halkının hakkı nedir?’ sorusu neden hiç sorulmuyor? Ve neden İsrail ve Filistin’deki şiddeti, yalnızca İsrail’e roketler düşerken fark ediyor gibi görünüyoruz?” diye yazdı.
“KUDÜS’TE FİLİSTİNLİ AİLELER, UZUN YILLARDIR TAHLİYE TEHDİDİ ALTINDA YAŞIYOR”
Sanders, Hamas tarafından fırlatılan roketlerin kabul edilemez olduğunu ancak bugün yaşanan çatışmaların bu roketlerle başlamadığının altını çizerek şöyle devam etti:
“Kudüs’ün mahallesi Şeyh Cerrah’taki Filistinli aileler, zorla yerlerinden edilmelerini kolaylaştırmak için tasarlanmış yasal sistemde uzun yıllardır tahliye tehdidi altında yaşıyor. Son haftalarda, aşırılık yanlısı yerleşimciler onları tahliye etme çabalarını yoğunlaştırdı. Ve trajik bir şekilde, bu tahliyeler daha geniş bir siyasi ve ekonomik baskı sisteminin sadece bir parçasıdır.”
İsrail’de Başbakan Benjamin Netanyahu hükümetinin Filistinlileri ötekileştirerek iki devletli çözüm olasılığını engellemek için yasa dışı yerleşim politikalarının peşinde koştuğunu vurgulayan Sanders, “İsrail, barış ve adalet yerine, o topraklarda eşitsiz ve demokratik olmayan kontrolünü sağlamlaştırıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“ROTAMIZI DEĞİŞTİRMELİYİZ”
Vermont senatörü, yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın şimdi dünyaya adalet ve demokrasi temelli bir yaklaşım sergileme şansı olduğuna işaret ederek, “Rotamızı değiştirmeli ve sivillerin korunmasına ilişkin uluslararası hukuku destekleyen ve güçlendiren tarafsız bir yaklaşım benimsemeliyiz.” şeklinde çağrıda bulundu.
ABD’nin İsrail’e her yıl yaklaşık 4 milyar dolar yardımda bulunduğunu hatırlatan Sanders, Netanyahu hükümeti ile onun demokratik olmayan ve ırkçı davranışlarını artık savunmayı bırakmak gerektiğini kaydetti.
Sanders, yazısını şu ifadelerle noktaladı:
“ABD’nin İsrailliler ve Filistinliler için geleceği inşa etmelerine yardım etmede önemli bir rol oynayacağına kuvvetle inanıyorum. Ancak ABD küresel sahnede insan hakları konusunda güvenilir bir ses olacaksa, politik olarak zor olsa bile uluslararası insan hakları standartlarını tutarlı bir şekilde korumalıyız. Filistin haklarının önemli olduğunu kabul etmeliyiz. Filistinlilerin yaşamı önemlidir.”