Galatasaray 2. Başkanı Abdurrahim Albayrak, Diyanet TV’de bir programa katıldı. Ramazan ayıyla ilgili duygularını paylaşan Albayrak, koronavirüse yakalandığında yaşadıklarını da anlattı.
Çocukluk anılarından bahseden Albayrak, “Yüce Allahıma şükürler olsun, bu akşam da iftar bozmayı nasip eyledi. 1960’lı yıllarda başlayan muhteşem iftar sofraları devam ediyor. 1963’lerde falan oruç tutmaya başladım. Bizim Rize’de ilkokula giderken bile oruç tutarsın.
Hiç unutmuyorum, ufak çocuktum, İstanbul’dan bir taksi gelmişti, İstanbul plakalı ama bizim köylü biri. Sigara içerken görmüşler, herkes birbirine böyle bir şey nasıl olabilir diye koşuyordu. O gün akşama kadar insanlar bunu çevrelerine söylediler.” ifadelerini kullandı.
“BAĞIRDIĞIMDA YER YERİNDEN OYNUYORDU”
Koronavirüse yakalandığında yaşadıklarını anlatan Albayrak, “İlk Kovid olduğumda kimse böyle bir şey bilmiyordu. Diz ağrılarım vardı, kramp giriyordu ayağıma, kramplar düzelmiyor falan, hastaneye gittim. Galatasaray Başkanımız Mustafa Cengiz geldi, bütün yönetim geldi falan, bir ağrı çekiyorum, bir bağırıyorum, yer yerinden oynuyor, böyle bir ağrı olamaz.
Bir şey yok dediler, Parol verdiler, gittim. 2-3 gün sonra hanımda bir şey olmaya başladı, gidelim hastaneye dedi. Gittik hastaneye, bir aldılar bizi, ciğerlerimizi kaplamış. Koydular bizi bir odaya, iki gün sabah öğle akşam Parol içirdiler.
“CUMHURBAŞKANIMIZ ÇOK İLGİLENDİ”
Şimdi herkes Allah’a şükretsin, hemşire, doktor bir düğmeye basıyor, 1. günden 7. güne kadar ne ilaç alacağınızı söylüyor. Bu iş böyle devam ederken, sağolsun Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımıza teşekkür ediyorum, çok aradılar, çok ilgilendiler.
Bakıyorsunuz, hastaneden sıra sıra tabutlar çıkıyor, fazla sürmedi, birkaç gün sonra oğlum hikmet Kovid oldu, o başka yerde yatıyor, gelinim arıyor, dünya tatlısı bir torunum var, yeni evlenmiş oğlum kovid, o bir taraftan. 5-6 gün geçti, en büyük kızım İlknur kovid olmuş, kocası götüremiyor, ona da geçer diye, tek başına, bizim stadyumun yanından arabaya biniyor, benim olduğum hastaneye geliyor.
“ÇARESİZ HALDE KENDİMİ PARÇALAMAYA ÇALIŞIYORDUM”
Bir baba olarak kapalı bir odadasınız, nefes alamıyorsunuz, temiz hava alamıyorsunuz. Oğlunuz orada, siz eşinizle yatıyorsunuz, kızımın geldiğini duyduğumda ağlayarak telefonla konuştum. ‘Çok kötüyüm’ dedi. Çocuğun kaçıyor, oğlun kaçıyor, kimse yaklaşamıyor.
O anda bir baba olarak, çaresiz bir halde, kafayı üşütmüş, kendimi duvarlardan duvara vurarak kendimi parçalamaya çalışıyorum, ne yapacağımı şaşırmışım. Yüce Allah’ın o günlerde bana sabır verdi. O günlerde aklıma koyduğum her şeyi hayata çeviriyorum.” ifadelerini kullandı.