Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılmasını önlemek için yapılan “Evde kal” çağrılarının etkisiyle insanların sokağa çıkmayıp evde kalmaları trafikteki araç sayısı azalttı. Azalan araç sayısı ve sanayideki yavaşlama, Marmara Bölgesi’nin havasına olumlu yansıdı. Hava kirliliğinin azalması sayesinde havanın açık olduğu günlerde artık İstanbul’dan Uludağ’ın zirvesi görülebiliyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, yaptığı açıklamada, hava şartlarının uygun olması halinde insanların dünyanın eğriliğinin üzerindeki yüksek dağları çıplak gözle 200-300 kilometreye kadar görebileceğini anlattı.
Uygun meteorolojik şartlar ve konumdan Everest Dağı’nı 300 kilometreden daha uzak mesafeden görenlerin olduğunu dile getiren Toros, Uludağ’ın da İstanbul’dan görülebileceğini belirtti.
Toros, bunun için uygun hava şartlarının oluşması gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi:
“Havanın içerisindeki nem miktarı, toz ve kirleticiler azaldıkça daha uzak mesafeleri görebiliriz. Gün içerisinde hava sabah saatlerinde daha sakindir. Öğleden sonra havanın ısınmasıyla gün düşey yönde hava hareketlenip kararsız hale gelir, havada kırılmalar olur. Örneğin yazın sıcakların yoğun olduğu dönemlerde asfalta veya çöle baktığımızda serap görülebilir. Serap bilhassa yeryüzünün çok ısınması sonucu güneş ışınlarının kırılması sonucu oluşan optik illüzyonlardır. Böyle bir durumda görme mesafesi düşer.”
Sabah saatlerinde havanın daha kararlı ve türbülansın daha az olduğunu belirten Toros, “Yüksek olması ve İstanbul ile arasında bir engel olmaması sebebiyle Uludağ’ı görmek için yaz aylarında sabah saatleri daha uygun olabilir. Görüş mesafesini etkileyen birçok faktör vardır. Örneğin deniz yüzeyinden gelen hava daha nemli olabilir. Yüksek basınçta inici hava hareketleri vardır, yer seviyesinde pus oluşabilir. Şehirlerde hava kirliliği görüş mesafesini olumsuz etkiler.” diye konuştu.
Gravürlerde İstanbul ve Boğaz siluetinin arkasında Uludağ resmediliyor
Tarihçi-Yazar Zafer Bilgi de bazı eski İstanbul gravürlerinde İstanbul ve Boğaz siluetinin arkasında Uludağ’ın da resmedildiğinin görüldüğünü dile getirdi.
17. yüzyılın önemli gezgin ve nesir yazarı Evliya Çelebi’nin meşhur Seyahatname eserinde, Uludağ ve İstanbul’un karşılıklı görülmelerine değindiğini aktaran Bilgi, “Bugün İstanbul’un bina ve gökdelen keşmekeşinden, kalabalık nüfustan, hava kirliliğinden bir şey göremiyoruz. Ancak Osmanlı döneminde kalabalık nüfus ve keşmekeş binalar yerine uçsuz bucaksız ovalar ve tepeler göze çarpmaktaydı.” dedi.
Bilgi, Evliya Çelebi’nin “Cebeli Ruhban” diye bahsettiği dağın Uludağ olduğunu, Seyahatname’de Ruhban Dağı’ndan Yeni Cami’nin altın yaldızlı minarelerinin görüldüğünün yazılı olduğunu anlattı.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’de Uludağ’la ilgili başka bilgiler de paylaştığına değinen Bilgi, şunları aktardı:
“Evliya Çelebi, Seyahatname’de ‘Bulutsuz açık havada bakıldığında güneşin ışıkları ateş gibi İstanbul kalesine vurunca yedi kuleleri, Sultanahmet Camii’nin 6 minaresi ve Ayasofya Camii açıkça görülür. Bu kadar yüksek bir dağdır. Doğuda ve güneyde Kütahya, Tavşanlı Kasabası ve nice kasabaları, köyleri Ruhban Dağı’ndan görmek mümkündür.’ diyor. Ayrıca Galata Kulesi hakkında bilgi verirken, ‘Kuleden bakılınca Bursa’daki Ruhban Dağı ve dürbün ile bakıldığında da Bursa’daki bütün imaretleri görülür.’ şeklinde yazıyor.”