Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Bakan Kasapoğlu, herkesi yakından ilgilendiren kritik mesajlar verdi…
Süper Lig’de 201920 sezonu başlıyor. Futbol kamuoyu yine yarış kızıştıkça, tartışma yaratmayı çok seviyor. Yöneticilere, başkanlara, TFF’ye, hakemlere, futbolculara ve taraftarlara
ne mesaj vermek istersiniz?
Yöneticilere: “Maddi ve idari anlamda sorumluluklarını unutmasınlar.” Başkanlara: “Ülke sporuna ve tüm sporseverlere karşı sorumluluklarını unutmasınlar.” Federasyona: “Adil yönetim, şeffaf ve denetlenebilir bir sistemin uygulayıcısı olsunlar.” Hakemlere: “Gördüklerini çalsınlar. Etki altında kalmasınlar.” Futbolculara: “Michael Jordan’ın şu sözünü unutmasınlar; yetenek maçı kazandırır ama zeka ve takım oyunu şampiyonluğu.” Taraftarlara: “Kulüplerin gerçek sahipleri olduklarını unutmadan, rakiplere saygılı olsunlar.”
İngiltere’yi örnek almak yetmez onlar gibi ders çıkarmalıyız
Sezon ilerledikçe konuşmalarda ne yazık ki kantarın topuzu kaçıyor. Bu tür konuşmalar için bir NBA ceza modeli önerir misiniz?
Dünya futbolunda birçok ülke bu tip sorunlarla uğraştı ve çözümünü buldu. Heysel ve Hillsborough faciaları, ‘Firm’ denen tribün çetelerinin, onları besleyen yöneticilerin ve stadyumlardaki anarşinin sonunu getirdi İngiltere’de ve ardından Premier Lig kuruldu. Bugün İngiliz liginin centilmenliğini, marka değerini, ekonomik büyüklüğünü, geçen sezon UEFA ve Şampiyonlar Ligi’nde kulüplerin başarılarını konuşuyor, onlara öykünüyorsak bu tarihsel süreci iyi tahlil edip, dersler çıkarmamız ve samimiyetle uygulamamız lazım.
20-25 yıllık bu köhne ve sorunlu yönetim şekli acilen terk edilmeli
Kulüplerin mali yapısı ile ilgili kriterler bu sezon başında uygulanacaktı. Ama TFF ‘Yetişmedi’ diyerek devre arasını hedef gösterdi. Buna ne diyorsunuz?
Ayrıca ‘Kulüpler Yasası’ çıkacak mı? Bu soruyu yönelttiğim 5. bakan olabilirsiniz… Kulüplerin mali yapısını tek başına sorunun merkezine koyarsak gerçekçi çözüm üretemeyiz. Sorunun odağında idari, mali ve sportif bütüncül bir yönetsel yaklaşım açmazı var, hem de 20-25 yıllık bir süreci kapsayan. Bu köhne ve sorunlu spor yönetim şeklinin terk edilmesi lazım. Çağdaş, rasyonel, denetlenebilir ve sürdürülebilir bir sisteme geçmek için de hem yasal hem mali düzenlemelere çok acil ihtiyaç var. Bakın yeni ‘Kulüpler Yasası’ dediğiniz kanun değişimi için geçmişte de girişimler olmuştu. Sadece son dört bakanımız döneminde değil 20-25 yıllık bir süreçte dönem dönem gündeme geldi, çalışmalar yapıldı ve birçok sebeple hayata geçmedi. Bu konu elbette Yasama’nın nihayetlendireceği bir konu ancak bizler de bu konuda her desteği vereceğiz.
Ceferin, ‘Tesisleşmede dünyada teksiniz’ dedi
İstanbul’un ev sahipliğinde düzenlenen UEFA Süper Kupa karşılaşmasına ilişkin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; İstanbul kendine yakışan ev sahipliğini en güzel şekliyle icra etti. Medeniyetlerin buluşma ve birleşme noktası olan kadim şehrimiz, milyonlarca futbolseverin uzun yıllar unutamayacağı bir finale ev sahipliği yaptı.
EN İYİSİNİ YAPARIZ
Ülkemiz, son 17 yılda, Sayın Cumhurbaşkanımız’ın önderliğinde spora ve sporcuya verdiği önemle, o stratejik anlayışla, vizyonla çok önemli bir noktaya geldi. Tesisleşme anlamında elde ettiğimiz bu büyük başarıyı, dünyanın da yakından takip ettiğini özellikle belirtmeliyim. Örneğin UEFA Başkanı Aleksandar Ceferin ile yaptığımız sohbette kendisi, Türkiye’deki tesisleşmenin dünyanın başka bir ülkesinde olmadığını ifade etti. Bu manada hem statlarımız hem diğer tesislerimiz hem de insanımızın o ince ruhlu özelliği, misafirperverliği, dünyanın en girift organizasyonlarını, en mükemmel şekilde yapabildiğimizi bir kez daha herkese gösterdik.
2020 ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİ DE İSTANBUL’DA
UEFA 2020 Şampiyonlar Ligi finalinin de gelecek yıl mayıs ayında Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynanacağını hatırlatmak isterim. Bu anlamda ülkemizin organizasyon düzenleme konusundaki başarısı ve becerisini, her zaman olduğu gibi en güzel şekilde dünyaya göstereceğine yürekten inanıyorum.
BİSİKLET SPORU GÜNLÜK YAŞAMA MUTLAKA GİRMELİ
Bisiklet sporuna ne denli önem verdiğinizi iyi biliyoruz. Gençlerle bu anlamda bir araya gelmeyi düşünüyor musunuz?
Tabii ki sportif aktiviteler vesilesiyle gençlerimizle sık sık bir araya gelmekten dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Şu anda Eymir Gölü’nde gençlik merkezlerimizdeki gençlerimiz ve göl etrafında spor yapan kardeşlerimizle bir aradayız. Bisiklet sadece spor anlamında değil günlük yaşamda da gençlerimiz için önemli bir yere sahip olmalı. Biz de bu bilinci ortaya koyma adına gençlerimizle bisiklet etkinliklerine katılıyor, birlikte bisiklet sürüyoruz. İlerleyen günlerde bu tür anlamlı etkinlikleri genç kardeşlerimizle düzenlemeye devam edeceğiz.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Eymir Gölü’ndeki gençlik merkezlerimizde düzenlenen bisiklet etkinliğinde gençlerle bir araya geldi. Organizasyondan büyük keyif aldığını belirten Kasapoğlu, “Gençlerimizin bisiklet etkinliğindeki heyecanı ve mutluluğu gözlerinden okunuyor” dedi.
Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları için bir çalışma yaptığınızı biliyoruz. Hatta bir madalya değerlendirilmesi bile yapılmış. Ortaya Rio 2016’dan daha başarılı bir tablo çıkacağı sonucu çıkmış. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Tokyo 2020 için madalya analizi ve tahmini yapan ciddi uluslararası kurumlara göre 2016’dan daha başarılı bir olimpiyat olacağı tahminleri var. Sonuçta bu tahminler sporcuların bugünkü performansları üzerinden yapılıyor. O tahminlerde altın madalya adayı olarak gösterilen bir sporcumuz, Allah göstermesin finalde sakatlanabilir bu sporun içinde olan bir risk, o yüzden bu analizler bir tarafa bizim asıl önemsememiz gereken konu sürdürülebilir ve çağdaş spor sistemimizin olması. Sporu tabana yaydıkça tabandaki katılım, piramidin tepesindeki elit sporcu sayısını da artıracaktır doğal olarak. Sistem bir yandan 2024 Oyunları’na hazırlık sürecine girerken, diğer yandan alt yaş gruplarında 2028 ve 2032’nin hazırlıkları başlamış olacak.
TFF Başkanı Nihat Özdemir 2028 Avrupa Şampiyonası’na aday olacağımızı açıkladı. Buna nasıl yaklaşıyorsunuz ve ayrıca Türkiye yeniden olimpiyatlara aday olacak mı?
Sayın Cumhurbaşkanımız’ın yönetiminde son 17 yılda yapılan spor tesisleri büyük bir başarı öyküsüdür. Bu sürecin devamında bu tip büyük spor organizasyonlarına en hazır ve güçlü aday konumunda bir ülke Türkiye. Önemli olan sadece yapmak değil bu tip organizasyonlardan ne tür miraslar bırakacağımız ülke sporuna ve insanımıza.
