Özellikle sosyal medyada oldukça ayarsız yorumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu yorumları bazıları ‘ifade özgürlüğü’ olarak tanımlayabiliyor. Fakat neredeyse hiçbirinin ifade özgürlüğüyle ilgisi yok, alenen nefret söylemi. Bunun ayrımını yapamıyorsanız bu maddeleri mutlaka okumalısınız!
1. Fiziksel özellikleri alay konusu etmemeliyiz. Bir insana “Şişko” diye hakaret etme hakkımız yok. Fazla kilo sizi rahatsız ediyorsa kilo almamaya bakın, başkasının kiloları bizi ilgilendirmez.
2. Psikolojik rahatsızlıkları alay konusu etmemeli, hakaret ifadeleri olarak kullanmamalıyız. “Kanserliye bak ya nihoho” diyor muyuz? Hayır. O zaman “Bipolar deli ya” da dememeliyiz.
“Onda zaten bipolar var”, “Depresif salak yhaa” gibi hakaret biçimlerine günlük hayatta sık sık rastlıyoruz. Hastalıkla alay etmek başlı başına bir hastalıktır.
3. Cinsiyeti, cinsel yönelimi sebebiyle bir insana hakaret etmemeli, bunları hakaret tabirleri olarak kullanmamalıyız.
Nelerden bahsettiğimi herkes çok iyi biliyor esasında. Birini aşağılamak için ona “Homo” demenizin esasında aşağılayıcı bir yanı yok. Eşcinsellik, kadınlık, erkeklik, translık, biseksüellik, aseksüellik ve daha nicesi sizi başkasından üstün veya aşağı kılmaz. O yüzden “Karı gibi konuşuyor” derken bir dönüp yanımızda oturan sevgilimize bakalım. Veya “Erkek değil mi, hepsi şrfsz” derken çayını içen babamıza göz atalım. “Dönme”, “İbne” ve benzeri şekillerde hakaret etmek hiçbirimizin haddi değil.
4. İnsanların medeni hallerinden bize ne? Bir insan bekar mı, dul mu, evli mi hiçbirimizi alakadar etmez! “Evde kalmış kız kurusu” demeden evvel bir düşünelim.
5. Engelli insanlar kusurlu değillerdir, hakaret tabirine malzeme olacak hiçbir yanları yoktur. Ne acınmaya ihtiyaçları vardır, ne de yerilmeye. “Özürlü”, “Sakat”, “Spastik” demeden evvel bunu düşünmekte fayda var.
6. Hiç tanımadığımız bir insanın kılık kıyafeti bizi zerre alakadar etmez. Kimsenin zevki bize uymak zorunda değil. Herkes aynı giyinse dünya tek tip formayla gezen insan cennetine döner. “Bana ne” demeyi öğrenmek lazım.
7. İnsanların meslekleri bir alay konusu veya hakaret gerekçesi değildir. “Çöpçü!” diye bir “hakaret” var örneğin. Emekçi insanları yaptıkları işten ötürü aşağılamanın elle tutulur bir yanı yok.
8. İnsanların kendi bedenleriyle ilgili verdikleri kararlar alay konusu olamaz, hakaret tabirine dönüşemez. “Erkek gibi saçını kazıtmış”, “Karı gibi küpe takıyor” İki günahı aynı anda işliyor oluruz.
Yok “başını kapamış”, yok “kıçını açmış”, tüm bunlardan bize ne? Kişinin kendi tercihi, saygı duymakla yükümlüyüz.
9. Bir insanın ismiyle alay etmemeliyiz. Bu isimler bize ailelerimiz tarafından konuyor. “Berkcan”lar “Satılmış”larla, “Satılmış”lar “Okşan”larla alay etmemeli.
Burada parantez açıp, meşhur “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisine de değinelim. Özellikle futbol kültüründe tecavüz “şaka”larından geçilmezken bu isim sıkça pankartlarda karşımıza çıkıyor. İsmi “Fatmagül” olan insanların çektiklerini varın siz düşünün.
10. İnsanların maddi durumları kesinlikle bir alay konusu değildir. “Fakir” diyerek birine aşağıladığınız olursa aklınızda bulunsun, bu adaletsizliğin nedeni o insanlar değil.
11. Dini inançlar ve aynı şekilde dinsizlik birer hakaret malzemesi olmamalıdır. Dünyada binlerce din var, birine “Dinsiz” diye hakaret ettiğimizi sanırken aslında durum tespiti yapıyoruz. Hakaret boşa gidiyor yani, o yüzden etmemek en güzeli.
12. İnsanları mensup oldukları milliyetten ötürü küçümseyemez, söz konusu milliyeti hakaret tabiri olarak kullanamayız. İnsanların ırkından, renginden, milliyetinden bize ne? Kimse kimseye üstün değil.
13. Hepimiz sık sık bu hataya düşeriz. ‘Adi köpek’ deriz mesela. Esasında köpekler insanın en iyi dostudur.
Bu ifadeyi bir kere daha düşününce aslında ne kadar gereksiz ve yanlış olduğunu zaten fark edeceksiniz.
Bonus: Tacizin ve tecavüzün hiçbir surette şakası olamaz, bu şiddet eylemleri bir alay konusuna veya hakaret tabirine dönüşemez. Çünkü bunların “komik” veya “aşağılık” hiçbir tarafı yok.
Taciz ve tecavüz çok ciddi şiddet eylemleridir. Birine “S*k*k” demeden evvel bir açıp anlamına bakmak lazım. Özellikle futbol camiasında tecavüz “şakalarından” geçilmiyor. Bir taciz ya da tecavüz mağdurunun “aşağılık” ya da “aşağılanacak” hiçbir tarafı yoktur.